bugün

ilk kez beddua ettim ona. Hep allah bildiği gibi yapsın ya da Allah görüyor bunları demek gelirdi içimden ama tutardım kendimi. Deme öyle deme derdim. Benim bikinili fotoğraf koymama izin vermeyen adamın bugün elalemin kızının yüklediği havuzbaşı fotoğrafını beğendiğini görünce daha fazla tutamadım kendimi. Yine de üzüldüm biraz zaman geçince. Bir şey olsa oturup vicdan azabı çekeceğim değer miydi? Hayır.
bende iki yıllık myo mezunuyum.
okunacaklar listemde bir adet entry bulunuyordu. girdim listeye yan tarafta, en sağdaki okudum'a tıkladım. entry başarıyla kaldırıldı dedi. çok kötüyüm sözlük çok kötü.
bugün ağladım. gelecekte birgün güleceğim. tıpkı dün gülerken bugün ağladığım gibi.
hayat zorlukları hep önceden sundun ya bana, ne zaman artık yeter deyip götüreceksin merakla bekliyorum.
çünkü bu şoklamalardan feci yoruldum haberin olsun.

allahım bu sorum sana, mutlu olmak için illa ki salak mı olmalı bir insan? niye sorgulayınca boku çıkıyor mutluluğun? mutluluk diye birşey yok mu? sen yaratmadın mı öyle birşeyi?

bende ne varsa boktan şeyleri çeken, sana bırakıyorum. artık yeter, benden bu kadar.
şu başlıktan bıktım artık.
Kız arkadaşım yok mutluyum .
güçlü değilmişim sözlük. bunu anladım bu gün.
Hiç görmemiş olsan bile onu özlemek de sevdaya dahil mi sözlük?
3 rakamına takıntım var, bir şeyi yazarken eğer fazladan harf koyacaksam 3 ve 3'ün katları şeklinde yapıyorum, hatta bazen işi abartıp 2-3dk.lık işi 10-15dk uzattığım oluyor... Çocukluktan beri kapalı bi mekandaki bi çizgiye basarsam (karo gibi) bi sonraki çizgiye diğer ayağımla basıyorum, çizgiye basmamışsam devamında da basmadan yürümeye gayret gösteriyorum, acelem varsa yada dışarıdan izlenebileceğimi fark edersem deli damgası yememek için yere bakmadan normal şekilde yürüyorum (o konuda bi sıkıntı yok)... Dışarıdaysam sağ ayağımla bariz bi şekilde hissedeceğim bi taşa basmışsam inatla diğer ayağımla da bi taşa basmadan yürümemi tamamlamamaya çalışıyorum... Bir yere girerken sağ ayakla girmeye özen gösteriyorum, hatta girmeme biraz kala sol ayakla girebileceğimi sezerzem bi önceki adımımı yarım atıp bi şekilde sağ ayakla giriyorum illa ki... Kelimelere karşı takıntım var, Türkçe kelimeleri yanlış yazanlara kıl oluyorum, hoşuma gittiği için bilerek yanlış veya eksik yazdıklarım hariç (bir yerine bi yazmak gibi), anlamını bilmiyorsam ne yapar eder onu öğrenirim, yazılışını yanlış yazdığım kelimeler (şapkalı harflere sahip kelimeler veya o an fark edemeyip de yanlış yazdığım kelimeler) içime dert oluyor, mümkünse o ortada durmayacak, silerim, yırtarım, bir şey yapar yok ederim illa onu gözümün önünden... ingilizce kelimelere karşı da yaklaşık olarak aynı davranışım var, anlamını bilmesem bile yazılışını bi şekilde öğrenirim, daha önce gördüysem illaki yazılışına dikkat ederim, bilmiyorsam da yazmadan önce kontrol eder doğrusunu yazarım... Elime küçük bir kalem mürekkebi bulaştığında eğer onu bi şekilde silemiyorsam öbür elimin de aynı yerine mürekkep ile iz yapıyorum... Bütün tırnaklarım uzunken yanlışlıkla bir tırnağım kırılır veya farkında olmadan koparırsam diğer bütün tırnaklarımı da kısaltıyorum bu yüzden hep kısa tırnakla geziyorum... Simetri takıntım var, hiç düzenli, derli toplu birisi olmadığım halde bir şeyden iki tane varsa önümde onlar simetrik duracak, eğik bir şey görürsem düzeltirim ama bir düzlüğe karşı eğik olan bir şeyi (mesela duvardaki tablo gibi)... Bir şey yerken (mesela çekirdek) eğer paketinden bir avuç aldıysam o bir avuç çekirdek ya bitecek yada gözümün önünden bir şekilde yok olacak... Yine benzeri şekilde fındık falan yerken eğer ilk ağzıma 2tane attıysam 2tane, 3attıysam 3tane devam ederim yemeye, bazen 3er 3er yerken kasede 10tane falan kaldığını fark edip son fındıkları 2şer 2şer yemeye başladığım oluyor sonuncu fındık tek kalıp asabımı bozmasın diye... Son lokma ile içeceği aynı anda bitirme takıntım var (bu çoğu Türk'te var gerçi)... Bilg.ın sağ alt köşesindeki ses zımbırtısına takıntım var, aynı şekilde tv'da da, ses ya 3'ün katında duracak yada belli başlı sayılarda (ses 100'e kadarsa 10-20-25-30-40-50 gibi) 43 gibi bir yerde falan duruyorsa onu ya 40'a düşürürüm yada 50'ye çıkartırım... Geceleri bilg.ın sesi 100'de iken metal parça çaldığı halde mışıl mışıl uyurum ama her sabah istisnasız her ezan sesinde fısıltı şeklinde bile duysam kalkar yatağa oturur gözlerim kapalı şekilde ezanın bitmesini bekler bitince tekrar vurur kafayı uyurum, hatta bazı sabahlar ezandan önce refleks olarak uyanırım maksimum yarım dakika sonra ezan başlar... Odamın kapısından içeri girip de beni uyandırmamış bir şahıs yok sanırım şu ana kadar, ayak ucunda bile girse nefes alış verişine uyanırım, muhtemelen bu yüzden bi gün bi hırsız gırtlağımı kesecek... Yatağa girer girmez vurup kafayı uyuduğum hiç görülmemiştir, uyuyana kadar bi şekilde o günün analizini beynimde yaparım, sıradan bi günse güncelleme 3-5dk.da biter... Yok o gün acayip bir durum olmuşsa, canımı sıkacak, beni utandıracak veya yapmam gereken bir şeyi yapmak için fırsat bulamadığım, bu düşünme süresi baygınlık seviyesine gelene kadar devam eder, 2 yıllık ssevgilimden ayrıldığımda 3ay boyunca uyuyamamıştım, 2gün uyumayıp 3.gün yatakta ölü gibi uyuyakalıyordum, gözler kör olma noktasına gelmişti... HA AMA TÜM BUNLARA KADAR ŞU ANA KADAR BiRiSiNi ÖLDÜRMEDiĞiME GÖRE NORMAL BiR iNSANiM. hala boş boş sıkıntılara ''takıntı yaptım ben yea'' derseniz sizin ben gelmişinize geçmişinize tüküreyim!
2 dakka geçti hala itirafa bisey yazilmadi. Ilginc.
Mustafa kemal.
sevistim bugün.. Şu saat oldu ne o yazdı ne ben yazdım
Nevizadeye gidip soda içtim.
içmeden de kafa yaşayabileceğimi kanıtlayıp döndüm.
Pişman değilim.
Türkiye yüzde 95i ateist olan bir devlettir.

Ezandan rahatsız olan ateistler olduğu için ezan hoparlörlerden verilmemeli.
Yaptığım şeylerin %95'ini saçma buluyorum. Konuşma tarzımın, hareketlerimin, kelimeleri kullanış biçimimin. Ayrıca samimiyetsiz. Bunları düzeltmek için yaptığım şeyleri daha saçma buluyorum. O kadar samimiyetsiz bir insan değilim lan. Vallahi. ikincisi ise onsekiz yaşındayım. Üstelik yeni girdim. Şuan noooğooolmuş desem saçma olacak. Demesem de. Bak yine yapıyorum Allah kahretsin.
az önce cips alıp bakkalın kasaya yönelip bakkalcı amcaya içinden çıkan kolaları veriyor musun diye sordum ümitsiz şekilde. evet veriyorum deyince baya şaşırdım bakkal amca evde bi sürü var ki bende dedim. tamam getir veririm dedi çok sevindim. cipsi poşete koyarken istersen aç içinden çıkanı şimdi vereyim dedi ve ekstradan bir kutu kolayla döndüm eve. şu an 8 yaşındayım.
Zamanında beni çok seven birisi vardı. Bense başkasını çok seviyordum. Kendini öldürmeyi düşünmüştü benim yüzümden. Aslında dememişti de. Ne zaman ağlasam o aklıma geliyor. Hak ettiğime inanıyorum bazen mutsuz olmayı. O mu? Şu an iyi. Yani iyi görünüyor. Sevgilisi de var. Tek sorun benim için yazdığı blogun Anasayfasında yazan cümle.

"Bir zamanlar ben yazardım. ilham kaynağım vardı. ilham kaynağım gitti ben de yazmayı bıraktım. "

Çok sevilmeyi isterdim önceden. Biri beni hep sevsin her şeye rağmen sevsin diye dua ederdim. Allah yine bana çok cömert davrandı. Ve ben kıymetini bilemedim o sevginin. Yine olsa yine bilemezdim. Dedim ya benim içimde başka bir sevgi vardı. O olaydan beri kimsenin beni çok sevmesini istemedim. Hatta Korkuyorum. Beni çok seven biri olmasından korkuyorum artık. Bu dünyada bir kişinin daha hayatını mahvedecek kadar kötü birisi olmaktan korkuyorum çünkü.
erkek olsaydım, aslında hayatımın anlamı olacak bir kadını kendime bağlayacaktım. ama o da bende biliyoruz ki, ikimizinde cinsiyeti aynı. belki senden aldığım dostluğun tadını hiçbir yerde bulamayacağım, ki bu muhtemelde. ama işte, sen bir farklıydın. neredeyse aynı düşünüyorduk, aynı sorunları yaşıyorduk, etkilendiğimiz şeylerde neredeyse aynıydı. farklılıklarımızda vardı, ama anlaşıp gidiyorduk. sen hep derdin ya, keşke sen erkek olsaydın diye, aslında bende diyemezdim ama, bende hep öyle düşlerdim. çünkü sen farklıydın, bana göre farklıydın. senden ayrıldıktan sonra daha iyi anladım bunu biliyor musun? beni ben olduğum için seven kimseyi göremedim. aslında beni yine seven kişiler, yine kendi cinsiyetimi taşıyan kadınlardı. çünkü kalbimin temiz olduğunu, ve ne kadar inançsız da olsam, içimdeki o masumiyeti ve vicdanı biliyorlardı. fakat, hiçbir zaman bunu gören bir karşı cinsi göremedim çevremde. üniversite de hoşlandığım kişi bile, en sonunda kadınlığını kullanan birine aşık oldu ve onunla birlikte. yine en son hoşlandığım kişi, o da kadınlığını kullanan kadınlardan bal gibi hoşlanmakta, ama yine de evleneceği bir kadının birey olmasına dayanamıyor. o kadar çelişkili yaşayan insanlar gördümki. yine de ne sen ne ben henüz yenildik. ayaktayız. bekleyeceğiz, ayakta duracağız dimdik bir şekilde. sana bahsettiğim ve beni ben olduğum için seven, geniş kültürden gelen o erkek vardı ya, aslında biliyor musun, o senin bir başka versiyonundu. onu sende görürdüm hep. o da beni ben olduğum için severdi. ama malesef o da gitmek zorunda kaldı. birlikte hiç olamadık onunla. ama benden hoşlandığından bahsetmişti. bazen ikinci dilde konuşmanın zorluğunu yaşarken, yine de bir ikinci dilde duyduğum sözler ruhumu rahatlatmıştı. ikinci dilde, bazende başka bir üçüncü dilde mutlu olabilmiştim, yüzüm gülmüştü. o adolf hitler in taklidini yaparken, ben sadece onu izler, gülerdim. o ise benden sadece bir şarkı ister, onu da mırın kırın eder söylerdim. üstüne, bana ettiği iltifatlara inanmadığım halde, sevinirdim. içimde biraz daha özgüven olsa rihanna olurmuş benden. pehhh. adamdaki inceliğe bak, onun yaptığı resmen karga sesli birine bülbül demek oluyor.

ne desem bilmiyorum sevgili dostum. en son seni aradığımda uzun uzun anlatmıştım bunları. bir türlü düzelemiyorum. habire kendimi aşağılarken buluyorum. sevemiyorum kendimi. aslında kendini sevemeyen insan kimseyi de sevemezmiş. ama kendimi başka bir insanda bulduğumda , daha çok seviyorum. mesela seni. seni ayrı sevdim. bu kadar...
Adi herif bana yalan söylüyor ya da ben paranoyak oldum. Her iki durumda da topunuzun amk.
SHEAKESPARE'IN BILMEM KACINCI RICHARDI ' BIR AT, BANA BIR AT LAZIM, BIR AT ICIN KRALLIGIMI BILE VERIRIM.' DIYE HAYIFLANDIGI NOKTADA BIZE LAZIM OLAN BUDUR..
kimseye hiçbir şeye bağlanmayacaksın! olmamışlar olmayacaklar gibi davranacaksın!
Hani derler ya kitap yazsam 3-5 satar onu da eş dost alır diye. Bizde ki eş dost kitaba para mı verir, gelir beleşe benden ister.
itiraf ediyorum. sözlükte hiç önemsenmiyormuşum gibi hissediyorum sözlük. sanki oyun oynuyormuşuz da ben fındık fıstık olmuşum gibi. ya da arkadaş grubu olarak toplanılan ortamlarda kimseyi tanımayan ayıp olmasın diye getirilen her muhabbete fransız arkadaş akrabası gibi. bir seneden fazladır sözlükte dönem dönem aktif olarak yazıyorum ama iyi ama kötü bir allahın kulu da gelen kutumu yeşillendirmedi. bazen kendimi burda görünmez adam gibi hissediyorum sözlük. sanki yazıyorum yazıyorum ama kimse okumuyo gibi. artık ben de varım demek istiyorum sözlük benim de burda muhabbet edebilceğim arkadaşlarım olsa ya. neyse. evet.
sözlük, itirafım sana. bu kez sevdiğimi yazmayacağım buraya, yeteri kadar acıdım kendime. bugün kuzenimi kaybettiğimizin 2.ayı ve ben onun öldüğünü kendime kabul ettirmeyecek kadar kötüyüm. dile kolay, 20 yıldır birlikte büyüdüğüm can kardeşim, en yakın dostum... onu böyle kaybetmek çöldeki serabın bile susuz olması gibi bir şey. doktorlar zaten 18 yaşına gelmesi mucize dediler, ve o herşeye herkese inat her istediğini yaptı. zararlı,zararsız demedi. sen hastasın, evinde otur, top oynama, sokağa çıkma dediler, gecenin köründe eve gelirdi. parmakları mosmor olmuş, tıkanmış nefes nefese merdivenlerde. alır kardeşini denize götürürdü. kilo alamazdı, çelimsizdi ama yüreği kocaman küçük bir adamdı o. 23 yıla sığdırdığı ömrünü dolu dolu yaşadığı için sevinebiliyorum sadece. haberini alır almaz hissettiğim duygu anlatılamaz, birlikte oynadığımız bütün oyunlar, ettiğimiz onca sohbet, hiç birşey unutulmayacak. her 5 mayıs senin sadece bu dünyadan göçüp gittiğin gün olacak. ama sadece bu dünyadan göçmüş olacaksın, hiç birimizin kalbinden göçemezsin. biliyorum bana kızgınsın, seninle son zamanlarda vakit geçiremedik, hatta hastaneye bile gelemedim ziyaretine. belki de bu yüzden bu kadar etkilendim, rüyalarımdan çıkmıyorsun. belki kendime itiraf edemediğim günah çıkartmayı şuan yapıyorumdur. eğer bana kızgınsan, affet beni. keşke zamanı geriye alıp senle dolu dolu vakit geçirebilseydim. seni çok özlüyoruz can kardeşim...özellikle annen, kız kardeşin seni çok özlüyor. hepimiz sana hep dua ediyoruz...
bugün zeynep ile ilk tatilimize çıktığımızın 3. yıl dönümü.
artık zeynep yok ama özlüyorum hala onu.
sevmiyor olabilirim belki ama özlüyorum.
zeynep artık yok. cennete gitti.
rahat uyu zeynep'im.