bugün

şuanda nefes alıyorsun; yarın bu kadar şanslı olamayabilirsin!
ben sen değilim,
ben senin gibi olamam,
ben senin istediğin biri gibi olmak için gelmedim dünyaya...

sen ben değilsin,
sen ben olamazsın,
sen benim istediğim biri gibi olmak için gelmedin dünyaya...
nasıl düşünüyorsan öyle yaz. entry güzelse hakkını ver değilse önce yazara küfret sonra da yer.
ne yapıyorsan profesyonelce yap!
her zaman daha ileri.
allah var, problem yok.
"my name is khan" adlı filmde geçen bir söz;

insanlar zenci, beyaz, ingiliz, milliyetçi, liberal, müslüman, hristiyan diye ayrılmaz.
insanlar sadece ikiye ayrılır. iyi insan - kötü insan.
ya iyisindir, ya da kötü. hepsi bu kadar. iyi bir insan olmak için çabala.

buna ek olarak kişisel tatmine ulaşmak için benim çizdiğim yol ise,

inanarak değil, bilerek yaşama arzumdur.
çakıcan bırakıcan polemiğe girmicen.
atın ölümü arpadan olsun.
su akar yolunu bulur.

hani böyle bi şey için endişe edersin, sonra geriye baktığında endişelenmenin çok saçma olduğunu anlarsın ya...
hayat kötü falan değil, sizin içkiniz bitmiş.
fuck love, i have vodka.
olur da bir gün cesaretlenirsem dövme yaptıracağım bu sözü. nereme olursa. ama önce cesaret.
neye inanırsan birgün onu yaşarsın.
salıncakta düşene kadar sallan.
iyi gününde allah'ı düşün ki, o da seni kötü gününde düşünsün.
görme,duyma,gerekiyosa bilme,karışıp dahil olma ve edilmene müsade etme. ha birde yorulduysan koşma artık koşma.
mutlu olmak icin sevmek icin
görme işitme..
mutlu olmak icin sevmek icin
bilme cok dusunme..
*
azimli sıçan duvarı deler.
aşksız hayat çekilmiyor arkadaş.

(bkz: hayat felsefesinin aşk olması)
deliyi ne öp , ne öpül.
kalp kırma.
şayet istiyorsan o bir hayal değildir..
çıkarizm. gönül isterdi bu düşünce sistemimde bana eşlik edenlerin sayısı gün geçtikçe azalsın. insanlar gömüldükleri futbol-siyaset-para üçlemesinden kurtulamasa keşke insanlar. gönül isterdi ki bu yazıyı bir amaç uğruna değil de keyfekeder bir yazı yazıp,entelektüelitenin dibine vurup halktan kopayım. biraz kendi felsefemden ve mantalitemden söz etmek gerekirse temel felsefem karda yürüyüp izimi belli etmemek. mesela insanların arkasından konuşmak hep yanlış bir davranış şekli olarak düşünülmektedir ya da bize bu şekilde lanse edilmiştir. bu büyük bir yanılgıdır. insanların yüzüne karşı söyleyemediğim şeyleri arkasından konuşunuz hem bu şekilde o kişiyi de rencide etmemiş olursunuz.dünya tamamen çıkar dünyası. cin gibi olmalıyız. ortalığı karıştırıp ortalıktan çekilmeliyiz. çıkarlarım doğrultusunda gerekirse en yakın dostlarımızın bile çekinmeden omuzlarına basabilme cesareti gösterebilmeliyiz. karşılıksız iş yapmamalıyız. düşerken en azından yanımızda birini götürebilmeliyiz, halk dilinde 'ispiyonlamak' şeklinde geçen terimi hayat felsefemiz haline getirmeliyiz. yüzsüz ve aynı zamanda iki veya daha çok yüzlü olmalıyız. bu sayede 2 veya daha çok ortamda bulunabiliriz. gerekirse ilişkilerimizi güzel yalanlarla da süsleyebiliriz. unutmayalım doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar! bol bol yalan söyleyelim ki her köye gidebilecek yüzümüz olsun. kimseye de yardımcı olmamalıyız; unutmayalım ki iyilikten maraz doğar. haksızlığa uğramaktansa hasızlıktan yana olup haksızlık yapmalıyız. bu sonuçta doğanın kanunu; güçlü güçsüzü yener. bence yenmekle kalmayıp ezebildiğimiz kadar da ezmeliyiz. yere düşen birine bir tekme de biz atabilmeliyiz. insan hayatı boyunca türlü zorluklarla karşılaşabiliyor ve bunlara göğüs germek durumunda kalabiliyor. bu tip zorlu zamanlarda herkes derdini paylaşacak, kederlerine ortak olacak 'dost' şeklinde tabir edilen insanları arıyorlar yanlarında. bırakın arayıp dursunlar! yanlarında olmayın, onlara sırtınızı dönün hatta isterseniz düşene bir tekme de siz atın. tabi bir çıkar ilişkiniz yoksa...! sonuçta herkesin bir derdi var, üzüntüsü var. başkalarına zaman ayıracağımıza kendimize daha çok zaman ayırarak istediğimiz şeylere daha çabuk erişebilme fırsatını ele geçirebiliriz. hatta yeri geldiğinde başkalarının üzüntüsünü yükselmek için bir basamak olarak kullanabilmeliyiz.bu sayede onlar ayağa kalktığında tepelerinden bakıyor durumda oluruz. bu zayıf anlarından mümkün olduğunca fazla bir biçimde yararlanalım. bu satırlar başlarda size yanlış gelecektir fakat bu anlamsız tepki birazcık düşündüğünüz anda son bulacak. içten içten çaktırmadan öyle bir faydalanın ki ayağa kalkacak güçleri kalmasın. eğer bu havasını soluduğumuz dünyanın tam bir menfaat dünyası olduğunun farkına varabilme erişkinliğine ulaştıysanız, bu kutsal ilişki için 1.dereceden akrabalarınızı, kardeşim dediğiniz dostlarınızı ya da size güvenen insanları gözünüzü kırpmadan kullanabilmelisiniz. gelelim asıl konuya; zor zamanlarda insanlara dost gibi görünsek de elimizden geldiğince yardımcı olmamalıyız. çünkü onlara yardımcı olmanın en doğru yolu bu. onları sorunlarıyla başbaşa bırakıp kendi başlarına sorunların altında ezilmelerini sağlamak da önemli bir dostluktur aslında. kimseye güvenilemeyeceğini öğretmek bir insanın karşısındakine yapabileceği en mühim dostluktur. siz ne kadar hızlı sırtınızı dönerseniz müşkül durumdakilere, o kadar sert düşerler yere. bu da daha çabuk tecrübe kazanmaları anlamına gelir. tecrübe hayatta yenilen kazıkların bileşkesidir demiş bir çin atasözü. hayatınızda asla hakkınızı yedirmeyin ve bunun yanısıra yiyebildiğiniz kadar hak yemeye çalışın.! eğer herkes bu şekilde davranırsa, bu sayede herkes hakkını yedirtmemek ve hak yemek için amansızca bir mücadeleye girecektir. bu da dolaylı yoldan herkesin gözünü daha da açar ve o denli uyanık yapar toplumumuzu. ancak bu şekilde ülkesel çapta bir kalkınma yaşayabiliriz. ayrıca haklı-haksız yoktur, güçlü-güçsüz vardır. ünlü düşünür ve çoğu büyük ismin de akıl hocalığını yapan ugo fascolo der ki 'menfaatler ön plana geldi mi öteki ihtiraslara susmak düşer.' bu cümlesi ile halkın bastırılmış hislerine tercüman olmuştur değerli üstadımız. banu alkan'dan duyduğumuz 'kaldıramassan kaldırırlar gülüm' ya da futbol maçları izlerken sık sık denk geldiğimiz 'atamayana atarlar' ya da'yemeyenin malını yerler.' tarzındaki cümleler hep hoşuma gitmiştir. çünkü birileri hep elleri tetikte hata yapmanızı kollar. kaldıramassanız kaldırırlar, atamazsanız atarlar, yemezseniz yerler. hata kollayın.! pasif bir yaşamın esiri olmayın. unutmayalım ki dev çınarlar ufak saksılarda yetişmez. risk alın.! unutmayalım ki kaplumbağalar ancak kafalarını dışarı çıkardıklarında yol alabilirler. şimdi bir tavsiyede bulunacağım belki bu dediğim sizleri şakına çevirecek ama nedenini duyunca bana hak vereceksiniz. iyilik yapın! ama büyüklerimizden duyduğumuz gibi göstermeden değil alenen yapın. herkes görsün. iyilik yaptığınız kişinin utanması sizi ne yükseltir ne alçaltır fakat herkesin yaptığınız iyilikten haberdar olması size iyi sonuçlar getirir. Tek cümleyle bir özet, bir neticeye bağlamak gerekirse 'sünnetinize gelmeyenin düğününe gitmeyin.'
ana bir baci iki gerisine salla s.ki.
ye iç s*ç.