bugün

muhtemelen hayatında aldığı gazete sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen kişilerin haberlerdeki iddaları görüp aldığı sonra içeriğine kayıtsız şartsız inandığı gazetedir bu taraf ve bu kişilerin genel adıda göbeğini kaşıyan adam olsa gerek.
haklı vatandaştır.
inandırılmak istenene inanan vatandaştır.
birde inanan savcılar vardır ki dava bile başlatır.
(bkz: ergenekon terör örgütü)
binlerce sayfalık belgelerle ve ses kayıtları ile ortaya çıkmış bir şeye inanan vatandaştır.

bundan önceki darbeleri leyleklerin getirmediğini bilen vatandaştır.

12 eylül darbesinden önce benzer kanlı oyunların oynandığını bilen vatandaştır.

lav silahlarının bombaların mühimmatın patates gibi toprak altında yetişmediğini bilen vatandaştır.

daha 13 sene önce olan 28 şubatta olanlar unutmayacak kadar hafızası olan vatandaştır.

özetle görmek isteyen, başını toprağın altına gömmeyen, takım tutar gibi bir ideolojiye bağlı olmayan vatandaştır.

he bir de sözlüğe hasbelkader üye olmuş forum bebesi değildir.
yanlış başlıktır. (bkz: taraf gazetesine inanmayan vatandaş) olması gereken durumdur. ortada görünen gerçekleri ortaya serdiği halde bunları görmeyen ya da görmek istemeyen vatandaşa sorulacak önermedir. tüm iddiaları kayıt ve belgelerle göreceği garanti olan ve maalesef ülkesinde güvendiği kurumların arkasından neler çevirdiğini alenen görecek vatandaşın durumudur.

(bkz: düşünmek taraf olmaktır)
türkiye'de hiçbir kurumun cesaret edemeyeceği haberleri yapmış bir çoğuda gerçekleşmiş ve gündem yaratmıştır. haklı olarak okuması ve inanması gayet normal olan durumdur.
düşünen vatandaştır aynı zamanda.düşünmek taraf olmaktır o nedenle.
emin çölaşan ya da ali kırca'ya inanan vatandaştan daha mantıklı şeylere inanan insandır.
"abi laa vay anasını bizim askerlere bak hele camiyi bombalayacakmış şerefsizler" şeklinde saçmalayan vatandaştır.
doğruyu yapan vatandaştır.
türk televizyonlarının hedef kitlesi vatandaştır. her sike inanıyor. oh mis. üzerine tepki verip, yorum da yapıyor. altyapısız millete çıkılan katta oturduğunun farkında değil bazı ibneler. 20 sene sonrasında herkes yediği yarrağın sahibini görecek ama, çocuk çoktan yetişmiş olacak. hadi bakalım.
2 ucu boklu değneğin bir ucundan tutan vatandaştır.
kenan evren'in darbeci olmadığına,
süleyman demirel'in bu ülkeye hiç zarar vermediğine,
chp'nin sosyal demokrat olduğuna,
yeni kurulan dshp'nin faşist olmadığına,
recep tayyip erdoğan'ın piyon olmadığına,
fettullah gülen'in bir gün başbakan olacağına,
mehmet ali ağca'nın mesih olduğuna,
ve hatta hatta, amerika'nın emperyalist olmadığına...

(daha uzar gider bu)

inanan ve beni güldüren vatandaştır.
inanmayacakti da ne yapacakti?
her agzina geleni soyleyip pek cok kez yalan yanlis haber yapan bir gazete olsaydi, en cok da tsk tarafindan maruz kladigi uyarilar sonucu hergun carsaf carsaf tekzip ve ozur metni duzenlemesi gerekmez miydi? simdiye kadar tazminat davalarina mahkum olup bunlarin sonucu odemesi gereken buyuk meblaglar olusmaz miydi?

halbuki bugun birilerinin yirtina yirtina karalamak istedigi o gazetenin haberleri ardina devletin en azametli guc organlari aciklamalar ve sozde savunma yapmiyorlar mi?
bugune kadar hangi basin kurulusu tv larin karsisina gecip de ekranlar onunde "herkes haddini bilecek" diye sesini yukselterek ve tehdit edasiyla, el kol hareketi yaparak konusan bir genel kurmay baskanina "general haddinizi bilin" diye karsi cikarak haber yapabilmistir? (oh oldu filan diye dusunmuyorum keske hic olmasaydi ama bir vakit sonra ihkak-i hak da kacinilmaz olmaktadir)

diger bir mesele daha var aslinda,simdi adi gecen bunca delilin isaret ettigi, soz konusu sanik olmaya mustehak komutanlarin bile ikrar ettigi darbe planlari haydi diyelim safsata, diyelim ki asli yok, tc gecmisinin son elli senesine bes darbe ve muhtira sigdirabilmis bir tsk varken bunlarin ciddiye alinmasi kadar dogal bir yanilgi olabilir miydi?

bir tane vatandasta cikip ben olanlarin gercek olduguna inanmiyorum o yuzden sorusturma devam etmeli ve sozkonusu kisiler aklanmali demiyor diyemiyor. madem bulunan silahlar, planlar telefon kayitlari gercegi yansitmiyor birakalim deliller konussun; nasil olsa asli deliller olmadiklari ortaya cikmayacak mi?

bir kere su an tsk belki de istiklal mucadelesinden bu yana ilk kez bu kadar cok sefkat gosterilen bir kurum, cunku eger olgun demokratik irade ve bilincin hakim oldugu bir devletin kurumuyla alakali bu kadar kafa karistiran ve supheye dusuren* vaka ortaya ciksaydi simdiye kurumun butun yonetici kadrosu ve baglantili oldugu kisiler gorevden alinmisti.

hasili taraf gazetesinin daha cok bagirip cagirmasi gerekicek. Cunku bazilari agir isitiyor.
hayatında taraf gazetesi okumadan, gazeteyi savunan insanlardır. meslek gereği okuması gereken insanlardanım. bu gazete ne 30 ağustosta, ne de 29 ekimde atatürk resminden vazgeçtim, türkiye cumhuriyeti bayrağı koymamış, haberini dahi yapmamış bir gazetedir. yapmak zorundamı evet yapmak zorunda. kimilerinin zoruna gitsede bu ülkenin bir zafer bayramı, bir cumhuriyet bayramı var. yurt dışında herhangi bir gazetede dahi, haberi yapılıyorsa, tarafın haber yapmama nedeni nedir. kime ve neye taraf olmaktır.
göbeğini de kaşır.
inandıranlar utansın ne diyelim.
kocası cia da çalışan yazarın yazdıklarına inanan vatandaştır. cia nın dünyanın her yerinde darbeler planladığından habersizdir.

(bkz: yasemin çongar)
ülkemizde yıllarca yazılmış gazeteler bir çok yalan habere, propagandaya dahil oldu. vatandaş bunca kötü propagandaya karşı akp'ye oy verdi. demek ki vatandaş gazetecilerin yazdıklarına delil istiyor. delil gösterilmeyen haberlere dönüp bakmıyor. yalan deyip geçiyor. ama delil gösteriliyorsa gösterilen deliller karşı taraf tarafından inkar edilmiyorsa doğru kabul ediliyor. olması gereken de bu değil mi? bir gazete bayrağımızı resmetmiyor veya saygı göstermiyor bile olsa doğruyu yazdığına inanmayacak mıyız? biri de çıksın inkar etsin bekliyoruz. ama çıkanlar ya eski bir plandı ya yoktu deyip unutulmasını bekliyor. ben cumhuriyet'i okumam ama her yazdığına da yalan haber demem. önce akıl süzgecinden geçirir, delillerine, dayanak noktalarının el ile tutulup tutulamayan şeyler olup olmadığına bakarım. karşı tarafı da dinler yargıya varırım. millete soruyorum. "deniz feneri davası hakkında ne düşünüyorsun". bilmiyorum diyor. gerçekten de doğru. deniz feneri konusunda millete geniş bilgi veren bir gazete oldu mu? vatandaş bu durumda bilgi vermeden fikrini söyleyen gazetecilerin hangi tarafta olduğuna bakıp ona göre değerlendiriyor.

siz ne derseniz deyin. bu halk hiç balık hafızalı olmadı, gazeteciler balık hafızalı oldu. onlar gündemlerinde yer vermediler ama sonuç olarak gazeteler okunmuyor oldu.. yani basın yanlış yazıyor diye, halk yanlış mı anlıyor?

basın mensubları halktan kopuk olunca bu halkı balık hafızalı olmakla, bidon kafalı olmakla, karnını kaşıyan adam olmakla suçladılar. lan oğlum savunduğun şeye kaç tane delilin var? delile gelince yok, sadece fikirlerini söylüyorlar. mesela sivil dikta. delilin ne? basın ceza keserek susturuluyor... daha önce farklı mıydı? şimdi ne farklı? aydın doğan'a ceza kesilmiş, kesilmese miydi? doğru dürüst adam gibi cevap, bilgi veren yok. mesela aylarca oylar düşüyor, akp şöyle oldu böyle oldu dendi, sonra oylar yine istedikleri gibi çıkmayınca yalan söyledik demek yerine halk seçime gelince unuttu oldu. çevremde bir gram değişiklik yok. hatta solcu olanlar bile akp demeye başlamış. ama oylar düşüyor propagandası aldı başını gitti yine... sivil dikta da bu nokta da çıkıyor. karşıdaki rakipler o kadar antidemokratik ki oy alamamalarının sebebini halka bağlıyorlar. kendi yetersizliklerinden hiç haberleri yok. iki turlu bir seçim olsa, son olarak iki parti yarışsa tahminen akp % 70 oy alır. ama lafa geldi mi akp toplumun % 47 sini temsil ediyor geride şu kadar adam kalıyor diye laf laf laf. sanki kendileri ömürlerinde % 30 u görmüşlerde... kamuoyu yoklamalarında akp oyları düşmüş görünse bile türk milletini tanıyan insan bilir ki bizim millet sınava gireceğinde sorsan hiç çalışmadım der, işler nasıl dersen her zaman kötü der. akp'ye oy verecek misin desen vermeyeceğim der ama sonuçta akp'ye oy verir. vermeyeceğim dediğinde anlayacaksın ki tek partinin güçlü olmasını istemiyor, bazı şeylerden rahatsız... oy verirken ilk tercihi sevdiği parti, 2. tercihi ise mecbur olduğu parti.

aylarca ergenekon soruşturmaları açılmışken bir satır yazı geçmeyen basını gördük. bu basına milletin güveni var mı sanıyorsunuz. delil gösterene inanır. basın, "bu halk gazete okumuyor" diyeceğine önce kendi yazdıklarına baksın. hepsi değişik partilerin yayın organı gibi çalışıyor. bir yerlere yandaş.

eski gazeteler adam olsaydı demirel, mesut yılmaz, tansu çiller, deniz baykal, hüsamettin özkan döneminde ülke nasıl soyuluyor onları bulup çıkartırdı. o basınla, o başbakanlar ülkeyi soyup soğana çevirdiler. kaç banka battı, kaç yolsuzluk oldu, kaç gazete el değiştirdi. ama hükümetler basına mali destek verdiler ve basın yanlarında yer aldı veya almayanların gazeteleri devlet eliyle veya mafya eliyle başkalarına satıldı.

Jean-Jacques Rousseau'nun dediği gibi halk herşeyin doğrusunu bilir, hatta halkın bildiği doğrudur.
bazılarının isteklerinin aksine, onların at gözlükleriyle olaylara bakmayan vatandaştır.
tarafını belli eden vatandaştır.
daha üst versiyonu için: (bkz: taraf makalelerini kaynak gösterip fikir sıçmak)
okuduklarını ne kadar kendi süzgecinden geçirip üzerinde akıl yürüttüğüne bağlı olarak değerlendirilebilecek ve ne olumlu ne de olumsuz anlamda genellenmemesi gereken vatandaştır.
kafes, el bombası ile dört askeri şehit eden teğmen, dağlıca, aktütün, fethullah gülen ve akp yi bitirme planları haberleri doğru çıkan bir gazeteye inanan vatandaştır. yaptığı bütün haberler sonrası sadece sızdıranlar hakkında araştırma yapılması bile gazeteye inanmak için yeterlidir.
güncel Önemli Başlıklar