bugün

Birini seviyorum ve o beni kibarca reddetti. Buna rağmen sürekli yazıyorum. Kendime engel olamıyorum. O engel olsun diye beni enllemesini istedim, bunu yapamam dedi. Tekrar tekrar yazdım. En son da nolur beni engellesene yazdım 1 saat önce. Hala cevap vermedi. Bu ne lan, ne saçma şeyler anlattım. Boş entry.
Bana değer vermeyen insanla daha fazla vakit geçiremem. Üzgünüm ... ben artık başka biriyle birlikte olacağım. Ve bundan senin haberin olmayacak ...
ne demişti zarifoğlu: hayat boş geçti.
sevdiğim birine onu sevdiğimi söylemek için neyi bekliyorum bilmiyorum. doğru zamanı belki de, ama doğru zaman geldiğinde onu nasıl anlayacağım onu da bilemiyorum. ve nasıl söylenir bunu da. ne biliyorum acaba ben bu aşk meşk işlerinde. peh...
Şuan istediğim yerdeyim ailemden uzakta ve tekrar öğrenciyim gerçekten.Elbette ki ufak tefek sorunlar oluyor fakat çözülmeyecek şeyler değil diye düşünüyorum.

Sadece tekrar buraya döndüğümde yaşlandığımı farkettim.Yeni arkadaşlarım oldu,yeni çevreler kurmaya başladım.Tek sorun şu ki çoğu arkadaşım benden küçük.Bir iki yaş aslında çok değil fakat onlara ayak uydurmakta güçlük çekiyorum.Önceden girdiğim ortamlara girdiğimde eskisi kadar eğlenemiyorum.Sürekli değişen ışıklar,yüksek ses,gece çıktığımız yürüyüşler beni yoruyor.Dingin ve huzurlu bir yaşam tarzı daha çok ilgimi çekmeye başladı.Birkaç sene ne çok şey götürdü benden,arkadaşlarım desen artık bu şehirde değil hayatımda da yerleri yok bir çoğunun.Enerjim desen kendime yetecek kadar kalmış.Tek değişmeyen şey kurduğum,gerçekleşmesini istediğim ve uğraştığım hayallerim.Umarım onlarda beni bırakıp gitmezler uçup giden günlerimle birlikte.Çünkü mutlu olmamı,yaşamaya karşı istek duymamı,umutlarımın varlığını onlara borçluyum.

Bir gün çok güzel bir yerde,çok güzel insanlarla hayallerimde inşa ettiğim dünyada yaşayacağım buna inanıyorum.
bazı şeyler hiç değişmiyor.
Bundan 2 hafta evvel hocaya sunumum oldukça sebepsiz bir yere; tamamen sekreterin bana ve hocaya farklı konuşması sebepli; atar yememle başlamıştı sözlük. Yani azıcık düşünen birisi o durumda, dediklerime hak verirdi; ama o hınçla saldırdı. Detayı önemli değil de, her yerden eleştirmeye çalıştı; bunu yaparken bazı yerlerde de kendisiyle çelişti. Tabii benim de hatalarım vardı ve bunları kabul edip, kendinden özür diledim. Ama bana atar yapılınca "evet hocam, haklısınız hocam" vs. gibi el pençe durmadım. Bu benim yapıma oldukça aykırı.

Söz alıp kendisiyle çeliştiği yerleri kendine "peki hangisini yapmalıyım hocam?" diye sorunca daha da sinirlendi galiba, neyse. En sonunda "Gelirsen üzerinden geçeriz" dedi, "Seve seve hocam dedim".

Neyse 2 haftadır kovaladım durdum. Cidden meşgul biri ama bu kadar da değil yani. Sonunda diğer bölümden izin alıp erkenden bugünkü sunuma geldim. 5 dk geçe de kendi geldi, "senden bir 5 dk daha izin isteyebilir miyim?" dedi, gülümseyerek "elbette, hocam" dedim. Neyse işte geldi, inceledi (önceden yüzüne bakmadığı watermarklı, özenle düzenlenmiş sunum dosyamı). Birkaç şey diyecek olduk tak tak tak açıkladım.

Sadece şunu diyebildi "Teşekkür ederim.". Zaferi kazandığını karşıdakinin ağzından, özellikle de sana haksızlık yapan birinden duymak; çok efsane bir duygu sözlük. "Zaman ayırdığınız için ben teşekkür ederim hocam" dedim.

Ee ne demişler "kill them with kindness".
Parmaklarımın bile yazmaya utandığı şeyler...
Yeter artık amına koyayım gençliğimi çürüttüler.
Ya bu nasıl ego? Bu nasıl hırs? Bu nasıl kendini beğenmişlik ve bu nasıl aptallık? Atılan tiviti üstüne alınıp laf sokan mı dersin, görevini yaparken öfleyip püffleyen mi dersin hepsi beni buluyor.

Ula sen alınıyon diye tivit de mi atmayayım? Ya da yazayım mı yanına bu tivit aklıma şu kişiyi getirdi o yüzden böyle yazdım diye? Anlam veremiyorum. Bir türlü hayatımdan çıktıklarına ikna edemiyorlar kendilerini. Ha madem yaran var bari belli etme amk.
Tivit atarken aklımın ucundan bile geçmedi ama haberi yok muhteremin.

Biri de kendi görevini yaparken sanki benim babamın hayrına yapıyormuş edasıyla, sanki bunun için hiç ücret almıyormuş edasıyla yapıp narin sinirlerimi hoplatıyor. Kardeşim, ağlıcaksan oynama.

Bazen cidden ben ne yaptım diyorum, ne yaptım da hakettim bunları diyorum. Ama yok. Bulamıyorum. Tanrı beni sınıyor ama du bakalım.
0:00 0:02
Yeni yuva bulamadık. Sokağada alışamaz tekrardan. Durumu iyi gibi ama tuhaf huyları var. Bize güvenmiyor korkuyor. iyileşecek misin tekrar.
son zamanlarda çok yalnızlık çeviyorum galiba.küçük bi sessizlik olsun garip, nedensiz bir hüzne kapılıyorum.aynı zamanda hızla da yaşlanıyorum.ani bi kalp kriziyle olduğum yerde ölmekten ve kokmuş bedenimi günler sonra bulmalarından korkuyorum.
Bohemi yavşakça bir eylem olarak görüyorum.
Duygusal sebeplerin ruhumda bir tepkime yapmasına izin vermeye vermeye, insani üzüntülere karşı vereceğim tepkileri artık bilememeye başladım.
Düm düz bir maddeye dönüşüyorum. Üzülmem ve duygusallaşmam için rol yapmak zorundayım.
Rol. Tamamen ve herkese karşı sırıtkan ve ağlak bir rol.
Sıkma Portakal suyu ve su böreğiyle kahvaltı etmeyi çok severim. Yalnız bu zevki maksimize etmek için ayda bir kez yerim, yerken sanki portakal suyu-su böreği müptezeliymişim de uzun süredir mal bulamıyormuş gibi tadını çıkartarak veya sanki bir idam mahkumuymuşum da son yemeğimmiş gibi en küçük lezzet molekülünün tadına vararak yerim.

Lakin ibne pastaneci artık ne yağı koyuyor bilemiyorum her seferinde yedikten sonra midem yanar. Hem de nasıl yanmak abboooov sanki mazot içmişim gibi.

Israrla lütfen tereyağından yapar mısınız veya olmadı bari üstünde sıcak tereyağı gezdirin dememe rağmen sanırım pastaneci beni pek siklemiyor.

Artık önümde iki ihtimal var. Ya kaç para ulan bir tereyağlı börek hı? Diyerek pastaneciye uugunsuz teklifte bulunucam ya da kafasının tepesindeki saç dönüm noktasını mermer tezgahın köşesine vura vura içimdeki öfkeyi dindirmeye çalışıcam. Bilemiyorum sözlük, çok kararsızım!
Kendimi çok yalnız hissediyorum be.
sözlük hayatım boyunca ilk defa sarhoşken burda bulunuyorum. tililili
Başka hiç derdim yokmuş gibi bi de senin tavırlarını düşünüyorum.

Lafa gelince mangalda kül bırakmayıp, icraate gelince 1.5 seneden fazladır görüşmeyişimizi mantık çerçevesine oturtamadım hala.

Benim şuan ismim kadar emin olduğum tek şey senin çok Muhteşem bir yalancı olduğun.

Ama bunda senin ya da senin gibilerin bir suçu yok. Her defasında aynı yılana aynı delikten sokuluyorsan o yılana kızamazsın.
Sırılsıklam aşığım.
Ayıya inatla laf anlatma sendromunu bir türlü yenemiyorum. Ülke ve dünya genelinde hemen her platformda aktif olarak fikir beyan ediyorum, tepki veriyorum, insan harcıyorum. im dat.
bugün okula kızılay geldi kan verirken yanımdaki sedyeye bir kız yattı biraz tedirgin gibiydi kıza hafif bir gülümsedim sakinleştirmek için o da gülümsedi biraz bakıştık sonra hemşire gitti kızı bir yandaki sedyeye aldı sen şöyle geç dedi (aga beee) çok koydu laa.
memleketi ben böldüm. evet.
Yaşım 29'a doğru giderken artık güvenebileceğim bir kadınla tanışıp evliliğe doğru ilerlemek istiyorum.
Bak aklıma ne geldi. Ne tam kadıköy'e ne de tam üsküdar'a ait diyebileceğimiz bir yolda, çok ıssız bir yolda, gecenin bir vakti bizi herhangi bir yere götürebilecek toplu taşıma arıyorduk. Ben çantamda akbilimi ararken yarım saat geçtiği için durmadan senin akbili piç etmiştik. Ben sinirliydim, sen de sinirliydin. Yolda yürürken birbirimize bakıp gülmüştük. Başta sinirden gülmek gibiydi bu ama hayır çok güzeldi. Sanırım bir de çöp konteynırından kedi fırlamıştı. Sen çok korkmuştun, bense çoktan allah katına yükselmiştim bile.
Kafamdaki anılar bütün tarih ve mekanlardan uzakmış gibi geliyor. Neyin hangi sırayla gerçekleştiğini karıştırıyorum artık. Sadece aniden aklıma düşen görüntüler..
Saçım bakır rengine boyalı. Ama ben onu kırmızıya boyıcam.