bugün

melih gökçek'in toplu taşım indirimi ile ilgili yaptığı açıklamalardan biri. iftira atayım derken kantarın topuzunu kaçırmış iyice.

tkp işi gücü bırakıp senin değirmenine su mu taşıyacak otobüs taşlayarak? ağzından çıkan bir kelime de bir yerinden gerçekle temas etsin be adam. yalan dolandan başka işin kalmadı. bunun sıfatına bakıp da ettiği bir kelama inananın kafası taştan gelsin inşallah, gün yüzü göremesin, çocuklarını sevemesin.
Gökçek'in temel mücadele aracı ve söylemi uydurma, demagoji, karalamaya dayanır... Bunun sayısız örneğini hatırlamak mümkün. Kendi payıma, Gökçek ve benzerleri bu üsluba başvurduklarında hep bu tür bir tartışma veya saldırının ne denli büyük bir sınav olduğunu düşünmüşümdür. Bu düzeysiz sınavdan bariz biçimde üstün çıkmak, mütecavizin yanında sadece parayla tuttuğu amigolarını bırakmak mümkündür.

Bugüne dek Gökçek'in başına bela olanlar arasında ciddi yarılmalar yaratan, hatta anketlere göre üstün gelen olmuştur. Ancak benim kastettiğim bunun çok ötesinde açık bir üstünlüktür. Bunun düzenin içinde mümkün olmadığını, olsa olsa solun işi, bizim işimiz olduğunu bilmeliyiz. Kentlerin başına örülen yağma çoraplarının yamanmasının çağı geçti. Eskiden kapitalizm bir yandan ilerletirken diğer yandan yoksulluk, sefalet üretirmiş. Geçiniz! Temelde bu nedenle, kapitalizm artık kategorik olarak "ilerletmediği" için Gökçek'i geri püskürtecek olanların, öncelikle kapitalizm içi uygulamaların tashihçisi olmaması gerekir.

(bkz: melih gökçek otobüsleri taşlatacak)