bugün

bir şeyi alışkanlık haline getiren insanlara imrenmeye başlıyorum.
sırf alışkanlıktan devam eden ilişkiler, alışkanlıktan zararlı maddeleri bırakamamalar, bir şekilde zor durumdan alışkanlıkları sayesinde sıyrılanlar...
ne bir insana, ne yokluğuna ne de bir eşyaya veya bambaşka bir şeye, alışkın olmamak yokluğunu aramamak, değişik. tanımlamasını kendi içimde bile yapamıyorum.
köpek korkumu yenmeyi delice istiyorum hayatımı mahvetti allahım bana yardımcı ol!
videolar da ki anketlerde cinsiyetimi kadın olarak işaretliyorum.***
lisenin ilk yılında sınıfta kalmış, okulu bırakma planları yapan, ne yapacaksın diye sorulduğunda da 'masa başı bi iş bulurum, mesela bakkalcılık (!) filan' diyen

babasından kalan emekli maaşını almaya devam eden 24 yaşlarındaki ev hanımı teyzeye nerden emekli olduğunu soran

bir kuzenim var sözlük.
müslüm gürses'in çok kaliteli bir insan olduğunu düşünüyorum. aynı zamanda kanaatimce, kendisi türkiye'nin yetiştirdiği en büyük değerlerden birisi.
uyku düzenim yine bozuldu. mutsuz olduğum her zaman olduğu gibi.
erkek arkadaşım kaza geçirdiği için her gün ziyaretine gidiyorum sıkılmasın yalnızlıktan diye. babam en sonunda her gün nereye gidiyorsun diye olay çıkardı. mis gibi bir kavgamız oldu. aileye hayırlı uğurlu olsun.
okul yine başlamak üzere. son senem ve kpss derdi yüzünden şimdiden gerilmiş bulunmaktayım. dershaneye gitsem parasını halletmek gitmesem kazanmak bir dert.
aslında okul bitiyor diye de sevinmiyor değilim.
ailemle yaşamaktan iyice sıkıldım. insan kötü bir şey yaşamadan anlamaz derler ya yoğun bakımın önünde beklediğim 5 gün boyunca bana destek olmamaları bu lafı net bir şekilde yaşattı bana. nankör bi' evlat olmak da istemem ama önem sıram büyük ölçüde değişti denebilir.
yoğun bakımdan çıktığı ilk dakikalarda yemeğini yedirirken 'belin ağrımasın şöyle otur' deyip ağrılar içinde bana yanında oturacak yer açan o adama deliler gibi aşığım. iyi ki onu sevmişim.
bu gece aşkım pek bir coşmuş onu fark ettim. mıç mıç sürekli sevgilisinden bahseden kızlara döndüm. *
okulum bitince onun yanına atamamın olması için hemen evlenmemiz lazım ancak abim ve ablamda hala tık yok. babam olay çıkarırsa ne yaparım bilmiyorum. allah'ın unuttuğu bir yerde yalnız kalmak istemiyorum artık.
üniversitenin bitmesine en çok voleybol hayatım bitecek olduğu için üzülüyorum. yoksa okulun bana kattığı başka hiçbir şey olduğunu düşünmüyorum.
bunca şeyi ne ara yazdım bilmiyorum.
sabah onda dershanem var ve hala 100 soru mat2 ödevim var. ben ne yapıyorum? e entry giriyorum ya.
eski sevgilimi aradım.
açmadı...
kimin ne derdi varsa bana anlatsın istiyorum türlü türlü sıkıntılarını dinleyesim var çünkü bu sayede bu bunalımlı halimden biraz sıyrıldığımı hissediyorum bu bencilce bir hareket olabilir mi diye düşünürken mutsuz oluyorum çok garip ya.
2 yıl boyunca birlikte olduğumuz, aşık olmuştum diyebileceğim tek kadınla ikimizin bir karede olduğu bir tane bile fotoğrafımızın olmadığını fark ettim. ergen aklı işte hiç ayrılmayacağız havalarında olduğumuzdan "ne de olsa ileride bol bol çektiririz" havalarındaydık galiba. trajik.
Ağızdan çıkan küfür terbiyesizce oluyor ama bunu herhangi bir hareketle gösterince hiçbir şey olmuyor. işte bu çok garibime gidiyor.
tanıdığım biri bir yakınını yahut sevdiği başka birini kaybettiği zaman çok üzülüyorum. Hemen onu evinden alıp kafasını dağıtmaya götüresim geliyor.

sonra düşünüyorum, acaba yalnız mı kalmalıydı diye.

bilmiyorum ya.
uyanmak için, alarmı saat 15.00 a kuruyorum sözlük. düşünsene. Baya bildiğin öğlen 3.
429 kişinin online olduğu sözlükte kendimi çok yalnız hissediyorum.
şu sıralar aşırı derecede ahmet kaya dinliyorum.
bu sene okul hayatımı bitirdim. bitirdiğime bu kadar üzüleceğim aklıma gelmezdi. kendimi her sabah işe giden biri olarak düşünemiyorum. askerlikten çok korkuyorum. bazen çarşıda gezen asker gruplarına takılıyor gözüm. içim kararıyor, kendimi o gruplarda hayal edemiyorum. askerlikten kaçmak için herşeyi göze alabilirmiyim? bu soru hayatımı karartıyor sözlük.
antidepresan alıp üstüne içki içmeye bayılıyorum...
söylemek çok zor olsa da özlüyorum lan sözlük. hem de deli gibi özlüyorum.

http://fizy.com/#s/123uiq
geri gelmesini istiyorum ama o, dümenine sıçtığım gemisinde yol alıyor...
portakalda vitaminken babanın o portakalı yiyip, o gece spermlerini annenin uterusuna bırakarak başlar her şey. hızlı olan erkek spermlerusain bolt gibi yumurtalığa saldırır, dişi olan spremler bizim elvan abeylegesse gibi arkadan gelir yani tavşanla kaplumbağanın hikayesi gibidir. benim yarışı usain bolt kazanmış erkek olarak başlamışım yolculuğuma sonra büyümüşüm de büyümüşüm kabıma sığmaz olmuşum derken vize ve pasaport işlemleri bitince terk-i vücut eylemişim. süt içmişim bol bol. mamasız olur mu? biraz daha büyüyüp süt içerken mama da yemişim derken emeklemeye başlamışım. e hatrı kırılmasın diye yürümüşüm birden. her yere saldırmışım. tuttuğumu fırlatmışım. gel seni öpeyim diyenlere gitmemişim, harfleri birleştirip tek tek hecelemişim isteklerimi. büyümüşüm büyümüşüm babamın ceketlerini giymişim üstüme, düğmelerini açıp önlüğümü tek başıma giyiyorum diye büyüdüm etiketi yapıştırmışım benliğime. okuma, yazma, dört işlem derken kravat bağlamayı öğrenip öyle gitmeye başlamışım okula. kel olacağımı düşünmeden hevesli hevesli saçlarımı jölelemeye başlamışım terlemiş bıyıklarımla. dersin başından çok aynanın başında vakit geçirmeye başlamışım. büyüyen ve gelişen uzuvlarımı tek tek incelemişim, diğer yaşıtlarımla yarıştırmışım. boyum uzadıkça, pastamdaki mumlar arttıkça kızlara takılmışım, dersleri asmışım. golcülüğümü başka yerlerde sergilemişim. Aman Allahım! birden kendimi hipodromda bulmuşum, yarış atı olmuşum bir sınavın içinde bulmuşum kendimi. 3tur koşturmuşum pistin etrafını sonra şehir dışına çıkmışım. okul bitince öğretmen olmuşum. çalıştığım yerde beni kalbimden vuran insanla, dostumla, en iyi arkadaşımla, yeri geldiğinde annem olan yeri geldiğimde babam, aşkımla, sevgilimle kısacası her şeyimle evlenmişim... *
itiraf ediyorum "tyler durden" olmak isterdim.
içine kapanmak bazen gerekendir. insani duruşuma, sosyal ve ailevi bağlara ters düşer suskunluk ama gerekendir.

kimse beni anlamıyor diye emo gibi ağlayarak yazmıyorum bu satırları.

bir karar alırsın, anlatırsın en yakınlarına, götüyle yorum yaparlar. saçma sapan detaylara girerler daha da iğrenci felaket senaryoları yazarlar. hepsi lazım ama bir yere kadar arkadaşım! risk mi? her yerde var.. tehlike mi? her an.. bunları ben de biliyorum ancak atrık herkese önemli kararlarımı ayrı ayrı anlatmaya takatim kalmadı sözlük. susacağım. ve görüyorum ki susan, paylaşmayan, anlatmayan her zaman daha karizmatik, daha çekici, daha gizemli ve bu yüzden daha değerli. benim gibi her boku paylaşan, sevincini açıklayan, üzüntüsünü açıklayan şeffaf öküzler de ortalama bir tip olarak kalıyor. kendi kendime anlatacağım iş planlarımı, hedeflerimi.. kendim cevaplandıracağım. aferin, iyi düşünmüşsün diyeceğim. işler kötü giderse de 'ben sana demiştim' diyeceğim ama her kafadan kendince altın niteliğinde öğütler duymaktan bıktım! hatalarım şu an bana başkasının vereceği tavsiyelerden daha tatlı geliyor.

özetle sözlük; üvey nasihatlerim olacağına, öz hatalarım olsun artık.. allah sonumu hayr etsin..
hastalandığımda veya bir yerim acıdığında beni ciddiye almayan yakınlarıma aynı acıyı yaşatabilmek isterdim. belki o zaman halimi anlatabilirdim.
çaylağım. bu durumdan kurtulmak için 10 entry girmem gerekiyor ama dün sigarayı bıraktığım için sinir- stres sarmış beyin kıvrımlarımı, bi' sik düşünemez oldum.
neyse adet yerini bulsun diye şöyle sonlandıralım;
çok seviyorum lan sözlük.
bugün hattıma para yükletirken numaramı yanlış vermişim paralarım başkasına gitmiş. başıma bela açmadan bir gün geçiremiyorum. umarım geri alabilirim paralarımı sözlük...

edit: an itibariyle paralarıma kavuşmuş bulunuyorum, mutluyum, huzurluyum...