bugün

Sunusiliğin temeli, UHUVVET ve TEAVÜN yani kardeşlerarası sevgi ve yardımlaşma idi. Tarikata giren kişi, aciz ve malul olmadıkça, meslek edinmeye çalışıp kazanmaya mecburdu. Her müridin ticari faaliyetten elde ettiği kazancın yarısı, zaviye ve imaretlere ikram için ayrılırdı, tekkeye giren müslim veya gayri müslimin karnı doyurulur, ihtiyacı varsa giydirilirdi.

Sunusi dergahları aynı zamanda irfan yuvası medreseydi. Çevredeki çocuklar orada ücretsiz din eğitimi alır, okuma yazma öğrenirlerdi. Büyük zaviyelerde, fıkıh ve yüksek ilimler okutacak alim ve fakihler bulunurdu. Büyük Sunusi'nin 1859'da vefatından sonra Bingazi, Rafa'a, Derne, Cebelel-ahzar ve Elbeyza'da 22 olan zaviyeler, 1895'e gelindiğinde bütün Kuzey Afrika beldelerini kaplamış, sayıları 100'ü geçmişti.

Sünusiye Kuzey Afrika'nın önemli bir siyasi cemiyeti misali faaliyet göstermekteydi. Bu yüzden Sunusilik, Yeni mücahidler cemaati olarak da şöhret yapmıştı. Büyük Sünusi ve oğlu Seyyid Muhammed Mehdi'nin (1844-1901) meşihat makamında bulunduğu ilk yıllarda Osmanlı Padişahlarına derin sevgi ve bağlılık vardı. Cuma namazlarında Sunusiye tarikatı silsilesine dua edilirken, hutbe yine Osmanlı Halifesi adına okunurdu.
*
güncel Önemli Başlıklar