bugün

oy hakkı anlamına gelir.
proudhonculuğa karşı 1848'de çıkmış kadın mücadelesi temsilcileridir. burjuva kadınların eşitlik talepleri sınıfsal karakterleri nedeniyle tepki ile karşılanmıştır.
bu kadınlar şiddet içeren eylemler yapmışlardır uzun süre. yol kesmişler, erkek mekanlarını basmışlardır. polisten şiddet görmüşlerdir. kocalarının utanç(!) kaynağı olmuşlardır.
Şöyle de bir şey var,

--spoiler--
Sufrajetler (Suffragette) 20 yy.ın başlarında radikal yollarla kadınların seçme ve seçilme haklarını savunan gruplara bu ad verilmiştir. Amerika’da ve ingfiltere'de etkili olmuşlardır. ‘Suffrage’ oy verme hakkı anlamına gelmekle beraber kelimeye eklenen -ette eki ile kelime negatif çağrışımlar ve küçümseme içeren bir şekilde dönüştürülmüştür. ingiltere’de bu terim özellikle Kadınlara Oy Hakkı Ulusal Topluluğu (NUWSS) üyeleri için kullanılmıştır. 1903 yılında bu topluluk aldığı karar ile oy hakkı isteklerini duyurabilmek için ingiltere çapında daha etkili eylemlere başlatmışlardır. Bu kadınlar kendilerini zincirlemek, protestolar yapmak, kamu binalarını kundaklamak gibi birçok eyleme imza atmışllardır. Hatta bir eylemci kadın kralın atı önüne atlayarak ölmüştür. Oy hakkı elde etmek için başlanılan eylemler serisinin bir parçası olarak alındıkları hapishanelerde açlık grevine başlayan kadınlar zorla beslenilmeye çalışılmış, kamuoyu önünde yükselen sempatileri ile mücadele etmek için parlamentodan “kedi ve fare” yasası çıkartılmıştır. Buna göre, açlık grevindeki kadınlar serbest bırakılmış, kendilerini toparlayınca tekrar hapsedilmişlerdir. Birinci Dünya savaşının başlaması ile birlikte zayıflayan hareket, 1920’de Amerika’da ve 1928 de ingiltere’de kadınlara oy hakkının tantanınması ile başarıya ulaşmıştır. Suffragette movement (Sufrajet Hareketi).

kaynak: Toplumsal cinsiyet Sosyolojisi Mehmet Ecevit

--spoiler--
(bkz: demir çeneli melekler)