bugün

ODTÜ mezunu Dr. Mimar Hande Egel, turizm tesislerinde yenilenme, müşteri sadakati gibi konularda geniş kapsamlı bir araştırmaya imza attı. Alanya, Antalya, Kemer, Çeşme ve Bodrum´a kadar uzanan sahil şeridinde rastgele seçilen 4-5 yıldızlı otellerde konaklayan 1200 turistin katılımı ile yapılan çalışmada bir turistin tatil sırasında nelere önem verdiği araştırıldı.

2 yıl süren araştırma kapsamında otel yatırımcılarından büyük destek gördüklerini belirten Egel, ankete katılan turistlere tam 140 soru sorduklarını söylüyor. "Bir otelde hizmet kalitesini sürdürebilir kılmak, mekân kalitesi sağlanmadığı sürece mümkün değil" diyen Egel, şöyle devam ediyor:



"Hizmet ve mekân kalitesi bir bütün olarak ele alınmazsa konaklayan misafir sadakatini (tekrar tesise gelen misafir oranı) yakalamak zor. Bu araştırma sonucunda turizmdeki en büyük yanlış, ´turisti tesise tekrar getiren olgunun fiyat düşmesi, tekrar gelişte indirim yapılması, hediyelerin, promosyonların ve tek başına hizmet kalitesidir´ düşüncesinin gerçek olmadığı ortaya çıktı."

ABD´li turistlerin özellikle odaların küçüklüğünden rahatsız olduğunu ifade eden Egel, Türkiye´deki otel odalarının büyüklüğünün genelde dünya standartlarının altında olduğunu vurguladı.

Araştırmada son aylarda gündemde olan küresel ısınma konusu da yer almış. Buna göre küresel ısınmanın etkilerinin müşterilerin otellerdeki tercihlerini değiştirdiğini kaydeden Egel, "Özellikle otel odalarında ekolojik ürün kullananlar ve ekolojiye uygun tasarım yapan oteller müşteriyi tekrar çekme konusunda önemli bir rol oynuyor" dedi.

Turistlerin otellerde en çok teknik problemlerden rahatsız olduğunu kaydeden Egel, araştırmada ortaya çıkan diğer rahatsızlık veren konuları ise şöyle sıralıyor: "Mekânın konseptini itici bulanlar var. Otel tasarımını cafcaflı bulanlar var. Aslına bakarsanız turistlerin büyük çoğunluğu ne çok sade, her tarafı bembeyaz ne de çok rüküş ve lüks bir otel ve oda istiyor. Türkiye´ye gelen turistlerin otellerde görmek istediği Akdenizli bir ülkenin özellikleri. Kendilerini deniz kenarında bir otelde olduğunu hissetmek istiyorlar."

Bugüne kadar otel yatırımlarında hizmet verilen hedef kitleye göre odalarda hangi ışıkların ve hangi mobilya tarzının kullanılması gerektiği konusunda bir araştırma yapılmadığını vurgulayan Egel, şöyle dedi: "Otel yatırımcıları ve işletmecileri bilinçaltında ´Müşteriyi nasıl etkileyebiliriz´i düşünmüyor. Bugüne kadar yatırım yapılırken kullanılan yöntem yatırımcı ve işletmeci birlikte mimara gider ve siparişe göre bina yaptırırdı.



Türkiye´de 1980´li yıllardan itibaren yapılan yatırımlar bu şekilde yapıldı. 1995´lere kadar durum böyle devam etti. Ama son yıllarda turizmde ciddi anlamda pazarlama sorunu var. Bunun birinci sebebi tesislerin belirli bir konseptinin olmamasından kaynaklanıyor. Binalar artık eskidi. Bu eskiyen binaların yenilenmesi için yaklaşık 1.9 milyar dolarlık bir asgari bütçe öngörülüyor. Bu nedenle doğru yenileme yatırımı yapılırken turistlerin beklentilerini göz ardı etmemek gerekiyor. Ancak bu sayede dünya turizm pastasından istediğimiz payı alabiliriz ve otelleri iyi fiyatla satabiliriz."





Mimar Hande Egel´e göre bir turist odaya girdiğinde kendisini rahatsız eden şeyleri görmek istemiyor. Bilinçli turistlerin otel seçerken önem verdiği kriterler arasında birinciliği tesisin çevresindeki doğal güzellikler alıyor. Bunu oteldeki yemekler izliyor. Üçüncü önemli olan kriter ise odanın iç tasarımı. Bunun arkasından ise tesis ve havaalanı arasındaki transfer hizmetleri geliyor. Bu kriterleri son sıralarda ekolojik tasarım, otelde bulunan diğer müşteriler ve tekrar geldiğinde yapılan indirimler izliyor.



Bir turistin otel seçerken bütün özelliklerinin yanında önce odanın nasıl olduğuna baktığını belirten Egel, "Otelde kalacak kişi için oda tasarımı birçok şeyden daha önce geliyor. Çünkü kişi tatilde çoğu vaktini odada geçiriyor. Zaten otel odaları tesisin yüzde 70´ine yakınını oluşturuyor. Otellerin para kazandıkları en önemli yer de otel odaları" diyor. *
açık büfe ve bol bol biradır.
konaklama.

Ruslari saymazsak turistlerin tamami gezip gormeye geliyor dolayisiyla bir otele tikilip kalmiyorlar. Her eglence mekanina, her tarihi yapiya mutlaka bir defa ziyaret gerceklestirirler.