bugün

en yakın arkadaşımın abisi bugün yolumu keserek senden hoşlanıyorum dedi, yer yarılsa da içine girsem, midem bulandı sözlük.
insan ilişkileri mont gibi,
aslında o mont diğer kişi de daha iyi durur,ama bi başkasının üzerinde..
sakal traşı oldum cillop gibi. 30 günden fazla olmuştu lan. hahambaşı modunu kapattım an itibariyle. favoriler uzun, çenedeki sakalları bıraktım aşağı doğru. sıra geldi boncuk takmaya * lakin çıplak gibi hissediyorum kendimi. yanaklar falan tam öpülmelik oldu. aftershave, parfüm ne varsa da sıktım bünyeye. züccaciye dükkanı gibi kokuyoruz.
bugün itibariyle 4 tane derdim var sözlük;
1) bitemeyen bir bitirme tezi
2) yaklaşmakta olan bir kpds
3) yine yaklaşmakta olan bir üds
4) yine yaklaşmakta olan ve hiç mi hiç umursa(ya)madığım bir kpss

sevdiceğimden uzak kaldığım şu günleri saymıyorum, nitekim bu durum çok uzun vadede var olan bir problem.

ya off! bunaldım ben yeminle! allahım yardım et, sübhaneke, amin.
şuan sinirden kuduruyorum ama belli etmiyorum.
şu hayattaki en büyük zevklerimden birisi, canım sıkıldığında italyanca metinler bulup yüksek sesle kendime okumam.
not: hayır italyanca bilmiyorum ama aksanı var bende arkadaşım.
Kimseyle konuşmuyorum.
iNANIR MISINIZ BiR SiGARA YAKACAK ÇAKMAK BiLE YOK ŞU AN EVDE.
NEYLE YAKILIR BU MERET, DiYE BEYiN FIRTINASI YAPIYORUM iKi SAATTiR.
YAKINDIR SÜRTÜNME KUVVETiYLE ATEŞ YAKICAM.
ülkemdeki hükümetten,adalet sisteminden,iktidar şakşakçılarından nefret ediyorum sözlük.
bu akşam bir karar aldım hayatımla ilgili...beni üzen herkesi affediyorum ayırt etmeden kimseyi...sanırım şimdi huzura erdim...
1 2 3 yetmez
4 5 6 olsun
metin ali feyyaz koysun
beşiktaşı şampiyon olsun.
işi inada bindirdim amk.
hacer seni çok seviyorum. *
3 haftada 5 kilo verdim resmen aç geziyorum
işte 3 litre su içip sürekli tuvalete gidiyorum
koşu bandının üstünden inmiyorum
ne vardı bu kadar yiyip kilo alıcak diye kendime kızıyorum
bütün bunları niye yapıorum???
hoşlandıgım erkekle bi gece geçirebilmek için
ve itiraf ediyorum ben o bi geceyi geçirmek için elimden gelenin daha fazlasını yapıorum sonunda adı tek gecelik ilişki olsada.
o gecenin muhteşem geçmesi içinde işime yarayacak ne varsa okuyorum
hee bide bugün babam hastalandı deyip işe gitmedim.
kullandığım operatör den yıllar sonra sms paketi satın aldım 1 aylık. elimde patladı bugün itibari ile bitmiş nasıl üzüldüm.
21 oldum sözlük.evde yanlız başıma önümde ders notlarıyla girdim bu yaşıma.böyle kutlamakta varmış demekki.iyiki doğdum ben.
kıyamet günü allah emekli olucak ve cennet, yeşil çimler üzerinde beyazlarla örtülü ve çevrili bir yatakta huriler palmiye dalıyla serinletirken üzüm yenicek yermiş gibi geliyo.
hiç beni seven birine denk gelmedim sözlük.
bugün giderken baktım arkandan sesizce usulca yavaş yavaş sanırım o an zamanın durduğunu hissettim.
- hayatımda yaptığım en büyük hata insanlara gerektiğinden fazla değer vermek oldu. iyi niyet her zaman suistimal ediliyor. birine ne kadar iyi davranırsanız aslında o insandan o kadar uzaklaşıyorsunuz. bir kişi sizden bir istekte bulunduğunda onun isteğini yerine getirmek için elinizden geleni yapıyorsunuz ve karşınızdaki insan sürekli size sahip olabileceğini, elinin altında olduğunu düşünüyor. bundan dolayı da aranızdaki ilişki tamamen çıkar ilişkisine dönüşüyor. mesela, efendi erkeklerin sürekli reddedilmesi diye bir şey gerçekten de var. bunun asıl sebebi de efendi erkeğin iyi niyeti. mesela bu efendi erkek bir kızdan hoşlanıyor ve bir şekilde bu kızla tanışıyor. sonra kız yavaş yavaş efendi erkekten isteklerde bulunmaya başlıyor ve bakıyor ki bu çocuk istediği her şeyi yerine getiriyor. bunu gördüğü andan itibaren o kızın gözünde bu çocuk bitiyor. çünkü o erkeğin sürekli elinin altında olduğunu biliyor. ulaşılması zor olan şey her zaman daha çekicidir. bundan dolayı da kızlar genelde hayatlarını mahvetme potansiyeli olan erkeklere yöneliyorlar: piç erkeklere. bu tür konularda yakışıklı olmak veya çirkin olmak pek önemli değil. asıl önemli olan kolayca elde edilebilmek veya elde edilememek. ilgi duyulmayan bir kıza kötü davranıyorsunuz ve bir bakıyorsunuz ki kız size aşık olmuş. böyle bir durum var maalesef. her zaman iyi niyetli olmanın bu tür konularda hiç faydası olmuyor. her zaman sömürülen, arkadaş olarak görülen çocuk oluyorsunuz. popüler olmak ve gerektiği zaman "hayır" diyebilmek en çirkin adamı bile çekici yapabiliyor. bunları niye mi anlattım? bu hikayedeki mal benim. biraz geç oldu ama başıma gelenlerin sebebini anladım. siz siz olun haketmeyen kimseye gerektiğinden fazla değer vermeyin. bu da böyle bir tespitimdi. umarım yanılmıyorumdur.

- 500 days of summer diye bir film var. izleyenler bilir, filmde expectations reality diye bir bölüm vardı. hayal ile gerçeğin karşılaştırıldığı bir bölüm. o bölümleri izlerken sürekli geçmişte yaşadıklarım geldi aklıma. filmin baş kahramanı bir kıza aşık olur ve onunla ilgili hayaller kurar. ama gerçek hayatta yaşadıkları ile hayalini kurdukları arasında dağlar kadar fark vardır. bundan dolayı da sürekli hayal kırıklığı yaşar. aynı şeyleri ben de yaşadım bu güne kadar. ama en iyisi bu tür konularda hiçbir beklentiye sahip olmamak. hayatı akışına bırakmak ve her olayın tadını çıkarmak galiba. şimdi ben böyle diyorum ama yarın öbür gün yine bunun tam tersi şekilde hareket edersem hiç şaşırmam.

- sms atarken imla kurallarına uyan sınırlı sayıdaki insandan biriyimdir. arkadaşlarımın çok büyük bir kısmının yazdıklarını zaten dakikalarca anlamıyorum. zira bütün kelimeleri kısaltıyorlar. bütün uğraşlar sonrasında kısaltılmış kelimeyi tahmin edip cevap veriyorum ve aslında o kelimeyi de yanlış anladığım ortaya çıkıyor. bazen ben de kısaltayım diyorum kelimeleri ama içim rahat etmiyor ve her kelimeyi tam olarak yazıyorum. bazen çok uzun oluyor ve 2 mesaj olarak gidiyor ama olsun. bir de nokta ve virgülü de çok kullanırım. hepsini de yerinde kullanmaya çalışıyorum. üstelik nokta ve virgül sonrasında boşluk da bırakıyorum. karşı taraf boşluk bırakmadığında veya bir kelimeyi yanlış yazdığında da rötuş isteği yollamak geliyor içimden.

- bakkaldan ehliyet satın almaya gittiğimi bilirim. sanırım 7-8 yaşlarındaydım. tabii ki araba kullananlara özeniyordum. yine babamın yanında "benim niye ehliyetim yok ya" diye mızmızlanırken babam, "ehliyet mi istiyorsun? o zaman al bu parayı, git bakkaldan al ehliyet" dedi. biraz şüphelensem de parayı alıp gittim bakkala. çok da heyecanlıydım. tabii bakkaldaki kadına isteğimi anlatınca kadın gülme krizine girdi. bir şey söylemesini beklemeden eve gittim. babam da sağolsun 6-7 kişi toplamış da benim surat ifademi görmek için bekliyorlardı. o günden beri babamın her söylediğine şüpheyle bakıyorum.

- annem moonlight sonata'ya hyundai sonata diyor. her ne kadar espri yaptığını söylese de ben pek inanmıyorum. bundan birkaç hafta önce moonlight sonata başlığına hyundai sonata şeklinde bir bakınız girildiğini gördüm. sonra da bu bakınız silindi. acaba o entry'i giren annem miydi diye şüphelenmiyor değilim. zaten bir süre önce kendisine bilgisayar kullanmayı öğrettiğimden beri kalkmıyor başından. bir şekilde sözlüğe de bulaştıysa yandım. ben evde değilken entry'lerimin seri şekilde oylanması da tezimi doğruluyor gibi. çok korkuyorum sözlük.

- ciddi bir uyku problemim var. bazen yatağa girdikten 2 saat sonra bile uyuyamıyorum. ama sabah da uyanamıyorum. neyse, konumuz bu değil. bir süredir başıma gelen bir şey var. kendimi düşüncelerden kurtarıp uyumaya yaklaşıyorum ve hani 5 dakika daha dayansam uyumayı başaracağım. ama o anda kendi kendime "sonunda başardım galiba lan" diyorum ve bunu söyleyince de sevinçten uykum kaçıyor. sonra da tekrar uyumam 1 saati bulabiliyor. eğer çok yorgun değilsem her gece başıma geliyor bu durum.

- dünyadaki en garip rüyaları gören insan olabilirim. en basitinden geçenlerde gördüğüm rüyayı anlatayım. okulda çok samimi olmadığım bir kız var. arada görüştüğümüzde kısa bir konuşma geçiyor aramızda ve muhabbet orada bitiyor. uzun zamandır da kızı görmüyorum. ama kız acayip güzel, her gören bir kez daha bakıyor. neyse, rüya bizim evde geçiyor. kız almış ailesini yanına bizim eve gelmiş. ellerinde çikolatalar, çiçekler, güzel güzel de giyinmişler. bir süre ziyaretin sebebini anlayamıyorum. sonra kızın babası konuşmaya başlıyor ve beni kızına istiyor. ama ben nasıl mutluyum anlatamam. annemle göz göze geliyoruz ve ben "verin beni" der gibi bakıyorum gözlerinin içine. ama, "oğlumuz sizin kızınıza layık değil" diyerek reddediyorlar. o anda yıkılıyorum tabii ki. nasıl olur lan? o kız o kadar zahmete katlanıp gelmiş beni istemeye ve siz de reddediyorsunuz! bundan sonra odama gidip ağladım ve rüyadan dehşetle uyandım.
Biraz önce farkettim, üzerimde ki en sevdiğim pijama tam 7 senelik. Hala yeni gibi, beni daha ne kadar idare edecektir, merakla beklemekteyim.
dönülmüyor sözlük geriyeee... özlemekten bıkmıyor kalbim ama sadece özlüyor silip unutmuyor. lanet bişeysin kalbim. onu ne çok özlediğimi bilse ah bir bilse bilse bilse...
Hep aynısını istedim, hiç olmadı.
yaklaşık 8 aydır arkadaşlarım tarafından ekiliyorum. sanırım çok iğrenç bir mahlukatım. artık bunu düşünecek raddeye geldim.
+ şeker gibi bir ev sahibimiz var, kira günü geçmesine rağmen hala ne bir telefon ne bir mail. çok seviyorum seni ev sahibi abi. *

+ mr nobodyi izledikten sonra ergenler gibi hep aklıma film sahneleri geliyor, filmi arkadaşlara öneriyorum falan. ama yok böyle film yeaa. *

+ eğitim hayatıma şöyle ilkokuldan tekrar bi başlayasım var. ama öyle böyle değil. içimdeki okuduğum bölümü değiştirme isteği git gide artmakta fakat bir o kadar da üşenmekteyim. bölümü bitirdikten ve iş sahibi olduktan sonra başka bi bölüm daha okuyabilirim. en azından istediğim bir bölüm.

+ ilkokulda bi kız vardı, özlem diye bir kız. bi ara takılıyoduk, abisi gece yarısında arayıp kardeşimden ayrıl yoksa senin belanı sikerim dedikten sonra ona atarlanmasaydım ve sonrasında dayak yemeseydim, şuan bambaşka bir hayatım olabilirdi. *

+ kış gelsin, böyle kar yağsın deli gibi. ya da yağmurlu fırtına da olabilir. ben de geçip pencerenin kenarından sokak lambasına bakayım. tüm isteğim bu.

+ edebiyatla ilgileniyorum bazen, sonra diyorum ki keşke edebiyat okusaymışım. başka bi gün çocukluk hayalim olan mimarlık geliyor keşkelerle. çeko ne amınakoyim nerden çıktı. 10 yıl önce bana sorsalar çeko okuyacaksın üniversitede bsg derim. demem belki edepli çocuktum 10 yıl önce ama işte gelgelelim yaptığım seçimler, kararlar, bi anlık fikriyat değişiklikleri bugünlere gelmemize sebep oldu.

+ pazartesi günü finaller başlıyor ve ben burda gelmiş itiraf giriyorum. sanki biraz rahatlığı var şunun; (#13939889).

+ yazın sırt çantalarımızı alıp gerekli techizatları edindikten sonra otostopla bir akdeniz turnesine çıkma planını ev arkadaşıma götürdüm. onayladı. sorun çıkmazsa yazın mersin taşucuna ege güzergahı üzerinden gidip dönmeyi planlıyoruz. hedef kum plajı.

+ 2012 benim yılım olacak diye klişe kelimeler bütünü vardır ya. ben öyle bir şey iddia etmiyorum fakat alınan her kararın geleceği biçimlendireceğinin farkındayım artık. bu yüzden 2012 ve sonrasında bin düşünüp bir karar almaya karar verdim. **

+ yukarıdaki yazıları yazdıktan sonra yanlışıkla geri tuşuna tıkladım. içimi bi korku kapladı ne yalan söylim. sonra ileri tıkladığımda olduğu gibi duran entryi görünce zalla dua ettim. (bkz: entry saklandı)**

+ sözlüğü bırakmayı ve facebooku kapatmayı planlıyorum. sözlüğü biraz geç bırakabilirim fakat facebook her an olabilir.

+ sigaraya bıraktım, başlamadan.

+ alkolü de bırakabilirim. böyle düşüncelerim de var.

+ bu da böyle girmek istediğim ikinci itiraf entrysidir.**
güncel Önemli Başlıklar