bugün

Tam evden çıkacağım o sirada anneannem geldi " Bim ' den bazlama al da öyle git dedi." Tamam anneanne " dedim . Aldım bazlamaları döndüm. Asansöre bindim. 9. Kata bastım. Durunca indim. Anahtarı deliğe sokamadım. Zorladım biraz. " lan yoksa burası değil mi ?" Dedim. Tam " anne , kapıyı açamıyorum " diye bağıracaktım. Hemen koşarak asansöre doğru gittim kat 7 idi. Hemen binip , kaçtım. Vay arkadaş , hırsız konumuna düşecektim , ramak kalmıştı. Olaylar olaylar. Çok dalgınım ben bu ara.
iyi niyetimden ötürü bana kötü davranan, arkamdan iş çeviren kimseye hakkımı helal etmiyorum.
burnum akıyor lan..
olaya gel amk..
Ateş burcu olmamdan mıdır nedir farkına varmadan insanlarla flörtleșiyorum. Hiç hoş değil hem de hiç.
insanların hepsini kendi gözümde sıradanlaştırma çabalarımın işe yaramadığını görüyorum sözlük. başkaları sikine takmamasına rağmen yine onların dertlerine, sıkıntılarına yardımcı olmaya çalışıyorum.

o değil belki de böyle bi çabam da yoktur, saçmalıyorumdur. kendimi falan mı kandırıyorum ne? net.
ruhum hayatımdan yoruldu...
Çok özeniyorum bazı kimselere, bazı hayatlara. Yapamadığım şeyler içimde kalanlar var.

Manken gibi bir vücudum olsun istiyorum, pürüzsüz bir de ten. Kıskanıyorum bazı kimseleri. Güzelliklerini, bilgilerini, komikliklerini. Kıskanma duygumdan da utanıyorum açıkçası. Biraz da eziklik sanki.

Kendimi ait olmadığım bir yerdeymiş gibi hissediyordum yıllardır. Yıllar geçse içinde bulunduğum ortam değişse de bu duygu değişmiyordu. Ama bir kişi çıktı ki karşıma ait olmam gereken yer oymuş meğer. O kişi iyi ki var. Umarım hiç gitmez.
her küçük olaya ağladığım için sevilmiyorum, özellikle bir ortamda falan duygulanınca tuhaf bakışlara maruz kalıyorum. zaten çevresinde kabul gören, arkadaşı olan sosyal bi insan değilim. dışarı çıktığım zaman insanlardan uzak durmaya, kimse ile konuşmamaya çalışırım. ki konuşsam bile 2 kelimeyi geçmez, suskunluğum insanların hoşuna gitmiyor. hoş konuşmaya başlasam, beni dinleyip anlayacak kimse yok zaten. bu yüzden susup sadece yazmaya başladım, konuşmaktan daha iyi geliyor.

çabuk duygulandığım için yargılandığımı söylemiştim. etrafımdaki insanlar duygu yoksunu galiba, ya da öyle görünmeye çalışıyorlar. çünkü ağlayan bi çocuk, aç bi insan, yalnız ve çaresiz kedi/köpek gördüğümde duygulanınca, ezik gözü ile bakıyorlar. herkes kendini düşünür olmuş, kimsede acıma/üzülme duygusu kalmamış. ben film izlerken, bi şarkı dinlerken, bi acı söz duyunca bile ağlarım. bazen insanlardan kaçıp yalnız kalmak istemem, sık sık duygulanmam, yakınlarıma bile tuhaf geliyor. onlar bile yargılıyor, işte o zaman gerçekten kimsesiz ve çaresiz hissediyorum..
Bazen karşımdakine derdimi anlatamayacağımı anlayınca tartışmaya üşenip "heaa sen öyle diyosuuunn, ben yanlış taraftan baktım. Evet haklısın." diyorum. Sonra o yine konuşuyor ben başka şeyler düşünerek kafa sallamaya devam ediyorum.
yaa bu memleket muhabbetlerini cok seviyorum. adam belediye baskani olmus bizimkiler hala 50 binliğı oğlu diyor ahaha yirim.
kum bağının altında çunkurun tarlası varmış sonraa bizim bağın yanından doğalgaz geçiyormuş.
dagin ve ormanin issiz karanliginda epey yurudukten sonra odama yeni geldim. ormandaki agaclarin arasinda parlayan yarim ay eger dolunay olsaydi kendimi korku filminde gibi hissedebilir miydim acaba. sanmiyorum cunku dag beni seviyor.
inanır mısınız hala burnum akıyor ya..
okuduğum bir kitabı ya da izlediğim filmi sevip sevmediğimi, neden sevdiğimi ya da neden sevmediğimi söyleyebilirim.

ama burada bir kitap hakkında edebi eleştiri yapacak kadar kendimi bilmez değilim.
Bazen kendimi 70 yaşında huysuz,aksi biri gibi hissediyorum.
Artık dayanamıyorum gücüm kalmadı o sadece sürekli olmasını istediğim gücüm kayboldu artık kimseye iyi ve güçlü görünecek takatim halim de kalmadı çaresizim.
ki zaten kalbim laftan anlasaydı çoktan ölmüştüm.
berbat derecede yoğun bir haftanın ardından yatağıma girmek için can atıyorum sözlük. Tek istediğim huzurlu güzel bir uyku çekmek. Ve fark ettim ki günün en çok sevdiğim kısmı, gece yatağa girip derin bir uykuya daldığım kısım.
sanki ülkede mutlu olmak utanç verici birşeymiş gibi herkes mutsuzluğunu paylaşıyor. bari iki saçma başlık oku da keyfin yerine gelsin. soluksuz 38 entry girersen tabi mutsuz olursun. arada değişiklik yapıp biraz da oku yahu.
Üniversite 1. Sınıfta sınavlar çok kolay ben bunun için mi geldim üniversiteye diye oturup Ağlamıştım,

Şimdi de sınavlar çok zor nasıl geçecem dersleri diye Ağlıyorum.
az önce ekranda gezinen sineğimsi şeyi imleçle yakalamaya çalıştığımı farkettim.

rakı şişede durduğu gibi durmuyor bünyeye girince.

şehit haberleri artık ciğerimi yakıyor.

23 nisan iptal edildi...düğün var...19 mayısın akıbetini merak ediyorum.

kafam güzel herkese, özellikle de sana, bu itirafı okuyan güzel insan sana sevgiler sunuyorum.

biz güzel günlere mi gidiyoduk yoksa güzel günler bize mi geliyodu unuttum ama işte ondan olsun.

güzel günler görelim artık be ölmeden.
namaz kılmayan insanlara üzülüyorum mafediyorlar kendilerini ,sahip çıkmak lazım böyle insanlara .
moonlight sonata dinleyip ağlıyorum.
şu maçtan aldığım hazzı başka bir maçtan almadım, alamam. karşı takımda eski hocamı, takımdan abilerimi görünce inanılmaz mutlu oldum. bir de bizim takımda Ahmet Üçüncü olunca resmen sahadan çıkmak istemedim. inanılmaz bir maçtı. maç sonu ise efsaneydi. Ahmet Üçüncü yanıma gelip doğum tarihimi ve bir takımda oynayıp oynamadığımı sordu. bu da oldu ya artık futbolda zirveye ulaştım Çanakkale'de. telefon numaramı aldı bakalım yeni sezon başlarken detaylı bir şekilde konuşacağız transfer konusunu. ailem istemiyor ama ben istekliyim. hem derslerime çalışıp hem futbol oynayabilirim. büyük bir heyecanla yeni sezonun başlamasını bekliyorum.
Küçük beyinli bir aptalım galiba. Kendimden nefret eden bir deliyim. Yok olsam ya ben. Belki daha iyi insanlar için daha fazla yer açılmış olur, daha faydalı insanlar. Gerçi, korkağım da ben. Yok olmaktan da korkuyorum. Umarım kendimi bulurum bir gün.
bir kız sevdim girdi havaya

kız beni almadı düğünde halaya