bugün

sapyoseksüelim.
nick6 girmeyecekseniz ne ise yariyorsunuz sikisikler?
Şu an türkiye sınırları içerisinde yaşayan bir adet insan evladından intikam almam gerekiyor.
Erdemli, sakin , olgun bu zamana kadar böyle olduğu iddia edilen davranışlar bütününü sergilesem dahi içim içime sığmıyor.
Güzel intikam önerileri için lütfen yardımcı olun, her mesaj başarıya bir adım.
Birini sevmem, aşık olmam için illa bi itlik, bi şerefsizlik görmem lazım. Zira saf sevgi benim götümü kaldırıyor.
benim bu. 17 mayıs’ta 22 yaşıma girdim. sosyal hayat olarak hiçbir şey yaşamadım. mesela hiç sevgilim olmadı, bir kızın elini tut(a)madım. %100 bursa aldanıp özel üniversite tercihi yaptım (evime yakın diye) sınıfta kaldım, okulu bırakmak zorunda kaldım.
••••
her türlü insan tipini gördüm her türlü, bütün rezaletleri, çileleleri de çektim ama bunları anlatmanın artık anlamsız olduğuna, sidik yarışından başka bir şey olmadığına inanıyorum.
••••
Bu sözlükte yazarlık yapma nedenim belki kendime göre bir arkadaş/dost/sevgili bulmak ve de aklıma gelip gelenleri yazıp rahatlamak.
son 3 saattir iş yerimin mutfağında mikrofon tamiri yapıyorum. bir stüdyoda ne kadar çok mikrofon bozulabileceğini görseniz şaşırmazdınız. niye şaşırasınız ki?

insanların hala mor ve ötesi'nin cambaz ve bir derdim var şarkılarının coverlarını canlı dinlemeye gitmesini anlamıyorum. her no name kişilerin provasında bu şarkılar en az bir defa çalınıyor. bence bu şarkıların -hadi madem söylüyorsunuz- bari provasını yapmayın. şarkı hep aynı. her şey o kadar aynı ki..

günün en sevdiğim anlarından biri sanıyorum babamı aradığım an. hele sesi neşeli geliyorsa benden mutlusu yok. yaşım ilerledikçe babamla konuşma sürem artıyor. onunla konuşabiliyor olmaktan ötürü mutluyum.

yağmur yağıyor, dolunay var ve içim sıkılıyor. korktuğum şeyler var ama dillendirmemek ve düşünmemek için gerçekten büyük mesai harcıyorum. güzel şeylere odaklanmaya çalışmak düşündüğünüz kadar kolay değil.

anlamadığım şey şu; başkasının evine karşı duyduğum psikopatlık derecesindeki temizlik yapma, toparlama isteğini neden kendi evime karşı gösteremiyorum? o kadar isteksizim ki kendi evimi temizlerken ya da toplarken, bunu yapmam için hafta sonu için babamın bana gelmesi falan gerekiyor. kısaca "ayıp olmasın" temizliği yapıyorum kendi evime.

benim de içinde bulunduğum belli bir yaş grubuna nazaran kendimde öyle "şu festivale gideyim", "şu mekanda takılayım", "öff acilen dans etmem lazım", "bu hafta sonunu sakin geçirdim moralim çok bozuk" modlarını bulamıyorum. yani yanımdaki insanı duyamayacağım bir yere gidip onlarca insana çarparak ayakta durmaya çalışmak benim eğlence anlayışıma pek dahil değil. ya da kafası aşırı iyi olan insanların götlerini toplamak zorunda kalmak -yaparım çünkü lanet olsun anaçlığıma-. sürekli olarak gittiğimiz bir mekanda; herkesi duyduğum, gördüğüm, kimsenin yamulmadığı güzel ve sakin ortamları seviyorum ben.

benden yaşça büyüklerin imla ve telaffuz hatalarını düzelttiğim zaman aşırı moral bozduğumu ve hatta düzelttiğim kişilerin sinirlendiğini fark ettim. aynı şeyi kendi yaş grubuma yaptığımda ise kesinlikle benzer bir sonuç elde ediyorum. kısaca kimse düzeltilmek, daha doğrusu hata yaptığını başkasından duymak istemiyor. en basit şeyde bile.

insanlar yazdıkları facebook durumlarının, tweetlerinin aşırı etkileyici olması için eski kelimeler kullanmaya bayılıyor. "şerre karşı çok müstesna bir mukavemet gösterdi" gibi. bence ingilizce yazsalar daha çok etkileniriz.

uber ve taksi ikileminde ben hep üzülen taraf oluyorum. bazen öyle iyi kalpli taksi şoförlerine denk geliyorum ki uber kullanırken üzülüyorum. bazen de öyle insanlıktan çıkmış taksi şoförlerine denk geliyorum ki "senin canını yerim be uber" diyorum. sonra iyi kalpli taksici abi aklıma geliyor, yine üzülüyorum.

çok hoşlandığınız kişiyle alakalı milyonlarca güzel fikriniz varken ve kafanızın içinde de bir şey bas bas "söylee" diye bağırırken ve gerçekten öyle hissederken o kişiye sevdiğinizi söyleyememek çok komik. bu biraz akan bir konuşmada konular çok hızlı değiştiğinden o anki konuyla alakalı fikrinizi söylemeye çalışırken konunun yine değişmesi ve sizin "hımps" şeklinde iç çekmeniz dışında bir ses çıkaramamanız gibi.

bugün olduğu gibi aşırı düşük olduğum günlerde ya kendim gibi aşırı düşük modlu şarkılar dinleyip düşüklüğüme düşüklük katıyorum ya da eski keyifli yeşilçam filmlerini izliyorum. şu an nasıl bilmiyorum ama ikisini birden yapıyorum.

bulunduğum ortamlarda kendimi sürekli insanları eleştirmemek için frenliyorum. bazen durdurulamaz şekilde ağzımdan fırlayan cümleleri, eleştirdiğim kişi haricinde herkesin anlayabileceği şekilde kurduğumu fark edince kendime o kadar şaşırıyorum ki, aynısı bana yapılsa sanırım bir hayli üzülürdüm.

şu an tek isteğim, eve gidip duşta mel mel durmak. kendi içimde bile denge kurmak çok zor.
ama iyiyim.
görüşürüz sözlük.
Alın size itiraf gibi itiraf;

Rober Hatemo şu meşhur 'biiiir çok sıkıldım' şarkısını yaptığında 14-15 yaşlarında, ergenliğinin zirvesinde bir çocuktum.

Ve ne yazık ki, şu saç şeklinin birebir aynısını yaptırmıştım.

görsel
Mal gibi yine kendi kendime aşık oldum.
Hani bi aklindan gecirirsin ya birden birinin sana samimi oldugunu. Ama 5 saniye falan. Iste ben de oyle gecirdim aklimdan. Uyumadan once soyle bi dusundum. Cok da alakasiz her zamanki hayallerimden biriydi. Uyudum sonra uyandigimda alakasiz kisi mesaj atmisti. Neyse sonrasinda konusmaya basladik. Yani bizim dusundugumuz kisi bize mesaj atinca veya arayinca veyahut yolda karsilasinca hangimiz mutlu olmayiz? Hangimiz konusmak istemeyiz?

Neyse. Her zamanki gibi nerde yanlis yaptiysam 3. Gunden baglanma bu kadar, neyimi bu kadar cok sevdin? Sorularini duymaya basladim. Bi insana neden beni bu kadar cok sevdin diye sorulur mu? Veya neden ben de oburleri degil diye. Bence sorulmaz. Kimi neden sevdigimizi nerden bilebiliriz ki? Onca yasadigim seye ragmen icimde oldurmedigim insanlik sevgisi hala sorgulaniyor. Birini neden tanimak isteriz, niye konusmak isteriz, sohbeti neden bize zevk verir? Bi cok sebebi olabilir. Ama bunlar sorgulanabilir sebepler mi diye durup dusunmek gerek. Bence sorgulanamaz sebeplerden severiz. Ben artik sevgimin itilmesinden yoruldum galiba. Etrafimda beni sevme diye dolasan insanlar var. sevgiyi bas belasi olarak goren tipler. Ustelik sadece konusmak istemek sevmek anlamina mi gelir, her sohbet ettigimiz kisiyi sever miyiz veya baskalarina gore ayricalikli midir o? Neden sevgim bu kadar sorgulaniyor anlamiyorum. Oysa samimi oldugumu soylerler. Neyse.

Bute girmem gereken 2 sinav var. yaz okuluna da 3 dersim. 2. Donem nerdeyse hic calismadim ve okula gitmedim. Ipin ucu kasimdan sonra koptu. 5 ay boyunca evde oturup kilo aldim. Telefonuma bile baktigimda en son fotoraflarim nerdeyse kasimdan kalma. Zor bi kisti hala bitip bitmedigine emin degilim. Kendimi toparlamak benim elimde ama sanki ellerim yok gibi. Bi yerden tutup baslayamiyorum. Bi seye takildim ben. Cozemedim kafamda cok demorlize oldum ama neyin oldugunu tam olarak bilmiyorum.

Edit: hala kafami toparlayabilmis degilim. Cok uzun zamandir gorusmedigim arkadaslarim geliyor ve ben iyice cokmus durumdayim onlar icin kendimi zorlamam gerek. 2 gun sabretmem gerek sonra yine depresif asosyal hayatima geri donmek istiyorum. Planlarim vardi evet ama hepsini iptal ettim. Kafami toparlamam lazimken her sey daha da kotuye gidiyor bu hafta. Bilmiyorum konusmayi sevdigim insanlarin beni engellemesi de cabasi. Kafam karmakarisik ya.
Uşak ilimizi Karadeniz bölgesinde olduğunu sanıyordum, Elbistan’ı ülke sandığım gibi.

Hangi akla hizmettir ki, Karadeniz’de küçük çocuklara Uşak deniyor diye ismi de oradan geliyor sanardım.

Meğer uşak Ege bölgesinde, Elbistan ise Kahramanmaraş’ın bir ilçesiymiş.

Neyse, bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp. Bana da puuu.
Çok yalnız ve bunaldım sözlük. Ben ne zamandan beri böyle depresif bir insan oldum hiç anlamıyorum. Belki de aradığım şey sevgidir. Sevgisizlik beni bu hale getirdi sanırım. Sevilmediğimi hissediyorum. iliklerime kadar. Yalnız kaldım sanırım sözlük. Yalnızlığın dibini yaşıyorum.
Bazen karşımda benimle konuşan bir kişinin yüzünü incelemekten dediklerini kaçırabiliyorum.
Bir şeye odaklanınca başka bir şeyi gözüm görmüyor.
kadınlara katlanamıyorum. atatürkü sevmiyorum. hatta hiçbir siyasi lideri sevmiyorum. partileri canla başla destekleyenlerden nefret ediyorum. futbol takımlarından nefret ediyorum. bazı insanları öldürmek istiyorum. asosyalim. fakat insanların arasında yalnız kalamıyorum. insanların arkasından konuşurum tabi 3. kişi malum şahsı tanımıyorsa. uzun saçlı erkekleri sikesim var. cinsellik konusunda karanlık şeylere ilgi duyuyorum. sevgili kuzusuyum. bazen masum insanlar için ağlıyorum yatağımda. ailem beni önemsemiyor ve eve gelmemi pek istemiyor. bakımsızım. kimine göre çirkinim de. fakat hiçbizaman başka birine dönüşemedim.
Faturamdaki dakikalar smsler geldiği gibi gidiyor. zaten en düşük paket fakat onu dahi kullanmıyorum. telefonum genelde uçak modunda zira geçenlerde açık kalmış ne bir mesaj ne bir arama vardı.pek gerek yok.

whatsapp kullanmıyorum çünkü ona da gerek yok. saçma buluyorum çoğu şeyi. mesela hiç bir zaman telefonda kankasıyla saatlerce dedikodu yapan bi insan olmadım. insanlarla konuşmaktan hele ki insanlar hakkında konuşmaktan haz etmiyorum.

Bi kaç sefer arkadaş edinmeyi denedim fakat fesatlıklara ve insanların gerçek yüzlerine maruz kalmak ilgimi çekmediği için hayatıma aldığım gibi çıkardım hepsini.

insanlara efor harcamak yetine yatırım yapacağım en iyi şeyin kendim olduğuna karar verdim. içsel yolculuğa ve hedeflerime yoğunlaştım.
Nihayetinde Allah bizi bu dünyaya birbirimizle bir diğerini çekiştirelim diye göndermedi.

bir yerlerde bizim yardımımızı bekleyen insanlar var.
bazı gecelerin ilerleyen saatlerinde türlü şarkılar dinleyip karanlığı izlemeyi çok seviyorum.

ve hayatımda yaptığım tüm işleri tek tek gözümün önünden geçiriyorum. ve üzülerek söylüyorum ki 'iyi ki' dediklerim pek az.

üzülüyorum, bilemiyorum, üzülüyorum.
Bugün fırından ekmek almaya giderken küçük bir çocuk geldiğim yöne doğru koşuyordu. Arkasındaki adam da muhtemelen babasıydı. Çocuk koşarak devam ediyor, muhabbet şöyle:

+Sen benden de hızlısın de!
-Sen benden de hızlısın.
+Sana yetişemiyorum de!
-Sana yetişemiyorum Ömer çok hızlısın.

Ulan iyi güldüm direk olayı görünce daha güzel oluyor.
sanırım bisexüelim. erkeklere kadınsı pasif olmak kadınlara da sapına kadar erkek olmak beni çok heycanlandırıyor. bu zamana kadar hiçbir şekilde bir erkekle yatmadım ama çoğukez kadınlarla birlikte oldum hatta bu konuda bayağı destansıyımdır. ama sanırım sıkıldığımdan olcak sosyal medyada çok erkekle yatma hayali kurup bunun üzerine konuşup plan yapmıştım. hatta birgün birtane arkadaşıma açıldım o benimle birlikte olmak istedi yanına gittim ama cesaret edemedik. ve sanırım sosyal medya aklıma geldiğinde direk bir heyecan içime geliyor ve kadınsı hissediyorum kendimi. ilgi manyağıyım. 1 gün bile bir kadınla konuşmadığım olmadı real hayatımda. ancak gerçekten yaşamak istediğim bir his var ve bu bir erkekle birlikte olmak.
bardak taşmak üzere. o bardağın üstüne bir damla daha koyanı taşan suda boğacağım. çok az kaldı.
kafama göre biriyle tanıştım.
Çook uzaklarda çıktı.

işte benim şansım.
Şansımı sikeyim.
gtx 1180'in parası hazır lan. ilk defa son model sağlam bir gpu kullanacağım için götümü düz duvara sürtecek kadar mutluyum.
Sözlüğe döndüm aylar sonra, kimler kaldı geriye eski dostlardan kimler yitip gitti veya ben miydim o giden. Korkuyorum her daim yalnızlıktan.
Bir zamanlar mutluydum.
Sırtımdaki en ağır yük kendimim.
Alışkanlıklarımdan,yenilgilerimden,düşüncelerimden kısacası her şeyimden sıkıldım.en çokta varlığımdan.
güzel ve yolunda giden bir ilişkim de olsa, sürekli terkedileceğimi ya da aldatıldığımı düşünerek, hayatı kendime ve sevdiceğime zehir ederim.

Çünkü yürüyen olan bir aşağılık kompleksi olmak bunu gerektirir.