bugün

bir gün rakı içme kararı aldık. 5 arkadaş rakıları aldık parayı bölüştük. benim 25 kuruşum eksikti. ozan(o 5 kişiden birisi) 25 kuruş fazla vermiş ve yolda bunun lafını etmiştir. gece daha yeni başladığından kötü bitmemesi için kimse ağzını açıp ona bir şey söylememiştir. sıra meze dağıtmaya gelince tabaklara bizimkisi meze kapmaca oynamış ve kendine fazla koymuştur. pisliktir. hiç iyi arkadaş olmadık. cimridir. varyemezdir.
bi gün sokağa çıktım top oynadım eve geldim. bu ne lan?
gerçekten çok ilginç.
25 kuruş ne la 25 lira de bari
bi gün tekelden dönüyoz arkadaşla. karşıdan da iki güzel hanım bayan geliyor. sırtına vurdum bu ibnenin. lan dedim 25 kuruş ver. yok dedi aga 50 versem olur mu. ahaha dedim yok ilginçlik olsun diye sordum. vay dedi piçe bak dedi senin yüzünden kızları süzemedim dedi. güldüm bende. fırlamadır biraz. severim.
bi gün rakı içiyoz arkadaşlarla, bi baktım yan masada 25 kuruş yüzünden birbirine gire iki lavuk var. vay be dedim nasıl adamlar var.
arkadaştır napıcaksınız agalar, atsan atılmaz satsan satılmaz.
(bkz: sabri arkadaşım olsun forvete bile koyarım)
tuvalete girdim bikeresinde. bi sure sonra kadin sesleri gelmeye basladi lavobolarin oradan. acayip tirstim. lan yoksa kadin tuvaletine mi girdim yanlislikla dedim. kadinlar geyik yapiyo aralarinda. ben de cikamiyom tabi. ne uydursam da ciksam diyom icimden. biraz araladim kapiyi baktim. temizlik gorevlisi iki kadinmis meger. ciktim disari artik. mahsur biraktiniz beni icerde len keratalar dedim. gulustuler filan..
bi gün yolda yürüyorum sonra havada uçuyorum falan bi baktım 25 kuruş var yerde. ehe ehe dedim aldım.
Geçen kız istemeye gittik. Görücü usülü. Kız bayağı küçüktü. 10 yaş fark vardı arada. Kız en fazla 6 yaş olabilir dedi. Sonra himmm bi düşüneyim dedi. Yat 30 şınav çek çekersen kabul ederim dedi. Neyse çektim. Ama bu kere ben beğenmedim.
geçen gün beleşe kızılay da redbuul dağıtıyolardı neyse aldık, 3arkadaşız ve yanımızda 1tane daha abi aldı. neyse yürüyoruz redbull kanatlandırır dedim ve üstüne hemen oğlum kız nasıldı ama dedi yanımızda olan abi de bizi dinliyomuş bi anda dediki redbull kanatlandırmaz ama o kanatlandırır dedi.
ilkokul birdeyim. gözümde 3,5 numara şişe dibi gözlükler, ağzımda biri anyaya biri konyaya gitmek üzere saatte 60 km hızla hareket etmiş iki tavşan dişi, raşitizmden ters dönmüş parantez bacaklar; tahammül sınırlarını zorlayan zihnisinir bi tipim işte...

zengin bir ailenin küçük kızıyım o zamanlar. babamın çevresi geniş, öyle içkili sıçkılı toplantılar her haftasonu gırla gidiyor.
beyler bayanlar içeride rakı masasına latifeler yaparken, tüm çocuklar bir odada oturmuş tutti frutti izliyor, sıcak -soğuuukkk diye efektler yapıp, memik görme heyecanı ile yanıp tutuşuyoruz.

bu toplantılarda diğerlerine oranla biraz daha samimi olan aileler kimi zaman toplantı evinde yatıya kalıyor. öyle seks içerikli, emmeli gömmeli misafirlikler beklerseniz avcunuzu yalarsınız; zira seksenler çocuğuyum ben; kale gibi kilitlenen yatak odası kapıları önünde açlık ve soğuk iklim koşulları ile mücadelem çok olmuştur.

bir akşam yine böyle bir toplantının sonunda babamın en yakın arkadaşlarının evinde yatıya kalmıştık. ben işeyen biri olarak üstüme düşen vazifeyi fazlasıyla yerine getirmiş olmanın müthiş suskunluğu içerisinde, yatakta yatıyorum. o gün nasıl bir inançla işediysem, düne ve önceki günlere oranla tarih yazıyor. celebrity olmuşum o derece...

anneme seslendim. geldi. ağzıma sıçtı.
bu sıçış esnasında babamın en yakın arkadaşının oğlu olan, yaşıtım ve ilkokul aşkım onur da cin gibi gözlerle bizi izlemekteydi. neyse donlar değişti, götler yıkandı, azar yenildi, koltuk silindi derken konu geçti gitti. gün içerisinde mahallenin çocukları ile simit oynamak için dışarı çıkıldı...

mahalledeki çocuklardan biri de sınıf arkadaşım olan kızıl saçlı çilli sezer...

- onur, işediğimi kimseye söyleme tamam mı?
* yok beee söylemem. hadi gel oynucaz.
- tamam...

----5 dk sonra-----

- böğühühühühü ühühühhü konuşmucam işte...
* eşediii, gece bi eşedi sonra annesi dövdü eşediği için, koltuk çiş koktu bok gibi eheheheh
çocuklar: çişli kız ahahahaaaa, buraya da işemezsin di mi hehehehe, okulda da işiyorsundur hehehehe
- ben gidicem üğğğüğüüüüüühühühühühühühühühühühühühü

kıpkırmızı olmuştum. işemek bu kadar büyük sorumluluklar yüklememeliydi amına kodumun omuzlarına...
hem sezer de duymuştu işte işediğimi, sınıfta herkese söyleyecekti. işemiştim ama esasında dev sıçmıştım...

işte olay bu noktadan sonra başlıyor. sınıfın kızıl kafalı sezer' i peşimden evin bahçesine gelip, zırıl zırıl ağlayan şu sidikli insanın yanına seyirtti...

''ağlama hadi, boşşer onları, öküz onlar, anlamaz'' deyip melül melül bana baktı. ben bir şey diyemedim.
''bak ben kimseye söylimiycem, ağlama gül hadi'' dedi. ben gene bön bön baktım.
''dur bak gel sana naaapçam'' dedi, zırt amuda kalktı... şarkı söylemeye başladı.

(amk nası bir fantazi lan bu)

ben öyle boş boş baktıkça, bu böyle onbeş defa amuda kalktı, indi, kalktı, indi....
ciguli gibi güldüm sonra... iyi ki gülmüşüm. yoksa hala amuda kalkyor olabilirdi...

ulan çocuk aklı çok enteresan.
biri işer ağlar, öbürü işedi diye amuda kalkıp güldürmeye çalışır.
diğerleri dışarda simit oynuyor, nefesi kesilenin götüne tekme tokat dalınıyor.
biri kenarda sümüğünü yiyor...

o sezerle hala görüşürüz. eskiden kızıl saçlı sikindirik bi çocuktu, şimdi orço' ya benziyor...
sordum bi kere hala amuda kalkıp kalkmadığını...

o küçükkendi dedi, şimdi ağlayanı gördüğümde amuda kalkmak yerine ammunakoyyom dedi, yine uzun süre bönbön baktım...

garipsedim...

çocukluk iyi miydi ne?

bu hikayeyi de niye anlattım bilmiyorum. çok sikindirikti zaten her şey. amk ilokula kadar işenir mi lan!!!
bana ne konuşmucam işte, gidiyorum lan ben böğühühğhüğhüğhüğhüğh ....

:pause:
99 depreminde 2 gün göçük altında kalmıştım gölcükte.beni yavru bir golden cinsi akut'un köpeği kurtarmıştı aslında. Çıktığımda ise etrafa garip garip bakıyordum . Dudaklarım sussuzluktan çatlamış kollarım bacaklarım yarıklar içindeydi.Oturttular beni ambulansın arkasına ağzımada verdiler oksijen tüpünü ve ortalığı izlemeye koyuldum. Herkesin çığlıklarını duyuyordum adeta süpermenin ilk gücünü keşfettiğinde tüm haykırışları duyduğu gibi. Enkazlar gördüm heryerde . Betonların arasında sıkışıp kalan insanların çığlıkları ; ezilmiş cesetler görüyordum kafamı çevirdiğim heryerde. küçük çocukların anne diyen dudaklarından dökülen o kelimeler teker teker beynime saplanıyordu. Koşup sarılmak istiyordum ama kolumdaki yaralar acıyordu. arkadaşlarım yoktu neredelerdi? hemen karşı binaya baktım ama adeta üstüste yığılmış lego parçaları gibi dağılmıştı. O ara arkadaşlarımın ve ahbaplarımın cesetlerini büyük siyah torbalara koyduklarını gördüm. Teker teker alıyorlardı anılarımı benden. Dün omuz omuza gezdigim türlü türlü şaklabanlıklar yaptığım arkadaşlarım hepsi gitmişti. Aslında gölcükte oturmuyordum ben kuzenlerim vardı. Hepsi onların arkadaşlarıydı ama gide gele hepsiyle can ciğer kuzu sarması olmuştuk. Yine bir ziyaret sırasında geldi bu elim olay başıma. Çalışan kurtarma ekiplerini , ekiplerdeki insanların gözlerinden damlayan yaşları gördüm. Pestil olmuş bina parçalarından kopan beden parçalarını çıkarıyorlardı. kimisi ise beton parçalarıyla bütünleşmişti adeta. O günden sonra kapalı yerde kaldığım zaman sürekli enkaz altındaki anılarım aklıma geliyor. Allah kimseye bir daha yaşatmaz umarım.
99 depreminde tuvaletteydim. tuvalette yakalandım ve tüm ailem evdeydi hatta dedem ve ananem bile anane diyorum daha sempatik geliyor yargılamayın.. her neyse öyle bir sallanıyordu ki tuvaletten çıktım ablam, ben ve annem koridordaydık ablam yaşına bakmadan ağlamaya başladı. ne ilginçtir ki ben tersine sağa sola giden eve rahmen gülüyordum. hala aklıma geldikçe şaşırıyorum. sonra balkona çıktım tüm aile dedemler falan filan. orada da yatak vardı. yattım yatağa geçmesini bekledim şerefsizim. tabi şimdi söyleyince güldüğüm olayını hatırlamıyorum diyorlar. sikeyim böyle anıyı. aile ortamında başkalarına anlatınca ailem destek çıkmıyorsa neresinde bunun zevk. vallahi lanet ettim yav. ha birde bu anımı lise zamanında anlatayım derken. tuvalette yakalandım dedim diye hocadan azar yemiştim terbiyesiz demişti bana. galiba dalga geçiyorum sandı. düşününce haklı da tabi. böyle bir olaya bu kadar şiddetli bir depreme şansa kim sıçarken yakalanır ki amk.
depremden bir yıl sonra geldim yalovaya yollardan off off diye geçiodum bu bina nasıl yıkılır diye düşünüyodum.şimdilerde ise arap basmîş her yerde.
Yine bir mlnibüsteyiz. Arka taraflara geçtim. Ortalık tıplım tıplım. Neyse hani koltuklara bağlı demirler olurya ona tutunuz falan. Tabii ben bi taraftan cama bakarken bi taraftan da elimle demiri bulmaya çalışıyorum. Sonra ne olsa beğenirsiniz ? Yanlışlıkla demir yerine adamın burnunu tutmuşum ! Adam bana bi baktı ! Tabi anlayışlı çıktı sonradan çaktı köfeyi o da gülmeye başlamıştı. Ciddi ortamlarda aklıma gelmesinden korktuğum anım olarak kaldı. Tutmayıp gülerim falan Allah korusun.
aylar sonra gittiğim memleketimde çantamı telefon görüşmesi yapacağım türktelekom bayisinin yanına bırakmış 10 dk ligina biryere gidince orda unutmuştum döndüğümde sivil polisler felan toplanmış bomba sanmışlar çantayı. 'yat yat yat' demeseler de çantamı açıp bunlara öss kitaplarımı göstermek zorunda kalmıştım. 2010 felandi. hey gidi.
lise 2. sınıf, o zamanlar 400 metre koşu yarışması yapılacakmış okullar arası. beden eğitimi hocam da beni uygun görmüş bu yarışma için, her ne kadar istemiyorum desem de dinletemedim giydirdiler bir şort bir yelek gönderdiler yarışmaya. 3 kişi katılmış*. ben yarışma sonrasında bu 3 kişi arasından 3. geldim. sonra bana madalya falan taktılar 500 insan önünde. nasıl gururlandım anlatamam.
hız sınırını 1 km ile kurtarmışım, polis durdurdu hadi yırttın dedi. çok ilginç ve mutlu bir andı benim için.
Dün bir yerde ekmek arası köfte yerken karşıda bir kavga çıktı. Ben de kaçırır mıyım hemen izlemeye koştum, sonra da köftemi zaten yeterince yediğimden aşağı salınıp eve geldim. Yani hesabı ödemedim ve itiraf ediyorum bu olayı gerçekleştiği için için çok mutluyum.
koca bir set kitap almışım lise sondayım üniversite sınavına hazırlanıyorum tabii yeni kitap alınca hepsini çözeceğim umuduyla bir sevinçle otobüse bindim eve gidicem. bindim kart okutucam elimdeki ağır kitap poşetini yere bıraktım. kartı okutup eğildim yerden kitapları almaya o sırada otobüs harekete geçti. o an doğrulurken dengemi kaybettim ve yalpalayarak koltukta oturan teyzenin kucağına yumuşak bir şekilde oturdum. teyze sanki bu hergün başına geliyormuşcasına beni hiç tınlamadı, dönüp yüzüme bakmadı bile. ama rezilliğim burda bitmedi. daha sonra teyzenin kucağından yine yalpayarak yere yüzüstü yattım, evet resmen yattım. gülmekten yerden kalkmaya halim yoktu bile. sağolsun o sırada arkadaşım gülmesini tamamlayarak bana yardım etmek aklına geldi. bu da böyle bir anımdır.
ilk ve tek konserimi verirken iki amfinin arasına girmişim mikrofondan ciyak ciyak ses çıkıyor. seyircilerden biri geldi beni bi kaç adım öne aldı. abi iki amfinin arasında durursan mikrofondan ciyak ciyak ses çıkar dedi. konser bitti o çocuk yanıma geldi. abi bizim grup var solistimiz olur musun dedi. numaramı aldı. bi daha aramadı. 2 sene oldu bekliyorum hala *
bigün çarşıda gezerken, umumi tuvalete girdik arkadaşla. neyse birer lira vereceğiz tabi, bende 75 kuruş çıktı, 25 kuruşunu arkadaş tamamladı. bir ay onu tuvalete ben çıkardım. neymiş efenim çarşıda benim 25 kuruşu o tamamlamışmış. bu da böyle bir anımdır.
Topu uzaklaştirayim derken gol atmam ama çok pis abanmistim topa.
Geçen aylarca telefonla konuşurken bi arkadaşımdan bana kitap önermesinl istedim o sırada da elimde inceleme yapıyorum hangisini alsam diye. Elimde olasılıksız var tam o anda arkadaşımda onu al dedi ve tereddüt etmeden aldım 1.5 günde bitirdim ve bu zaman kadar okuduğum en güzel kitaptı fakat o anda elimde o kitabın olması tesadafünü hala çözemedim kalp kalbe karşıymış demekki.