bugün

kendini kandırmaktan öteye gitmeyecek harekettir.

birini sevmişseniz sevmişsinizdir. sonradan sevmek diye bir şey yoktur. bu, en fazla geleceğe yönelik somut adımlar atmak olabilir. bunun da içinde aşk değil sadakat, sevgi ve bağlılık vardır.

kendimizi kandırma gerek yokç
Umut dünyası nede olsa dedirtecek durum.
ilişkiye 3-0 mağlub başlamaktır. rezervasyonmu yapıyosun lan?
kendini düşünmekten başka birşey değildir ne yaşadığın şeyden bir zevk alırsın ne de ilişkiyi düzgün bir şekilde yüretebilirsin bunun akabinde kalbi kırık ve depresyon içinde bir kız bırakırsın. *
belki de hoşlanıyorsundur. eğer o da isterse duygularımız devam eder diye düşünüyorsundur. eğer başlangıçta hoşlantı varsa ilerde sevgiye dönüşebilir.
bu benim hayatımdaki en büyük şerefsizliktir. ya da benim için öyle en azından.

bunu daha önce de söyledim. gönül işlerinden yana şansım olmadı. üniversitede dahi en yakın arkadaşlarımın çocuğu gibi gezerdim. kerim ve ilknur. kulakları çınlasın. peşlerinden çocukları gibi gezdim amk 4 sene. bir iki hoşlandığım kız oldu, onlar da olmadı. tabi bunda, uzun palto giymiş ve deri eldivenleriyle tuttuğu sigarasını uzun uzun somuran ve etrafına soğuk sert bakışlar atan bir adam olmamın etkisi de olmuş olabilir. yakın arkadaşım izzet olm tipine bi bak lan kiralık katil gibisin kızlar tırsıyor senden derdi.

sonra hayatıma biri girdi. çok uzaktan girdi ama. hiçbir zaman gerçek anlamda sevgili olmadık, olamadık. zaten sonra ondan da tekmeyi yedik.

falan filan derken döndük mersin'e. dolmuşa binip de şurdan bir sivil alır mısınız dediğim o ilk günü unutamıyorum. babamın kalın kravatlarından birini takmış üstüme bir kovboy ceketi giymiştim. 80 lerden fırlamış gibiydim amk. çabuk alıştım ofise. kısa zamanda aranan adam oldum. allah elimizden tuttu. neyse buraları kısa geçiyorum.

ofiste ve sahada omuz omuza çalıştığım gökhan bilir beni. hayatıma doğru düzgün kadın girmediğini de bilir. bi gün geldi olm ofise iki stajyer geliyormuş kız. güzel olana yapış senin amına koyarım dedi. oldu dedim. başka ne ısmarlarsın?

ısmarlama aşk olmaz bilader. bunu bilir bunu söylerim. "sonra severim" mantığıyla hiç bi bok olmaz.

neyse kızlar geldi. gökhan birini kestirmiş bile gözüne benim için. kızın eli yüzü düzgün. allah selamet versin.

günler geçti. kızın benden hoşlandığını sezebiliyorum. bi taraftan gökhan ve diğer avukat arkadaşlar bana pres yapıyor. olm bi dene lan ne çıkar diyorlar. amk bu tişört değil ki... her deneme hayal kırıklığı demek.

ufaktan muhabbet kurdum kızla. ağzım laf yapar fakat bu kızla konuşmaya pek hevesli değilim. çünkü ilk bakışta etkilenmedim.

benim öyle bir mallığım vardır. karşı cinsi gördüğümde çarpılmazsam aşık da olamıyorum sözlük.

bi süre böyle muhabbete devam ettik. ara evreyi kısa geçiyorum.

neyse bir gün dışarı davet ettim. mersin in meşhur publarından birine gittik. alkol kullanıyor muyum? hayır. yemekleri güzel ama.
biraz yemek biraz muhabbet derken kalktık. yürümeye başladık evine doğru. soğuk bir kış günü. kafama sıçayım... lap diye kızın elini tuttum. eve kadar öyle yürüdük. yapmaya çalıştığımı anladın mı sözlük? tüm şartları zorluyorum "sever miyim lan" diye.

bi süre de böyle sevgilimsi takıldık. her gece yatağa vicdan azabıyla girdim. olm why yanlış yapıyorsun kızı sevemiyorsun aşık olamıyorsun dedim kendi kendime. kız da masum bir kız. devam ettirsem sonra ayrılsam daha fazla üzülecek. bir gece bitirmeye karar verdim.

o günü hatırlıyorum. o yanımda bana bakıyor gözünü ayırmadan ben mal gibi bilgisayar ekranına bakıyorum. maillere cevap veriyorum, salak salak eski dilekçelerime bakıyorum.

sinirli bir şekilde güldü ve aramızda bir soğukluk mu var why dedi. şimdi tuttuk işte. döndüm biraz hızlı hareket ettik, birbirimizi tanıyamadan sevgili olduk dedim. sevgili de denmezdi bize ya neyse. amk kıpkırmızı olmuşumdur heralde konuşurken. lafı döndürdüm dolaştırdım özetle araya zaman koyalıma getirdim.

sonraki günlerde daha da soğuklaştım. buz gibi oldum. bunda biraz onun hoşuma gitmeyen davranışlarını görmem de etkilin oldu.

nihayetinde biraz tatsız da olsa bitti. iyi ki bitti. en azından daha az üzüldü. şerefsizlik olmuş oldu mu yaptığım evet.

ama bu şerefsizlik bana şunu öğretti: sonradan sever, aşık olur muyum acaba diyerek bi bok olmuyor.
okudum valla.

girmeyin o toplara.
Öncelikle uzunluğuna bakıp okumayacaktim ancak başlık cidden hepimizin başına gelen bir durum olduğunu için tuttum okudum. iyi ki okumuşum. Yanlıştır sonu hüsrandır. Içinde en ufak bir sevgi yoksa veya aklında bir acaba varsa başlamayın.
Genelde erkekler yapar bence karaktersizliktir.
Bir üst versiyonu zamanla sever diyerek çocuğunu görücü usulü evlendirmektir.
Görücü usulü evlenenlerin, aşk ile evlenenlerden daha mutlu olabildiğini düşünürsek, mantıklı olabilr sonradan severim olayı.
Ya da bilmiyorum içi ister mi insanın. Of kafam çok karışık...
insan seviyorsa şüphe duymaz derim hep.
olmuyor arkadaşım. hoşlanıyorsan bile başlama. gerçekten seviyorsan başla ilişkiye. bir arkadaşım başladı böyle. e o sonra bi türlü gelmedi, ayrıldılar. seven tarafa yazık. yapmayın.
aklımdan geçirdim ama uygulama ahlakını kendimde göremedim. aşırı ilgisi, sevgisi, herkesin isteyebileceği bir güzelliği, olabilecek belki de her şeyi vardı benim sevgimden başka. sevebileceğimi bile düşündüm; ama nasibin olmadığını hissedersin.

-nasıl ya?
-neden?
-niye?
-mal mısın?

deme! kaderini bilirsin ve nasibine haksızlık edemezsin. allah herkesi hayırlı kısmet ile karşılaştırsın. çünkü sizin hayır gördüğünüz şer; şer gördüğünüz hayır olabilir. biraz zaman...

--spoiler--

Fakirullah Hazretleri Öğrencilerinden birinin eline bir testi verip kuşluk vakti çeşmeye gönderir.

Ne var ki öğrenci çeşmenin başına varınca oradaki çocuklarla oyuna dalar, ta ikindiye kadar oyun sürer. Nihayet gün batarken aceleyle testiyi doldurup döner. Bunca vakittir orada oyuna dalan öğrenciyi bu defa arkadaşları aralarına alıp hırpalamak isterler. Ancak Fakirullah Hazretleri müdahale ederek der ki:

– Neye suçluyorsunuz arkadaşınızı?

– Kuşluk vakti gönderdiniz ikindi üzeri döndü, bizi bu kadar bekletmeye hakkı var mı? derler.

Büyük insan şöyle izah eder geç kalma sebebini.

– Arkadaşınızın kabahati yoktur bu bekleyişte. Çünkü, çeşmenin başında oyuna dalmaya mecburdu. Kısmetiniz olan su henüz kurnaya gelmemişti, yoldaydı. Başkalarının kısmetini doldurup da size getiremezdi. Ne zaman yoldaki sizin kısmetiniz kurnaya geldi, işte o zaman oynamayı bırakıp testiyi çeşmeye tutarak kısmetinizi doldurup getirdi. Onun kabahati yoktur, yoldaki kısmetinizi beklemiştir.

--spoiler--
(bkz: Seneye de giyersin)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar