bugün

tanım: 2010 yılında gösterime giren belgesel film.

tanımı siktir edin siz, belgeseller hep sıkıcı gelmiştir bana zaten. birileri sürekli bişeyler anlatır, anlatır, anlatır. ama bu kez öyle değil.hayat bir senaryodan ibaret gibi. pablo escobar ve andres escobar filmin gerçek hayattan karakterleri. bakmayın isimlerindeki benzerliğe, her hangi bir kan bağları yok. hatta taban tabana zıt yaşama sahip iki kişi.
pablo escobarı bilmeyen yoktur. kimsenin tanımadığını varsayarak şöyle anlatıyım kısaca: pablo dönemin kolombiya nın uyuşturucu kartelini yöneten en büyük pasta dilimi. ülkenin o dönemlerde ki faili meçhul cinayetlerinin baş karakteri. binlerce insanın ölüm fermanını yazdığı, onlarcasını da bizzat kendi katlettiği biliniyor. 200 den fazla yargıç ve 1000 den fazla güvenlik görevlisini yoluna çıktığı için öldürmüş. dahası öldürülen kişiler arasında: milletvekilleri, bakanlar, dönemin devlet başkanı adayları da var. bu kadar büyük bir güç uzun uğraşlar sonucunda nihayetinde öldürülüyor. devrim daima kendi içinde ve kendi elleriyle son bulacaktır gerçekliği burda da değişmemiş amnakym. pablo kaçak yaşadığı dönemde abd-kolombiya iş birliğiyle çökertilemedi. nasıl çökertildi peki; bu kaçak dönemde kendi kartelini kurmak isteyen en yakın arkadaşı ve adamı tarafından yürütülen operasyonla katledildi.

gelelim andres escobara: bu güzel kardeşimiz milan ın transfer listesine girecek kadar iyi bir futbolcu. 1993 yılında efsane kolombiya takımının en önemli kozlarındandı. onun kaderi 94 dünya kupasında amerika maçında kendi kalesine attığı golden sonra değişti. kolombiya kupanın en büyük favorilerinden di; herkezin beklentisi çok büyüktü. kolombiya nın halen kaos ortamından çıkmadığı bu süreçte attığı o gol 5 gün sonra medellin şehrinde arkadaşlarıyla gece 03:00 da vücuduna isabet eden 6 kurşunla karşılık bulacaktı. kendi kalesine gol attığı için adamı sırtından vurdular. vuran kişi humberto castro muñoz adında kavruk bi yarak kafası afedersin. sıktığı her kurşundan sonra gooool gooool dediği rivayet ediliyor ve bu adam 46 yıl hapis cezası alıp iyi halden 11 yılda paçayı kurtarmış.
kaybedecek bir şeyi olmayan insandan korkacaksın şu hayatta arkadaş ve bir de kolombiyalılardan diye ekliyorum şu saatten sonra. escobar denen at kafası polis başına 3000 $ ödül koyunca av tüfeğini alan şehre inmiş falan. yazdıklarım burada bitiyorum ama siz bu belgeseli muhakkak izliyorsunuz.
dünyanın gelmiş geçmiş en zengin suçlusu olan kolombiyalı uyuşturucu karteli pablo escobar'ı ve soyad benzerliği bulunan 1994 yılı dünya kupasına katılan kolombiya milli takımının kaptanı andres escobar'ın kesişen hayatlarını anlatıyor ve bu iki escobar'da günümüzde hayatta değil.

pablo escobar kolombiya'da servetini futbola yatıran bu şekilde kara parasını aklayan 1989'da dünyanın en zengin 7. kişisi olmuş uyuşturucu kralı. andres escobar ise pablo'nun sahibi olduğu takımın kaptanı olan başarılı defans oyuncusu.

kolombiya halkının içine bir sosyolojik yolculuğa çıkarıyor sizi film ve pablo escobar'ın fakirlere yardım etmesinden dolayı ülkenin tapılan kişisi haline dönüşmesine tanık oluyorsunuz. suçlu pablo escobar mıydı? halk mıydı? yoksa devlet miydi? kesinlikle kolombiya devletidir halkını yiyeceğe ve eve muhtaç bırakarak. bu insanlar zor durumda olduklarından onlara göre böylesine büyük bir yardımın minnettarlığını göstermek için her şeyi yapabilirlerdi.
(bkz: iki escobar)
ciddi bir belgesel.

"sen bizim her şeyimizdin..şimdi biz sensiz ne yaparız. bizlere kalbinin köşesinden evler verdin"

pepeler'in öldürdüğü Pablo escobar'ın ardından yaşlı bir Kolombiyalı kadın işte böyle ağıt yakıyordu.

illegalitenin legalleşmesi belki de illegaliteyle hellaleşmesiydi yaşlı kadının bu ağıdı.

bazen bir olguya farklı iki değer yükler insan.