bugün

ağzının tadını bilememe sendromu.
zamanla değişebilecek bir huydur. küçükken hatırlıyorum annem evde yemek yaparken kendi köy günlerine özlem sebebiyle bide o yağı eritip köpüğünü alıp bir kaba koyardı. o erimiş, tekrar donmuş yağla yapılan her yemek midemi bulandırırdı. allahtan büyüdük annemin alışkanlıktan yaptığı tüm saçma ve akıl dışı teknikleri bertaraf ettik. taze tereyağı eritiyoruz , yakmıyoruz, kokutmuyoruz, tadını acılaştırmıyoruz ve muhteşem omletler ve yemekler yapıyoruz.
çoğu zaman pilavdan da nefret etme sebebidir.
trabzonlular için dayak atma sebebidir.
aslında vücutta katı halde kalmadığı için sağlıklı bile sayılır. yeter ki saf olsun.
nefret edilmesi normal bir keresinde ineğin işkembe yada dalak yağından yapıldığını duymuştum.
tereyağından kıl çeker gibi ... deyimi tereyağından nefret etmem için başlıbaşına bir nedendir.
evet sorun sadece kokuysa, kokmayanı da var köy tipi ve sarı tereyağ almazsanız beyaz tereyağını tercih ederseniz koku hiç olmaz demiyorum ama minimum ve yenecek seviyede olur.
damak zevkidir ama tereyağ da sevilmez mi ya?