bugün

Hava yağmurlu olunca bir yerlere gidesim geliyor. Kulaklıkla Barış Manço anlıyorsun değil mi şarkısı eşliğinde yolda yürümek bana çocukluğumu hatırlatıyor. Sanki 8 yaşımı teneffüs ediyormuşum gibi.
bazen, "şu anda eski kız arkadaşlarımdan hangisi ile sevişmek isterdim" diye düşünüyorum. sonuçlar şaşırtıcı olabiliyor.
bu gece çok mutsuzum.
Müzeyyen abla ne de güzel demiş:

" maziye bir bakıver, neler neler bıraktık. "

şarkıyı dinlerken içten içe kendime bunu söyledim. ömür geçiyor ve biz hala kendimizle savaşıyoruz.
maalesef gerçek hayatımda buradaki kadar sosyal biri değilim. iletişim eksikliği yaşıyorum ve bunu gidermek için sözlüğü de sıkça kullanıyorum.
az evvel bir şeyler oldu ve gerçekten çok tatlı bir nostalji hissettim. içimi bir tık burktu. hafiften ergen zamanlar geldi gözümün önüne. yine, çok fazla eğlendiğim, kimseyi sallamadığım ve sanal bile olsa, kardeşim gibi gördüğüm insanlarla takıldığım günler. bazıları bunu eziklik olarak görse de, umurumda değil açıkçası çünkü sanal da hayata dahil.

kardeşim gibi gördüğüm birine denk geldim ve bir hayli tesadüfler silsilesinin sonucunda denk geldi. 2 tahminimden biriydi ve doğru tahmindi. sabahlara kadar sol tarafın tozunu attırdığımız ve saçmalayıp güldüğümüz günler gözümün önüne geldi. hala o eski saygısını, efendiliğini koruyor. ben tabii, salak salak gülen, ergen triplerine devam eden bir tip olarak kaldım. onun da aynı veya en azından çok benzer şeyleri, anlık olarak bile olsa, göz kapağının ardında gördüğüne eminim.

sözlüğe girdikten sonra sadece eğlenmekle kalmaz, dertleşir ve muhabbet de ederdik. yakın olduğum pek kimse kalmamış olduğu için, şimdilerde sadece nadiren falan girip, gülüp, eğlenip çıkar oldum. metamorfoz işe yaramış olsa gerek, aşırı uzun süredir bu kadar bile uzun bir şeyler yazıp içimi dökmek istememiştim hiç ama işte o kahrolası nostalji sancısı.

ulu, şu an gözümde bir memleket gibi. o eski tadı olmasa da, geçtiğin sokakların her birinde bir anı bıraktığın yer. onları görüp, kendini avuttuğun, "güzeldi ya..." dediğin bir yer haline geldi benim açımdan. o yüzden hala ara ara gelip, eğlenip kaçarım geri. memleket tatili gibi işte.
sinirimle çok insan kaybettim.
hiçbiri de geri dönmedi.
hepsinin a..
2004-2008 arasında Uludağ üniversitesinde okurken maddi durumum iyi olmadığı için heykel-santral garaj arasında muşlu bi abinin dolmuş taksisinde şoförlük yapıyordum. Bölüm hocalarından biri heykelde binip yol boyu aşağılarcasına bana baktı. Daha sonra dersine geç kalınca keşke işe özen gösterdiğiniz kadar derslerinize de özen gösterseniz deyip derse almadı kadın. O an ağlamamak için kendimi zor tuttum. Sesim titredi. Özgüvenimi yıkan anlardan biridir.

Arkadaş grubumuzda Mersinli bir kız vardı. Sağlam kızdı vesselam, neredeyse bizimle bi halısaha yapmamıştı. Beraber okey oynar, içer, dertleşirdik. Karşı cins gözüyle bakmazdık yani. En delikanlı arkadaşlarımız sıralamasında rahat ilk üçe girerdi bence.

Bu akademisyen karı sınıfın ortasında ağzıma sıçtıktan sonra Mersinli kız bi gün elinde bi cd’yle Geldi. Al dedi, cengiz kurtoğlu, hemşerin hem, takside iyi gider. Yemin ederim hayatımda aldığım en anlamlı hediyeydi.

Yalnız arabada cd çalarlı teyp yoktu lan, hiç dinleyemedim o cd’yi.

Bunun ve başka olayların da etkisi var tabi, niyedir bilmem Mersinlileri çok severim, hayatımda tanıdığım tüm Mersinliler çok dürüst, sıcakkanlı ve yardımsever insanlardır. Yaşasın Mersin ve Mersinliler!
Oturuşumu düzelteyim derken dengemi kaybettim ve sandalyeden düştüm. Yetmezmiş gibi de etrafıma baktım ya. Yemin ederim utanç verici, iki dakika kendimden utandım.

Neyse işte, bugün bir hâller var, arada kendimden utandığım da bir itiraftır.
aynı tuvaleti paylaştığım ev arkadaşı kovit oldu. olası enfeksiyondan korunmak için diğer arkadaşların tuvaletini kullanmak için izin istedim. olur, dediler ama onların da sifon sorunlu. bazen çalışıyor bazen çalışmıyor. daha doğrusu onlar kullanabiliyor ama ben beceremiyorum. yapısal bir sorun var. kısacası büyük tuvalet için orayı da hiç kullanmadım. neyse, işe gidince orada hacet söz konusu olur diye düşündüm. orada da alışkın olmadığım için değişik bir stres geldi ve yine yapamadım. yani oturuyorum ama gelmiyor affedersiniz. velhasılıkelam, iki gündür sıçamıyorum amk.
Normal şartlarda yanımda birisi olduğunda uyuyamayan ben normal şartlarda birisi olmadan uyuyamıyorum artık. Bildiğiniz artık sadece sarılarak uyuyabiliyorum. Korkuyla zerre alakası yok bunun. Kuzenim tüm sistemimi değiştirdi kendi alışkanlıklarıyla. Sinirlerimi bozuyor bu durum.

Kısa zamanda kurtulmam dileğiyle...
Evlilikten korkuyorum evet. Bir çocuğun bana baba demesini isterdim ama gerçekten bu sorumluluğu almak için biraz daha mı yaş almalıyım yoksa vaz mı geçmeliyim tereddüt içerisindeyim. Ama küçük çocuk, bir bebek görünce yiyesim geliyor sevinçten. Bilemedim şimdi.
Yıllar önce internet üzerinden biriyle konuşuyordum. Bulunduğum şehre taşınmış, hiç sevmediğim şehre adeta aşık olmuştu. Sonra bir şey oldu ve benim "iyi günler" diye bitirdiğim konuşmayı "kötü günler" diye bitirdi. Az önce fark ettim ki kendisi benimle flört ediyormuş ve ben hiç fark etmemişim. Kötü günler demesinin sebebi de reddetmemmiş.

O "kötü günler"den sonra hayatımın düzene girmesi de enteresan oldu.
Burada tanışıp, aşık olup, aldatılmıştım yaklaşık 10 sene kadar önce. Ankara-izmir yolu boyunca pıtır pıtır süzülmüştü yaşlar gözümden, küçücük yaşıma rağmen hiçbir öfke kırıntısı göstermemiş, kin tutmamış, intikam da gütmemiştim. Kendi sırtıma vuruyorum pıt pıt, afferin.
sanırım vicdansız ve duyarsız biriyim, sadece seks başlıklarına etnry giriyorum. psikoloğa görünsem iyi olacak.
aldatıldım ve sesimi çıkarmadım sevdiğim için gözümü yumdum.
Kabul ediyorum çok güzelim.
Bazen boşuna okuduğumu düşünüyorum. 4 sene okul okuyacağıma 4 sene turizmde garson olarak,barmen olarak çalışsaydım mis gibi olurdu. Benim aldığım paradan 1-2 bin lira az para alıyor adamalr ama turistlerden kişi başı 3-4 bin tip alıyorlar aylık . Ben de bütün dert tasa sıkıntının içinde yüzüyorum .
yaklaşık 4 aydır ilk kez bir haftasonunu şarapsız geçiriyorum. bunun çok pratik bir sebebi var aslında. doktora gidip kan değerlerime baktıracağım. içki içtiğin zaman yükselen bir kan değeri var, ne olduğunu tam bilmiyorum. o yüksek çıkınca ihtiyacın olan ilacı yazmak istemiyor doktor. ben de doktora gitmeden 2 hafta önce alkolü kesiyorum. ilacı alınca yine devam amk.
Çoğu zaman herkese vakit ayırmaktan aciz kalıyorum. Söz verdiğim şeyleri yerine getirmeye çabaladıkça bir çığ gibi büyüyor istekler. Yetişmeye çok zorlanıyorum. Neden hep bir yerlere yetişmek zorundayız. Yaş ilerledikçe bu daha da artıyor. Bunaldım artık.
Her ne olursa olsun her ne gelirse başıma gelsin umursamıyorum .biraz fazla saldım kendimi hayat konusunda . Sadece bazen ... Yani nasıl diyeyim tam kestiremiyorum da...ben sanki hiç var olmamışsın gibi davransam da bilinçaltım bir şarkıyı söyletiyor ve diyorum ki keşke burada olsaydın.keşke tanıdığım herkese seni anlatıyor seni gösterebiliyor olsaydım. Keşke 19 da kalmasaydın ..
tat gurme domates çorbası çok harikaymış lan.
Hayatım tam olarak bu şekil geçiyor.

(img:#2223383)
Depresif ataklarim gelmeye başladı kendimi acayip şekilde huzursuz ve mutsuz hissediyorum. içim çok fena daralıyor sıkmaya başladı beni.
Belki de hayatımın en boktan evresinden geçiyorum ama iyi üstesinden geliyorum. Ben de kendime hayret ediyorum.