bugün

anarşisi diri tutulmadığı sürece bir diktatörlükten başka hiçbirşey olmayacak kadar ince elenip sık dokunması gereken birideoloji yaşam tarzıdır.. stalinde tutmayıp marcosta çok tutacak mayası olduğunu gördüğüm insan odaklı görüş..
duyulduğunda güzel sanılan bir sistemdir. ancak daha başarılı olan bir ülke görmedik. aksine bugüne kadar ülkeleri geri götürmüştür. belki de bu sistemin değil de baştaki çıkarcı insanların suçudur
yüce ideoloji.
--spoiler--
aydınlanmanın, Fransız Devriminin liberal ve eşitlikçi ideallerinin ve en­düstrileşme sürecinin ürünü olup, sömüren sınıf ya da sınıfları tasfiye ederek, insanın insan tarafından istismar edilmesinin önüne ‘geçmeyi, toplumda bireyler arasında karşı­lıklı bir işbirliği ve yardımlaşma yaratmayı amaçlayan ve üretim araçlarının ortak mülki­yetiyle belirlenen toplumsal sistem. Varolan toplumsal düzeni adaletsiz olduğu gerekçe­siyle mahkum eden, ahlâki değerlere uygun düşen yeni bir düzenin savunuculuğunu yapan, bu idealin gerçekleştirilebilir bir ideal olduğuna inanan, söz konusu ideale ulaşma yolunda, insan doğasını ya da kurumları yeni baştan şekillendirecek bir eylem programı öneren ve bir devrim ya da ihtilalcinin bu eylem programını hayata geçireceğine inanan siyasi düşünce ya da ideoloji.
--spoiler--
devamı için buyrun;

`http://www.turkcebilgi.co...m/ansiklopedi#ansiklopedi`
bazen dünyanın adil olmadığını düşündüğünüzde...
babadan parası olanların rahatça yaşam sürdüğünü görürken,
bir yandan da evine ekmek getiremediği için çocuklarının yüzüne bakamayan ve bu yüzden intahar eden ya da çocuğunu ameliyat ettiremediği için gözlerinin önünde eridğini görmeye dayanamayan ve bu yüzden kendini bi evin çatısına atan insanları gördükçe...

işte en çok bu gibi durumlarda sosyalizmin ne kadar gerekli olduğunu hissedersiniz.
her eve lazım olandır. güneş gibidir girmediği yere genelde yarrak girer...
ideal siyasi sistemdir, desteklediğimdir.
uygunu yüce chavez'in venezuella'ya uygulamaya çalıştığı 21. yy. uydurulmuş olanıdır.
(bkz: 21 yüzyıl sosyalizmi)
iğrenç ötesi bir robotlaşma tek tipleşme 3 günlük fani hayatı bok etmenin nirvanasıdır.

devlet denen pinti minimalist tanrının insanların ağzına mıçtığı lagım sistemidir.
insan üretme makinası...

aynı dişliden cıkmıs insan sürüsü...
tanımsal olarak değerlendirildiğinde çok adil gözüken ama teferruat ve pratikde başarı sağlayamayan bir sistemdir.devlet herşeyin üstünde anlayışıyla temalanan ve bireylerin yani ülke vatandaşlarının eşit mülkiyet haklarına sahip oldukları , özel mülkiyetin olmadığı , özel diye nitelenen herşeyin devlet tekelinde olduğu keza devletin tek üretici arzı kontrol eden mekanizma olduğu , bireyin ihtiyaç duyacağı tüm metaryellerind evlet tarafından sağlandığı adeta devletin en kutsal özellik taşıdığı yönetim ideolojisidir.

aslına bakılırsa bireylerin eşitlik gereksinimlerine gdayanarak oluşturulmuştur, hiç bir birey diğerinden maddi anlamda üstünlük kuramaması amaçlanmış ama ters tepmiştir.elbette insanlar diğerleri diye nitelediği insanlar kadar ferah, mutlu , huzurlu yaşamak ister fakat şöyle bir düşüncenin varlığı bile bu sistematiği bitirmeye yeterlidir.!! neden diğerinden daha fazla emek harcayayayım ki ! kanımca en derinden sarsılma nedeni budur. pek tabi kapitalist bir anlayıştan çok daha adil gözükmekte ama nsanın doğasından ve hısrlarından gelen özel mülkiyet anlayışı hiç bir zaman giderilemeyecektir.
iskandinav ülekelerinde uygulanandır. baktıgınızda tüm iskandinav ülkeleri refah seviyesinde ve gelişmişlikte en öndedirler.

(bkz: soğuk ülkelerin gelişmiş olması)
avrupada gittikçe güç kaybetmektedir.

Şu yazı derdimi daha iyi anlatmış.

Sol Düşerken
geçmişin özellikle 1945-1990 arasındaki tarihin en büyük hastalığıydı. bir çok hasta devlet tedavi edildi. tedavi edilmeyen 3 devlet kaldı.

(bkz: kuzey kore)
(bkz: küba)
(bkz: angola)

bu devletler değersiz olduğundan tedavi edilmesi gerek yok zaten.
koru altına alınması gereken akım.
yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
latin amerika ülkelerinde yaşatılmaya çalışılan güzel düş.
önce insan diyen ideoloji, düşünce. militarist diktatörlüklerle karıştırılıyor ya, hayretler içerisinde kalıyorum. korkmayın, gidin namazınızı kılıp iyi bir kul olabilirsiniz hala, tehlike yok.
insanların kendisinden vazgeçip,gregor samsa olmayı tercih ettikleri,uygulanması en zor(çünkü merkezinde algılananın tam tersine insan vardır) ekonomik(ve dolayısıyla kültürel)sistem.
Bu sosyalist güruh ekonominin bir "zero-sum game" olduğuna inanıyor. Yani toplam zenginlik belli bir miktarmış, eğer biri zenginleşirse bunun manası birilerinin fakirleşmesi olmak durumundaymış. Aynı pasta örneğinde olduğu gibi. Pastanın büyüklüğü sabit. insanlar paylaşıyor. Birileri çok alırsa birilerine az kalıyor.

Ama Adam Smith ekonominin bir "zero-sum game" olmadığını söylüyor. Bir alışverişte bir kazanan veya kaybeden yoktur, eğer ki bir dolandırma durumu değilse. Çünkü iki tarafın da rızasıyla yapılan bir alışverişte, alan aldığı şeye verdiği paradan daha çok değer veriyor. Keza satan da alacağı paraya verdiği şeyden daha çok değer veriyor. Sonuç ta her iki tarafta bu alışverişden öncekinden iyi durumda (better off) çıkıyorlar. Eğer ki zaten iki taraf da aldığına verdiğinden fazla değer vermeseydi o alışveriş gerçekleşmezdi.

Pasta analojisine bakınca da, pastanın sabit büyüklükte olduğu gerçek değildir. Piyasa ekonomisinde pastanın giderek büyüdüğünü görüyoruz. Bunun işareti kişi başına düşen milli hasılanın artmasıdır. Bu demektir ki pasta büyümektedir. O halde bir insanın dilimi küçük olsa, hatta diğerlerine oranla küçülse bile, pastanın büyümesiyle eski halinden daha iyi duruma gelebilir.

Tersi bir şekilde, pasta dilimlerini eşitlemeye kalkan sosyalist politikalar da ekonominin büyümesini durdurup, hatta ekonomi küçültme sonucu getiren politakalar uygulayabilirler. Ve pasta küçülür veya en azından büyümesi durur. Bu da insanları daha iyi değil daha kötü bir hale getirir. Piyasanın yokedilmesi, yatırımların önüne ket çekilmesi, topyekün refahı artırmaz, azaltır.
velasılkelam; sosyalizm düşünce temelden sakattır. en azından ekonomik açıdan.
insanların birbirlerini anlayıp dinledikleri, insanı insan yerine koyan rejimin adı.
sosyalizm piyasa ekonomisine karşıdır. çünkü piyasa ekonomisinde pazara sunulan ürünün meydana getiriliş süreci sakattır. göbekli para babaları, haraç mezat satın aldıkları hammaddeyi, fabrikalarında kölelerine ürettirirler. Bu üretim sürecinde en önemli artı değer kölelerin üzerinden elde edilir. marks buna, emek sermaye çelişkisi der. liberallerin "hepimiz aynı geminin insanlarıyız" yalanı tamda burada başlar. ortada büyük bir pasta varmış, pasta pazarmış, pazar ne kadar büyürse hepimize daha fazla pay düşermişşşşş. ninniye kısa bir ara vererek, tebessüme neden olan sakıp ağanın söylediklerini hatırlıyorum şimdi. " şu bahçemdeki adam bile benden daha mutlu, hiç değilse o bütün gün çiçekle böcekle uğraşıyor". işte sermayenin insana biçtiği değer.
yani sabancı daha fazla yatırım yapacak, yeni piyasalara yeni ürünlerle girecek ve bir gün "ulan çok kazandım, şu servetide çalışanlarımla bölüşeyim artık" diyecek...
ninniye nokta. şimdi gerçekler. pasta büyür, zira sermayenin sınırları yoktur. ülke tanımaz. kendi kuralları ile oynamayı sever. kural ise kuralsızlığın ta kendisidir. sigortasız adam çalıştırır, asgari ücrete mahkum eder vs vs.
pasta büyür hemde işsizler ordusuyla birlikte. çünkü sermayenin her zaman üç kuruşa çalışacağı kölelere ihtiyacı vardır.
şimdi gelelim sosyalist ekonominin, ekonomiyi küçültmesi sorunsalına.
uzaya ilk insanı çıkarabilmiş bir sistem, işsizliğin devlet tarafından yasaklandığı, eğitimin ve sağlığın devlet güvencesinde olduğu, her kesin başını sokabileceği bir eve sahip olduğu bir sistem, evet size karun kadar zenginliği vaad etmez. ancak birşeyi hatırlatır bize. oda insanoğlunun bu dünyaya patronları zengin etmek için gönderilmediği gerçeğini...
sizce hangi sistem daha insani?
amerika'da bile gizliden gizliye yaşanmaktadır. düştüğü falan yok. hatırlarsanız geçtiğimiz senelerde finansal kriz çıktığında amerika'da hükumet bankalara yardım etmişti. nerede yavrum devlet desteği olmadan ayakta kalabilmek?
eşitçe paylaşımdır.son ekmeğini yerken bile açlıktan ölen milyonlarca insanı düşünmektir.
fıtratlarında eşit olmayan insanları eşit olarak görmeyi amaçlayan şaka.

dalga geçtiğime bakmayın, önceleri ben de farklı düşünmüyordum sosyalizmden. fakat gün geçtikçe anlaşılıyor ki insanlar birbirlerinden farklı yaratılmışlardır. insanların eşit olduğunu düşünmek yerine insanlara fırsat eşitliği doğurmak çok daha mantıklıdır.

bu açıdan liberalizm siker.

ayrıca üniversite dönemlerinde devrimci takılan herkes şu anda işinde gücünde, çoluğunda çocuğunda... hele bir de az buz para kazanıyorsa umrunda bile olmuyor dünya.

tarih önünde göt olmuştur sosyalizm. küba bile özel sektöre izin vermiştir...
kendi insanını kapitalizm de yaratmayı bir türlü başaramamış sistem. sosyalistler iyidir, hoştur da insan çok ta temiz adamlar değiller... ne yazık ki