Eskiden Türk insanının aptallığına,yobazlığına deli olurdum ama sanırım artık bağışıklık kazandım. "aciz kullar" diyip geçiyorum.
ailem parçalanıyor benim ise hiç bir şey yapasım gelmiyor, herkes farklı birey herkes yaşıyor kafasına göre hayatını, üzülüyorum öylece ıstemsizce.
"Halbuki konuşmaya ne kadar muhtacım. Her şeyi içinde boğmaya mecbur olmak, diri diri mezara kapanmaktan başka nedir?"
0:00 0:01
Bunu ona söyle. ama "sen daha iyilerine layıksın" deme, çok klişe.
Keşke zamanı geri alıp yaşasam yeni baştan. Belki bir şeyleri değiştirebilme imkanına sahip olabilirdim.
buraya itiraf yazmayalı yaklaşık 7 sene oldu..
En güzel Kasım kalçası Manisa’dan çıkıyor.
Olm bu kadınların kim götünü kaldırıyor lan?
Kendimin bile kabul edemedği gerçekler var ve hala kaçıyorum sonsuza kadar kaçamayacağı mı biliyorum.
Basbaya yalnızım ve saçma sapan şeylerle eglendiriyorum kendimi. Böyle olmamalıydı sözlük.
sevgilimden ayrılmak için sevgilimin ölmesini birçok defa diledim. aynı şey bazı hastalıklı arkadaş ilişkilerim için de geçerli.
sanırım ben iflah olmayacağım. bu kadar umut aşılayan birinin, yine aynı şekilde bu kötülüğü kendine yapmasının açıklamasını kendi kendime yapamıyorum. keşk oyun etabı misali hayatımı birine birkaç günlüğüne verip, şu aşamaları geç gözünü seveyim diyebilsem.
Halkın anlayabileceğinin çok üzerinde bir zihin berraklığında ve düşünce düzeyinde olduğumu düşünüyorum. Bence durumum tıpkı dili çok ağır olan ancak içerdiği bilgi bakımından tam bir cevher olan bir kitabın yazarına benziyor. Eğer kitabın dilini herkese hitap etmesi için yalınlaştırırsam kişiye kazandıracağı bilgi birikiminden taviz vermem gerekir.

Bu sebepten ötürü dili yalınlaştırıp çok kişiye az bilgi vermektense fikirlerimi anlayabilecek bir kısım üstün insana öğretebileceğim her şeyi öğretmeyi tercih ederim.

Sonuç olarak halka yukarıdan baktığımı kabul etmekle beraber bunun yarattığım ürünleri korumak için gerekli olduğunu düşünüyorum.
Sürekli Hırpaladığınız bir yaşam var ve ellerinizde gömülü artık ne yazık. Vazgeçilmez bir aşkınız belki de şanınız var, ama ne var ki bir de şansı satın alınmaz derler...
Buna ve “ben bu yazıyı sana yazdım” başlıklarına yıllar içinde yazdıklarımı okudum bugün bir dönüp. Sait Faik “Haritada bir nokta” öyküsünde der ki, “Yazmasam deli olacaktım.” Ben de bu başlıklara yazmasaydım deli olacaktım sanırım. Delireceğimi düşündüğüm anlarda sanırım yazmaya devam da ederim. Teşekkürler, kim imkan sağlıyorsa, kim görüyorsa, kim okuyorsa, eksik olmasınlar.
Bi kız arkadaş yapsam fena olmaz aslında.
Geçen sene kafam güzelken futbol muhabbeti dönen yabancısı olduğum bir ortamda durup dururken ismail kartal dünyanın en iyi teknik direktörüdür orospu çocukları diye bağırıp elimdeki boş bira şişesini yere atıp kırmıştım. Sonra 4 kişi de benim kafamı gözümü kırdı sözlük. Yere yatırıp futbol topuna şut çeker gibi dakikalarca tekmelediler. Neden böyle bir çıkış yaptım inanın bilmiyorum. ismail kartal fanı falan da değilim. Ama ismail kartal benim fanım olmalı bugüne bugün onun için dayak yiyen tek insanım amk.
işten eve dönerken iki üç tane bira almak niyeti ile markete gittim. otoparktan markete doğru yürüdüğüm esnada, kapının ardında, yani içeride bekleyen kadın bana el kol ve mimikleriyle bir şey anlatmaya başladı. sonra, bir eliyle marketin dışında duran küçük turuncu sepetleri gösterdi. belli ki sepet almayı unutmuştu ve çıkış kapısından dolanıp da sepet almaya üşenmişti. baş parmağımı kaldırarak "durumun ehemmiyetini kavradım ve sana yardımcı olacağım" onaylamasını yaptım. sevindi. kapının dibindeki sensör beni görmesin diye biraz geride durdum. akabinde dişlerimi sıktım ve iki elimle demir parmaklıkları ayırıyormuş gibi yaptım. 4-5 saniye sonra sensörün altına doğru bir adım attım ve aynı hareketi yine yaptım. haliyle kapı açıldı ve ben kadını bu elim durumdan kurtarmış oldum. kahkaha atan kadının teşekkürlerini işiterek, alkol reyonuna doğru yol aldım.

bazen çok sıkılıyorum sözlük.
Yazdıklarınızı okurken uyuyakalıyorum. Geceleri yaptığım en zevkli aktivite.
zorlu'daki anathema konserine gittim bu gece sözlük.

itirafım şudur ki, konsere neden gittiğimi bilmiyorum. öyle bedava bilet falan da gelmedi baya kendi rızamla gidip bilet aldım. ben ki hayatında "bugün anathema dinleyeyim" demiş biri değilim. tek bir şarkısını biliyordum ki o şarkının anathema parçası olduğunu setlistteki şarkılara bakarken hatırladım.
gelin görün ki aşırı sevdim. ellerinde telefon konserin tadını çıkarmak yerine video çeken tipler dışında inanılmaz zevkli bir konserdi. sanırım artık bir anathema fanıyım.
Benim lanetim gecmisim sevgili yazarlar. Keske bazi zamanlar bazi seyleri unutabilseydim. Gecmiste yasayan birisi gercektende yasiyor sayilir mi?
hala bebek mamasıyla besleniyorum.
Çok yalnızım be sözlük.

Ve böyle çok mutluyum.
Bunu itiraf etmek benim için her ne kadar zor olsa da ne yazık ki; yeni Bir ortama girdiğinizde erkeklerin onayını kazandığınız takdirde ancak kadınların da onayını kazanabiliyorsunuz.

istediğiniz kadar iyi niyetli, pozitif ve uzlaşmacı olun yahut, en mükemmel işleri başarın ancak ortamdaki bir kaç erkek sizi takdir edip onayladıktan sonra bir hemcinsinizin de desteğini işitebiliyor, kazanabiliyorsunuz.

Çok acı...