bugün

sol gösterip sağ vurmasıdır.
lafa gelince özgürlük mözgürlük düz giden sosyalizm adına bugüne kadar bulunabilen tek yönetim biçimi, korkunç bir devlet baskısı ve terörü.
(bkz: bu ne yaman çelişki anne)
her ideolojinin sonu diktatörlüğe dayanır.

komunizm dahil.
sosyalist düşünceyle yapılan bir yönetim en ideal yönetim şeklidir.
ama mümkün değildir.
sebep? insanoğlu orospudur.
her ülkede geçerli olmayan bir vaziyettir. bazı ülkelerde sosyalistler totaliter bir rejim kurarken, bazı ülkelerde sosyalistler totaliterizm yoluna sapmayıp monarşinin tasfiye olmasının ve/veya cumhuriyetin kurulmasının, pek çok özgürlüğün getirilmesinin öncüsü konumunda olabilmişlerdir.

(bkz: almanya)
(bkz: isveç)
kapitalizmin bolluk, zenginlik vaad edip hayatımıza tecavüz etmesi gibi birşeydir.

- kapitalizm yüzünden savaşlarda ölen milyonlarca insandan daha kötü olmadığı kesindir.
- hastane kuyruklarında can vermekten kötü olmadığı kesindir.
- demokrasi götürüyorum ayağına ülkelerin petrollerini çalıp, ülkeyi enkaza çevirmekten kötü olmadığı kesindir.
- üniversite öğrencilerini jop manyağı yapmak, hatta hamile bir öğrenciyi dövmek suretiyle çocuğunu düşürmekten kötü olmadığı kesindir.
- din satmaktan kötü olmadığı kesindir.
- mezhep ayrılıklarını körükleyip insanları ayrıştırmaktan kötü olmadığı kesindir.
- milyonlarca evsizden, milyarlarca fakirden, temiz suyu bile olmayan insanlar yaratmaktan kötü olmadığı kesindir.
- sosyalizm proloterya diktatörlüğüdür. kapitalist eğitim sisteminin insanlara yönetim biçimlerini bile tam öğretememesinden, cahil cühelanın bilmediği bok konusunda her yere sıçmasından da kötü değildir.
her avcının avını yemle kandırmasından doğan sonuçtur. özgürlük yemdir. süslü, sloganik, romantik bir laftır. insanları(avları) kendine çekmektedir. cahil, bilinçsiz, düşüncesiz insanlar da bu yeme atlamaktadırlar. halbuki özgürlük denilen şey, bu kainatın sahibi, rabbi olan Allah'a teslim olmaktır. özgürlük en güçlü olanın safında olmaktır. özgürlük yolun sonunda galip olmaktır. nefsinin, tutkularının, arzularının kölesi olanlar, içerisinde bulundukları bu hallerini özgürlük olarak görmesinler. kapitalizmin de komünizmin de insana vaadettiği koca bir köleliktir. bütün beşeri din, ideoloji ya da dünya görüşleri insanlara kölelikten başka bir şey sunmaz. fakat bu sunma işini de kölelik adıyla yapmaz. eşitlik der, özgürlük der, halkların kardeşliği der, emek ve işçi der, din ve vicdan özgürlüğü der, sömürü der, der de der. bunlarda yem çok. komünizm, kapitalizmin biraz laciverdi. kapitalizmde kodamanlar halkı sömürürken, komünizmde devlet halkı sömürmekte. sömürü düzeni değişmiyor, değişen sadece metot.

özgürlük arayan, talep eden, özgürlüğü arzulayan ve özgürlük için savaşanlar Allah'a teslim olsunlar. Allah'ın yarattığı kainatta; Allah'ı yok sayarak, O'nu ve hükümlerini/kurallarını/emir ve yasaklarını gözetmeden yaşamak özgürlük değil, esarettir. insanın sahip olduğu hiçbir şey yoktur ki, Allah'tan bağımsız özgür olabilsin. Mülk allah'ındır. allah, dilediğine verir, dilediğinden alır. kim allah'ın safında olursa, işte sonunda kazanacak onlardır, onlara bir mağlubiyet yoktur. zafer inananlar ve inandıkları gibi yaşayanlarındır.
Sosyalizm'i kapitalist beyinle yorumlayan insanın, söyleyebileceği aslı astarı olmayan sözlerdir.
özünde kapitalizmde, sosyalizmde insanın mutluluğunu hedefler. yanlış veya eksik olan sistemler değil insanın kendisidir.
içinden sanki sosyalizmin temel amacı diktatörlük getirmek için insanları kandırmakmış anlamı çıkarılabilecek önermedir. asıl bahsedilmesi gereken ise tüm sistemlerde gücü eline alanın bırakmak istememesi ve güç bağımlılığının diktatörlüğe dönüşmesidir. yani durum sosyalizme özel değildir. kötünün iyisi açısından bakarsak da ; madem güç arzusu sonunda diktatörlüğü her türlü getirecek bari sosyalizm hayali kurun. anarşizm de olur. hatta daha iyi olur.
sosyalizm ve komünizm anarşizme giden yolda birer basamaktır. bunu anlamayan beyinsizler kapitalizmin kucagına oturmus aptallardır. evet her ideoloji bir diktatörlüktür ama sonuca giden yolda her şey mübahtır.
kaosun da getirisi bir düzense gayet normal bi durumdur.
asıl sorun şu. modernleşiyor muyuz yoksa yaşanılan ve yapılan her şey ilkelliğe geri dönüş mü?