bugün

osman sertuğ çalışkan'ın abdülaziz bayındır'ı isim vermeden eleştirdiği yazının başlığıdır.

yazıdan bir kısım:

"Herhalde bilmek yetmiyor diyorum, irfan için. Ezeli hikmetin, yani Alemlere rahmet zata (a.s.m) Kurânla birlikte verilen mihenge vurulmaksızın, her bilgi, varlığa dair ebter bir 'ilgi'den ibaret kalıyor. Vahiy ve peygamberi şuurun harcıyla karılmamış her veri, verimsizleşiyor hasılı; En önemlisi de ilmin hilm ile mezcinden tezahür eden bir tebliğ anlayışının amacına ulaşacağına dair bir Kurani hakikatin kendi içimdeki tahakkukuyla noktalıyorum programı. Ve Cündioğlunun şu enfes tespitine bir kez daha hak vermeden edemiyorum:
'Cehalet, ilmin değil; hilmin zıttıdır.'

yazının tamamı için:

http://www.karakalem.net/?article=4841
abdülaziz bayındır gibi kuran'dan başka bir kaynak tanımayan nadide bir hocayı eleştirirken bile bu ağdalı, mesnetsiz, alt yapısız, şiire özentili ama anlatım yoksunu cümleyi kurabilmek için kaç ay sözcük ezberi yaptı bilmem; ancak kıyamet günü, ramazanda insanlara sabah yerine gece namazı kıldıran diyanet işleri kafasındakilerin mi, yoksa abdülaziz hoca gibi atılan taşlara rağmen doğruyu popülerliğe tercih eden hocaların mı haklı olduğu anlaşılacaktır. bekjleyin az kaldı. hiç uzak değiliz kıyamete.

abdülaziz hoca insanlara gecede 3 saat mitoloji satıp ağlatmadığından kaybetti zaten. nihat hatipoğlu'na bu taş da. taş atmaya gelince, doğru sabırlıdır. yalan gibi çabuk göstermez etkisini.

sabret abdülaziz hocam. sabır...

bu sözü söyleyenler olsa olsa "yüreği sünnetsizdirler"...
abdülaziz bayındır hocanın okuduğu kuranın en az 50 yerinde peygamberin sünnetine uymak emrediliyor. bu nasıl kuran okumak ki birisi hadis dediği zaman abdülaziz hoca cinatına biniyo?
ilahiyatçıların çocukken sünnet olmamışlarına denir. belki çok kormuştur, acıyor falan diye olmamıştır, bilinemez ki.
insanların sünnetli olup olmadıklarıyla neden ilgilenilir ki?
kime ne kimin sünnet olduğu, kimin olmadığı.
herkesin sünneti kendine.
peygamber sünneti olmaz a arkadaşım. sünnet allah'ındır ve şaşmaz da değişmez de. kuran'da emredilen peygambere itaattir. bizler peygamber efendimizi sevmez miyiz. mümkün mü bu. ama onun vefatıyla çoğu münafık onun hakkında uydurma hikayeler alıntılar yaptı. hadislere güvenemiyoruz. bu arada, kuran'a uygun hadislere diyeceğim yok. ama gayb hakkında, allah tealanın bize bildirmediği şeyleri peygamberimizin ağzından yazdılar. ne fena iftira ettiler.

ve kuran'da allah, kuran tastamamdır, bir şey eksik bırakmadık diyor, kamer suresinde de kitabı anlaşılsın diye kolaylaştıurdık diyor. hadisle tamamlanacak boşluk da müteşabiyet de yoktur kuran'da.

peygamberimiz hz. muhammed mustafa çok acılar çektirilmiş, sabırlı ve seçkin bir elçiydi. ama onun adına çok iftira attılar.

abdülaziz hoca ve onun gibi kuran merkezli konuşan hocaları yakından takip ediyorum. onlar allah'ın bir emrini göz önünde bulunduruyorlar. din allah'a hasredilmelidir. yani sadece allah'a özgülenmelidir. ibadet yaratana yapılmalıdır. onun sözleri esas alınmalıdır. bu da ancak kaynak olarak kuran'ı alırsak olur.

ama bazı insanlar hadis üzerinden ticaret yaparlar. bak bu gün kemalistler bile hadis uydurur hale geldi. umarsızca yapıyorlar.

"allah'ın kıyamet günü nebilere kendini kanıtlamak için baldırını açacağını iddia eden hadis rivayeti var. nerede kaldı ihlas suresinde anlamı olan allah'ın kullarına ve hiç bir şeye benzemezliği, nerede kaldı hiç bir şeye muhtaç olmadığı. kurana aykırı böyle hadisler varken, nasıl güvenelim muhterem kardeşim taberaniye, ebu hureyre ye veya bir diğerine.

alim mürekkebi şehit kanından nasıl ağır basar açıklar mısın. allah alimler hakkında mı övgülü sözler söyler kuran'da yoksa şehitler için mi.
ne kadar masum gibi görünen bu hadisi uyduranlar kim olabilir. makamını sağlamlaştırma çabasındaki ulema tabii. afganistan dağlarında -30 derecede savaşan mücahitle, sıcak evinde ahkam kesen alimi nasıl kıyaslar bu iftiracılar. hem de peygamberimize yakıştırarak.

onlara yazıklar olsun.

din allah'ındır. peygamberler onun kulları ve elçileridir. onun tebliğ ile emrettiği dışında gayb konusunda bildikleri yoktur. ve allah peygamberimizin gayb konusunda oldukça cömert olduğunu söylemiştir. bu tebliğdedir.

din allah'ındır. ibadet allah'adır, allah'ın sünneti asla değişmez.