bugün

Şuan herkese yavşıyabilirim.
Bebekli ailelerin evine gitmek istemiyorum ama bunu kimseye söyleyemiyorum. Gitmezsem ayıp olur diye gidiyorum. Bebekleri severim ama agliyorlar diye benim kucağıma veriyorlar ona sinir oluyorum. Kucağıma gelen susuyor bu seferde gitmek bilmiyor. Ne var bende bilmiyorum ama her bebekte aynı şey oluyor. Anlayacağınız şımarık bebekler itina ile susturulur!
itiraf ediyorum bugün itiraf edeceğim itirafımı itiraf etmiyorum.
Bizler bayramdan 1 gün önce evde yeni ayakkabılarımız ve yeni elbiselerimizle gezen bir nesildik.. Ne kadar da masumduk.

Nerelerden nerelere geldik, ama şunu belirtmek isterim ki ben şeytana uymam moruk, projemden bahsederim uygun olursa dahil olur.
Yarın olmasa da olur sanki. Şu iki gnü atlayıp direk tatile geçsek muhteşem olacak.
etrafım mıy mıy insanlarla dolu. hiç hoş değil, hiç.
herkes bana yabancı...
burada kendi cümlelerimi görüyorum bazen sözlük.
can acıtıcı olabiliyor. bir zamanlar bulduğum o cümleler/kelimeler, şimdi farklı insanlar ağzında yalama olmuş.
Geçenlerde kendime itirafda bulundum bir anda dudaklarımdan döküldü sözler dedim ki; " Gittiği gün bittiğimiz gün olacaktı ya hani sahi öyle mi olacak keşke kalsaydı da beraber bir ömür geçirirdik öyle böyle biliyorum çok anlamsız ama ben sanki istemiyordum ama zaman yaklaştıkça vakit çat kapı gelmeye başladıkça böyle değerli bir insanı unutacağım kalbimin en ücra köşesine gömecek olmamdan pekde hoşnut değilim, olsun canı sağolsun gitsin mutlu olsun zaten ben yokken de kafasına koymuştur bunu. Hayatını yaşasın ben zaten kalp kırmaktan öteye gidemedim bari kalbini okşayacak yeni insanlar bulsun sakın üzülmesin. Ama giderken son bir kez gözleri gözlerimin içine baksın o zaman ben ne düşüneceğim merak ediyorum.. " sonra kimse konuşmadı ve masada ki son dublelerimizi de içtikten sonra dağıldık ilk defa bir rakı acı geldi bana..
şiir yazabilmek isterdim sözlük..

kendimi belki böylece anlatabilirdim sonsuz insanlığa.
bir hafta sonrası, geri kalan ömrüm için milat olacak.

hadi geçmişler olsun.
ortalarda trafik polisi de yoktu kırmızı ışıkta geçtim. mobese falan da yoktu tabi.
muhabbetimizi edip,goygoyumuzu yapıp,şahane vakit geçirdiğimiz zamanları özledim; hem burada, hem her yerde. artık varsa yoksa küfür,kavga,kıyamet. sürekli bir 'ben daha iyiyim' çabası. acıların yarıştırıldığı, nefretlerin kusulduğu, samimiyetlerin sorgulandığı saçma sapan mecralarda bulunmaktan çok sıkıldım. güzel insanların hepsi sırayla kaçıp gidiyorlar her yerden. 'hepimiz kardeşiz' desen, 'amına koyayım' diye cevap alıyorsun. en kötüsü de kimse mutlu değil.
yine çok ergence gelcek ama gerçekten bi sevgilim olsun istiyorum. ulan bi eksiğimiz de yok ki arkadaşlarım bile bu durumdan usandı. okula boş boş gidip geliyorum tatsız tuzsuz bi hayat. insan birilerini gerçekten istiyo ama ben istedikçe sanki bu olay daha da imkansızlaşıyor. belki bi sevgili ilaç gibi gelebilir. bu olay bütün dikkatimi de dağıttı. derslerim falan çok iyiydi ama bu sevgili olayını düşünmeye ve istemeye yanıp tutuştuğumdan beri derslerde batmaya başladı. neyse öyle işte...
hayatımda sadece bir kez bir kızın elini tutmuştum, o da otobüsten inerken kuvvet aldığım direkteki kızın eliydi amk.
rol yapıyorum, mutsuzum...
üstüm başım toz içinde, sakallarım pas içinde, önüm arkam pus içinde, siz benim neden yandığımı nerden bileceksiniz...
normalde ölecek duruma gelmeden yemek yemeyen biriyim ben. ve bu özelliğimi seviyorum. ama bu demek değil ki 5 günde bir yemek yiyorum. aslında her gün yerim. sadece yemesem de bir sorun olmaz.

az önce kendime ekmek arası bir şeyler hazırlamak istedim. normalde yapmam bunu. kestim yarım ekmeği ortadan ikiye. buzdolabında atıştırmalık ve beraber yendiğinde iğrenç durmayacak ne varsa koydum içine. tam ekmeği kapatıp bilgisayarımın başına dönecekken aydınlandım: '' peynir! ''

hemen karmakarışık buzdolabında aradım buldum kalıp peyniri, bıçak yıkadım bir güzel. malum öğrenci evi. kalınca bir dilim kestim ekmeğime yerleştirdim. bıçağı kenara koydum. ekmeğime uzandım ancak gözlerim halen bıçaktaydı. kendimi tutamayıp bıçağı elime aldım. ve bıçağın keskin kısmında kalan peynir parçasını (nasıl bir hayvansam artık) yaladım. ve sonrasında derin bir acı... dilimi yatay şekilde 2 cm. kadar yarmışım.

özet: aşk acısı kötü bir şey.
yok arkadaş sözlük bozulmuş. inci sözlüğün kartal şubesine dönmüş vaziyette. tez zamanda ekşiye ya da itüye göçmek lazım...
Bırakın artık yazarları takip etmeyi.
Yeter hani, ifşa etme çalışmaları bir yerden sonra sıkıyor.

Kim olduğum kimi bağlar?
Ben Burada kalmaya devam ederken.
çok net söylüyorum kafamı bozarsanız hepinizi sikerim. *
ışığım, sana aşığım.
Günaydın sadece bir kelimedir benim dışımda hekez için.Siz sabahları herkeze söylersiniz ama ben sadece emekcilere. Örneğin bir öğrenci,örnegin bir çöpçü. Ben sadece hak edene saygı duyar saygı duyduğum insanlara günaydın derim.
şuan çalışıyormuş gibi görünüp sözlükte dolanıyorum. yanıma da arkadaşımı aldım resmen sörf yapıyoruz. yaran diyaloglar, yaran capsler , yaran anne baba kavgaları...
Çok seviyorum ulen çooook .