Hiçbir çaba göstermeden hem de 2 defa çıkan onca dişlerinden biri bile olmasa hayata küsecek kişilerin zırvalamasıdır

görsel

Sonra ülke neden gelişmiyor.
normalde ateist değilim.

sadece kendileri gibi düşünmeyenleri ateist ilan eden, cenneti kendi tekelinde zanneden yobaz orospu çocukları tarafından böyle damgalandığım olmuyor değil hani.
hepsinin altında kibir yatar.
bir dinin veya dinlerin ritüellerini şari gerekliliklerini reddetmekle varoluş/varlık kavramlarını anlayamamışların sorgulamamışların daha komiği arasındaki farkı dahi bilmeyen taklitçi tembellerin yaşadığı ülkedir türkiye.

yoktur böyle bir hikaye.
Benim sözlüklerden gördüğüm kadarıyla ateist olmak insana ayrı bir ego veriyor, kendini ayrıcalıklı hissettiriyor. Ne bilim sanki bütün insanlardan üstünsün, herkese hakaret etme hakkın var. Vs. vs. hal böyleyken ben niye ateist degilim dedim ve ateist olmaya karar verdim.

(Laf aramızda çaktırmayın ateist degilim ama ateistmisim gibi davranıp dikkat çekmeye çalışıyorum)
akabelilere baktım

din bir insanı böyle arsız bir hale getiriyorsa

kalsın dedim.
Yoktur. Hic tanri sevgisi korkusu olmadi icimde. Allah carpar diyene daha cocukken kimi carpmis derdim. 6-7 yasinda babam zorla camiye goturmeye calisirdi bayramlarda osurur eve kacardim. Sonra o da birakti zaten. Hatta konusunca onunda inanci kirildi. Insanlik onemli gencler din min hikaye. Bakin dalganiza gecin.
görsel

olmayan hikayedir. hikayesi olana ise kimsenin neden var diye soramayacağının hatırlatılması gerekir. inanıyorsan en başta hatırlaman gereken ; herkesin hesabı kendisine neticede..
sadece düşünerek ve okuyarak.
yalnız, derin düşünmeli insan korkmadan düşünmeli cesaretli olmalı bu dünyada yalnız olduğunu bilerek kararlar vermeli..
yoktur. inanç başlamadığı için, bitişinin hikayesi olmamıştır.
kendimi bildim bileli, çok fantastik ve gerçekten uzak gelir.
Cuma namazına temiz kıyafetlerle giderdim hep ben gel gelelim ne zaman delik çoraplar ayak kokan halılar leş üst baş ile gelen cemaati gördüm az olan inancım hepten uçtu gitti.
nasıl oldu anlamadım bir de baktım kafirim.
aslen 4 5 yıl kadar önce oruç ibadetinin adaletsizliği (bkz: bulunulan enleme göre oruç süresinin değişmesi) beni sorgulamamı derinleştirmem konusunda cesaretlendirdi.
( mantıklı düşünebilmeye 20 yaşında başladım evet.. )
zor olmayan şeyi yaptım. okudum araştırdım filan. sonra gerisi zaten çorap söküğü.*
edit:imla.
hikaye falan yok: malum kuran'da yazıyor, okuyanlar bilir: allah bizi kafir olarak yarattı, git bunların dinleriyle kıyamete kadar uğraş dedi.
ilahi olarak görevliyiz yani, kalabalık yapmayın...
Vurdum masaya dedim ben dinden çıktım sevgili aile fertlerim.
Onların cevabı aynen şöyle oldu:
"ne zaman girmiştin ki? "

Ailecek kafiriz.
Her biri buram buram vitaminsizlik kokan hikayelerdir.

Kafaya ağır darbe alan ateiz oluyo yav.
Kendimi bildim bileli meraklı ve şüpheciydim. inanıyordum sağlam hemde namazlar oruçlar hatimler ama sorular vardı oturmayan bazı şeyler. Yani koca evreni yaratmışsın yarattığın dişi varlğın saçını örtmesini istiyorsun erkeklerin çükünün fazla dersini kesmesini istiyorsun insanların bir taşın etrafında dönmesini istiyorsun bir sürü şey yaratılış hikayesi cennet cehennem vs. Sonra dedim ki ben kuran okuyayım belki sorularıma cevaplar vardır. Okudum bağlanmak için dinime ama bağlamadı ilk sözüm bu kitap bir tanrı tarafından gelmiş olamaz. Öyle meal okunmaz senin kıt beynin anlamaz falan demeyin gülünç oluyor Ve öyle başladı ateist olduk. Lütfen bide farklı gözükmek için karıya kıza hava atmak için olduğumuzu sanmayın la ne olur en yakın arkadaşlarıma bile açamadım anneme babama falan bir kardeşim biliyor bir de bir kaç dostum onlarla da pek sık konuşmam bu konuları. Karıya hava atmak içinmiş siktir git.
aynaya baktım ve dedim ki bu tipi allah yaratmış olamaz.
Bir günde bir ayda ya da bir yılda olan bir şey değil de bir süreçti benimki. Ortaokul yıllarında başladı, çok tatlı bir din hocamız vardı. kadınla derste sürekli tartışırdık. Eleştirel sorular sorardım. Ve o da klişeleşmiş cevaplar da verse çok sakin bir insandı ve ses tonunu seviyordum. okumam için hikayeleştirilmiş resimli din kitapları verirdi bana. Güzellerdi böyle parlak sayfalı, cafcaflı. Muhammedin hayatını, dönemi, yapılan savaşları vb anlatan kitaplar. Baya bir şey okudum o yıllar. En son kuranı verdi. Bitiremedim ama ortalarına geldim.
Sonra lise yıllarında kendim okumaya başladım. Bu sefer felsefeye ağırlık verdim. Din küçük, küçücük bir dünya. Ufku geliştirmenin ilk yolu felsefe. jostein gaarderla başladım ve tüm kitaplarını okudum. Öyle böyle değil adam müthiş yazıyor. Ama düşündürme açısından benim açımdan en tatmin edicisi iskambil kağıtlarının esrarı ve sophie nin dünyası oldu.
Daha sonra kuantum fiziğiyle ve tasavvufla ilgilenmeye başladım. Evet gerçekten de bu ikisini kıyaslayarak yol alıyordum ve doğru ya da yanlış ufkumu açan bir çok şey keşfettim. Belgeseller izledim, notlar aldım. Hatta tamamen felsefi düşüncelerimden oluşan bir defter bile tuttum.
Sonra tekrar dini incelemeye döndüm. Ama bu sefer hıristiyanlık ve yahudilikle hatta şamanizm ve çok tanrılı dinlerle hepsini birbiriyle eşleştirerek, hikayelerini okuyarak.

Sonra fantastik epik ve bilimkurgu romanlar okudum. Ve farkettim ki zeki ve kalemi iyi olan bir yazarın elinden çıkarsa her şey yeterince inandırıcı olabilir. En ütopiğinden bir hikaye bile.
Ve bu süreç sonunda dinlerin aslında zekice yazılmış ve hepsi birbirinden arak tarihi kurgular olduğunu anladım. Artık deisttim.

inandığım yaratıcıyla olan hesaplaşmam daha uzun ve sancılı bir süreçti. Onu inkar edecek gücü kendimde bulamadım bir süre. Çünkü bunu bir kere ve inanarak yaptığınızda, evrende yapayalnız kalırsınız. Sığınacak, dileyecek, güvenecek, anlatacak, dua edecek hiçbir şeyiniz kalmaz. Ölüm sonrası kalmaz. Anı yaşamak zorundasınızdır çünkü sonrası yoktur. Zor ve acı anlarda sadece siz varsınızdır.
Bu belki de bir insanın yaşayabileceği en zor şeydir. Bunu yapmak için çok ama çok sağlam bir psikoloji gerekir. Metanet ve güç gerekir. Gerçekçi olmak ve gözünüze indirdiğiniz, inandığınız ve inanmak istediğiniz her şeyi elinin tersiyle itmek gerekir. Bu yüzdendir ki zayıf kimseler, bu güce sahip olmayan insanlar bunu yapamaz. Ateist olmanın en güzel yanı gerçeği tüm çıplaklığıyla bilmektir. Ama bu bir lanettir de. Bedelini koskoca evrende yalnız, yapayalnız kalarak ödersiniz. Bu bedeli kaldıramayanlar ise, ki sayısı azımsanamaz, intihar eder. Ben intihar etmedim ama depresyona girdim o dönem. Çareyi ise bu konuları bir süre düşünmemekte buldum. Ama gene de (bkz: hayat bir gün o da bugün) kim neye inanmak istiyorsa inansın. Gerçeği bilmek gerçekten de bu kadar önemli mi? Mutlu olmak mı, gerçeği bilmek mi.. Ya da yalandan yaşanan mutluluklar gerçek mi..
5 vakit namazımı kılan dini bilip sorgulayan bir insandım. ilk soru islam kadınlara neden öteki yaratık gibi davranıyor oldu sonrasında çocuklar açlıktan ölürken güçsüz bir insan tecavüze uğrarken 23 kişi tarafından Allah nerde diye devam etti sonra da 3 yaşındaki bir kızın tecavüzden ölmesi sonucu bir yaratıcı varsa da bize karışmıyor diyerek inanmayı reddettim. Tabi ardından çok şey kafama takıldı cevaplarını da bulamadım. Günün birinde başıma gelen sir hadiseden sonra artık dinle alakalı soru kendime sormalıp ateist olmayı tercih ettim.

Allah diye birşey olsaydı dünya bu kadar kötü olamazdı.
kimisinin faiz yasağını örnek gösterdiği hikayelerdir.

cahil müminler anlamaz ama adam haklı kardeşim.

faiz asla ve kat'a yasaklanamaz. eğer gerçekten, ciddi ciddi, öyle "faizsiz bankacılık" hile-i şeriye'sine kaçmadan yasaklanacak olsa, ekonomi öyle bir durur ve geriler ki milyonlar aç kalır. bunu bile bilmeyen bir ilah olur mu ya?

sebebini uzun boylu hiç anlatamayacağım şu saatte. biraz iktisat okuyun lan...
Allahım eğer varsanız bana işaret gönderin falan diye dualar ettim, bekledim. Baktım ki hiçbir işaret veya belirti yok dedim ki heralde yok. Öyle işte.
allah in eko 101 den bile anlamadigini fark edince bi uyanma geldi. sonra kuran hadis tefsir derken asssigitir la hahahaha allah da neymis oldum.
Hikaye değil bahane hiç de değil Recep Tayyip Erdoğan ve yandaşları.
görsel
saçma sapan bahanelerinizi görünce.
Kuran ı okudum.