bugün

masum bir önerme gibi görünüyor ama değil. askerlikte örtü kuvveti diye bir kavram vardır. bu da öyle. aslında anlatılmak istenen gelin şu suçların alayını üstlenelim. mesela ermeni soykırımını yaptık diyelim. gerekçe de hazır, bilmem ne kadar ülke tanımış. onların götüne koyayım. hayır böyle ciddi bir konuda adamın ağzını bozduruyorsunuz, ona ayrı yanarım.
Osmanlı arşivlerinde tehcir edilen ( tehcir diyorum, aykırı konuşunca kendini aydın zanneden tatlı su hümanisti entel züppe ve sen doğduğu ülkeye düşman aşağılık kompleksli haincik ) her bir ermeni yurttaşın kaydı tutulmuş, malı, mülkü teminat altına alınsın diye yerel amirler müteselsil olarak mesul ilan edilmiş, o zamanki bakanlar kurulu kararı var arşivlerde, gelin bakın diyoruz, elin Fransız, Amerikalı, isviçreli orospu çocuğunun umurunda değil, o zaten türkleri mahkum etmiş. onun bunun yalan hatıratını delil kabul ediyor. en son talat Paşa'nın katilinin oğlu '' babam kahraman değil, katildi , mahkemede söylediği gibi hiç bir kız kardeşi de yoktu '' dedi. kime, bir alman ve Amerikan gazetesine. aç oku yavşak.
bunu söylemekten nefret ediyorum ama, hayatta en iyi üç arkadaşından biri yunan ( rum değil, basbayağı yunan, nickime bakın bir ) bir diğeri ermeni olan bir adamım ben. babam laz, annem Arnavut, milliyetçilikten nefret ederim ama kendimi türk olarak tanımlarım.
Türkiye'de Beşiktaş'ı, dışarda olympiakos'u tutarım. açın bakın azınlıklar hakkında ne yazmışım, faşist, şovenistin teki miyim?
kendi çapımda, haksızlığa uğrayan, ötelenen herkesin, her grubun yanında olmaya çalışırım. lgbt hakkkında yazdıklarımdan dolayı adım gaye çıktı. bu benim için bir aşağılama değil elbette. olsam söylerim. itiraf etmem, söylerim.
bu ermeni soykırımı hakkında düşündüklerim de böyle. olmayan suçu kabullenmem.

not: ne çabuk okudun da eksiledin?