bugün

-evde yalnız kaldığımda çıplak duruyorum.
-çilli ve zayıf kızlardan hoşlanıyorum.
-bulaşıkla uğraşmamak için plastik tabak kullanıyorum. (bardak cam tabii, plastik tadı bozuyor.)
3 ay önce iddiadan 470 tl kazandım ve gidip hepsine ayakkabı aldım sözlük, kimseye de söylemedim.
anneme söylesem önce iddia oynamama kızacaktı sonra da bütün paraya ayakkabı almama.
ne yapayım ikisi de hastalık oldu.
henüz bilmediğim bir konunun anlatılacağı ilk derse gitmeden önce bildiğin kendimi kasıyorum sözlük. anlayamazsam ne olacak diye kıvranıyorum. hayır tabi ki idiot değilim ve algılama problemim de yok. hatta hemen anlıyorum ama bu stresten bir türlü kurtulamıyorum ühü.
O kadar mutluydum ki..
1 yıl sonra 4 kardeş bir araya gelmiştik..
iftarı beklerken masada hasret gideriyorduk birbirimizle..
Yüzlerde gülümseme vardı.. O an, abi olmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu bir kere daha hissediyordum..

Sonra bir mesaj geldi telefonuma..
Telefonu öyle sık çalan bir insan değilim ben, hele mesaj ayda yılda bir gelir..
Dursun kenarda iftardan sonra bakarım diye geçirdim içimden..
Sonra, içimdeki merak duygusuna yenik düşüp aldım telefonu elime..
Mesaj kız kardeşimdendi.. Karşımda oturuyordu, neden mesaj atmıştı ki bana..
Açtım mesajı:
"Bi iğrenç yerden rezervasyon yaptırmış şu aptal abim zor oturuyorum"

Evet, başka birisine göndereceği mesajı yanlışlıkla bana göndermişti..

O an bir gürültü duydum sokağın başında, freni patlayan bir tır büyük bir gürültüyle daldı restoranın içine.. Ve herkes kaybolmuştu bir anda yapayalnızdım oturduğum yerde..
Tır büyük bir hızla gelirken üstüme;
"neden" kelimesi çıktı ağzımdan kısık bir sesle..
Hemen sonrasında tır ile arkamdaki duvarın arasında parçalanıyordum..

Yanımda oturan erkek kardeşimin sesiyle irkildim..
"Abi hindistanda motor mu alayım araba mı?"

Toparlamaya çalıştım kendimi, konuşsam sesim hala kısık çıkacaktı biliyorum.. O an kız kardeşime baktım, mesajı yanlışlıkla bana gönderdiğini fark etmiş, özür diler bakışlarla bana bakıyordu..

-Olum ne yapacaksın motoru, 2 tekere güvenilir mi hiç, hem de bilmediğin memlekette.. Araba al sen, hem ucuzmuş orada 2-3 bin dolara bi tane alır, gelirken çıkarırsın elinden..

Damarlarımda kanım yerine sorular dolanmaya başlamıştı artık.. Damarlarımın her kıvrımında soruların köşeleri batıyordu damarlarımın kenarlarına.. Patlayan damarlarım iç kanama başlatıyorsu bedenimde..
içim kanıyordu..

Neden beğenmemişti ki mekanı?
Yüzüme gülümserken neden böyle düşünüyordu ki?
Acaba kime gönderecekti, bana aptal dediği mesajı?
Ne yapmıştım ki ben bunu hak edecek?

Kız kardeşimin yanında oturan küçük erkek kardeşim;
"Abi uzaktan kumandalı helikopterimin yeni motoru çıkmış, hem de indirimde şimdi, sitenin linkini vereyim de alsana bana onu.."

-Tamam sen bana facebook'tan gönder o linki alırım bu hafta sonu..

Küçük erkek kardeşimin mutluluğuna odaklanıyorum bir kaç saniyeliğine.. Ne kadar da mutlu etmişti onu bir oyuncağın parçası..

Acaba o nasıl bahsediyor başkalarına benden?

Ezan okunuyor, oruçlarımı açıyoruz.. Belli etmemeye çalşıyorum içimdekini..

Bir mesaj daha geliyor telefonuma.. Biliyorum bir özür mesajı bu..

Dokunmuyorum bile telefonuma..

iftardan sonra annemi ve babamı arıyoruz..

Sırayla konuşuyor herkes, yine yüzlerde gülücükler..

Sonra ben alıyorum telefonu, annem;
"iyi ki senin gibi bir abileri var" diyor bana..
ceylan isimli arkadaşıma jay leno diye sesleniyorum hep. utandım şimdi.
13 yaşımdayken annem beni taze soğan almam için markete gönderdi. Fakat ben taze soğan nasıl bir şey hiç bilmiyordum. Tek bildiğim normal, bildiğin kuru soğandı. "o nasıl bir şey ki" dedim anneme, annem de "sana orada gösterirler" dedi. Fakat marketçi abi bir kadınla sohbet ediyordu. "çık dışarıdan al taze soğan" dedi. Ben de manav reyonuna çıktım ve kuru soğanların karşısına geçip en tazesinin hangisi olduğunu anlamaya çalıştım. Bir yandan da bir terslik var, hissediyorum. Neyse, 4-5 tane en taze gözüken kuru soğanı seçip kasaya gittim.

"Bunlar yeterince taze mi acaba?" diye sordum. Marketçi; "oğlum sen ne yaptın?" dedi. Müşteri kadın ise "sen kaç yaşındasın oğlum?" diye sordu gözlerini açarak. O anda feci sıçırttığımı anlayan ben ise utanarak yaşımı bir yaş küçülttüm ve

"12" dedim.
Her ne kadar geveze olsam da duygularımı ifade edemiyorum. karşımdaki ilani aşk bile etse ben senden hoşlanıyorum diyemiyorum. tabi bunda hissetmememin de payı var. gerçi köpek gibi aşık olsam da ağzımı açamıyorum. hoşlanmayınca da uzak dur diyemiyorum. ayrıca bence erkeklerin bacakları çok önemli. öyle ışte.
normal yaşantımda normalden kat kat fazla utangacımdır.
istanbul ozlemisim seni be. Yagmurunu bile. Biraktigim gibisin sanki.ama ben biraktigin gibi degilim.
hasta olacakmış gibi hissediyorum sözlük. hemde büyük bir hastalık. içtiğim sigaralardan mı yok sa sinir stresten mi bilmyiorum.* midem arıyor, sürekli tansiyonum düşüyor.* bakalım nolcak. **
bir gammaz olarak, bugünkü süper kupa maçında açılan başlıklar ve girilen entryleri ellerimi ovuşturarak takip ediyorum.*

not: ha bir de beşiktaşlıyım tabii. daha zevkli oluyor.
ben vapura binip denizi seyredince kendimi denize atmak istiyorum, iyiki intihara meyilli degilim. hayatımda hiçbir şey beni denizin o an çektigi kadar kendine çekemedi. sanki kendimi denize kendime bıraksam tüm dertlerim bitecek, kutsanacak gibi hissediyorum.
eski sevgilimi askere gitmeden önce terk etmiştim. aradan birkaç yıl geçmesine rağmen hala arar, hal hatır sorar sağolsun. böyle de iyi kalpli.
Bir telefon gelir. iki haber birden.

Biri ölüm haberi, biri ise kaza.

ikisi de akrabanız.

Bayramlarda yanyana gelirsiniz bir tek.

Siz tee buralarda, onlar ise tee oralarda.

Aranızda 12 saatlik yol.

Bir tek bayramlarda muhabbet edebilirsiniz.

Bir tek bayramlarda hal hatır sorabilirsiniz.

Uzaksınızdır çünkü. Şartlar gereği.

Sonra bir haber gelir. Biri dün bu dünyadan göçmüştür.

diğeri ise yoğun bakımdadır.

içiniz bir fena olur.

Ararsınız ailelerini.

Hepsi perişan.

Biri gidene yanar

diğeri "gidecek mi?" diye...

Gözleriniz dolar.

Hayat çok acayip çok.

Geçen sene oğlunu kaybeden babanın bu sene yaşam savaşı vermesi.

Ya geride kalanlar?

Bugün çok uğursuz bir gün.

Bugün biri için dua ediyorum. O bir anne. O geçen sene kardeşini kaybetmiş ,daha acısı geçmeden babasının yaşam mücadelesini izleyen bir evlat.

Umarım babası atlatacak ve ikinci bir ateşi yüreğine vermeyecek.

insanı neler neler olgunlaştırıyor. Keşke böyle acılı olmasa di mi?
Keşke...
küçükken futbol türk oyunu sanırdım. bildiğim bi amerika bi almanya vardı onlar da futbol oynamaz bi biz oynarız diye bilirdim. diğer takımları öğrenince dünyam yıkılmıştı. önce onları bizden özendiler de oynadılar diye bilmek istedim, olmadı. atlattık çok şükür.
selena gomez dinliyorum sözlük.love you like a love song diye bi şarkısı var 80lerin pop şarkıları gibi çok sevdim.vurmayın tamam
guclu gorunuyorum dayaniyo gorunuyorum ama sozluk her an patlayip hungur hungur bagira bagira aglayacak kadar da duygusal bunalimdayim.
çok atarlı oldum. ilacı bıraktığım için sanırsam. evet sonrasında duygusallaşınca da ağlıyorum. ergende değilim ama...
geçenlerde meraktan twittir hesabı aldım. bakındım bişey anlamadım. bir hafta sonra aklıma geldi bir gireyim dedim. bu sefer de şifremi unuttuğumu farkettim. üşendim uğraşmadım. netice itibariyle giremediğim bir twitter hesabım var sözlük. ay çok şekerim ben yaa. şifrelerden nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim?
düşünmekten yoruldum.
save me!
saatlerdir kanki listemdeki kişiyle geyik çeviriyorum.
bu fenerliler çok sağlam adamlar, ikidir ellerinden kupa alıyoruz hala akıllarını yitirmediler ya da bize çaktırmıyorlar. :D
ne enteresan ya iki yazı yazdım diye kendini bulunmaz hint kumaşı zannedenler var...kimse bulunmaz hint kumaşı değil sanmasın kimse kendini bişey.kendisini sözlükle ben tanıştırdım hatun burdan bana gönderme yapıyor...şaşkınım...bunada yediği kaba pislemek falan denir heralde. ayıp çok ayıp. bir kez daha esefle kınadım kendisini. bazı şeylere saygım sonsuz. kendisi ne sanıyor bilemiyorum fakat kendisi hakkında bildiklerim burada yazdıklarından daha çok. neden bunları hiç düşünmediğini merak ediyorum doğrusu. bu bir tehdit mi tabiki değil ama demek istediğim şu kendisi ile ilgili bazı şeyleri anlattığımı ileri sürmüş eğer anlatsaydım herşeyi anlatırdım. dahada bişey demiyorum. herkes ederi kadar.
EĞER ESKi SEVGiLi SAKIZ GiBi YAPIŞMIŞSA VE ONU GERÇEKTEN HiÇ SEVMiYORSAN AŞIRI iTiCi OLUYOR SÖZLÜK ÖYLE BÖYLE DEĞiL YA.
BUGÜNÜ BiR KERE DAHA YAŞAMAYI PEK ÇOK iSTERDiM SÖZLÜK NEDEN DEĞER VERDiĞiN DOSTUN UZAKTAYKEN BU KADAR GEREKSiZ iNSAN YAKINDA?