bugün

Solcu Bu Sahtekarlığa
Ortak Olmaz!

DYP-ANAP ittifakı üzerine "sağda birlik sağlandı, şimdi sıra solda birlikte" denildi.
"Solda birlik"ten kastedilen ise CHP-DSP birliğiydi. Evet, hepsi o kadar. Daha birkaç ay önce, çeşitli vesilelerle CHP'nin sol olup olmadığının tartışılır olduğunu yazıp çizenler bile, CHP-DSP görüşmelerinin üzerine "solda birlik" yaftasını astılar.
Nasıl "solda birlik" diyeceğiz şimdi buna? CHP'nin ve DSP'nin kadroları açısından bir sol mu var ortada? Veya politikalar açısından tek bir sol sloganını, politikasını gösterebilir misiniz CHP veya DSP'nin?
DSP'nin kadroları, AKP'nin sürdürdüğü IMF programlarını ilk uygulamaya başlayan kadrolar değil mi? Başta Hikmet Sami Türk olmak üzere, DSP'nin kadroları, 19-22 Aralık katliamının sorumluları değil mi?.. Peki CHP'nin kadroları; yıllardır halkın tek bir sorununu taşıdılar mı meclis kürsülerine? Yaptıkları tek şey "laiklik" adına, TSK'nın parlamentodaki sözcülüğü oldu... Örnekleri uzatmaya gerek yok; onların sol olmadığına dair sayfalarca yazılabilir daha, ama "sol" olduklarını gösterecek iki satırı dolduracak örnek bulmak imkansızdır.
Böyle bir ittifakı "solda birlik" diye adlandıran solcular iyi bilmeli ki, böylelikle sola en büyük kötülük yapılmaktadır.
Solun iktidar olması diye bir ihtimal varsa dahi, bu yanlış, çarpık adlandırmalar, bu ihtimali güçlendirmek bir yana, temelli zayıflatmaktadır.
ilericiler, demokratlar, solcular, sol olmayana sol demekten vazgeçin.
Irkçılıkta, faşist politikalarda, katliamcılıkta "sağcı" diye bilinen partileri geride bırakan bu partilerin GERiCi BiRLiĞi'ni SOL BiRLiK diye adlandırmaktan vazgeçin.
Sola inanıyorsanız, sola saygınız varsa, solun iktidarını istiyorsanız, bu çarpık, yanlış ve aldatıcı "sol birlik"in peşinden sürüklenmeyin.
CHP'nin, DSP'nin gittiği yol, sol bir yol değildir.
Onlar tarihlerinde ve geleneklerinde sola, solculuğa dair ne varsa, çoktan çıkarıp attılar.
*
Peki o halde, böyle bir ittifaka "solda birlik" demek, nasıl bir mantığın ürünü? Kadrolarında, politikalarında sola dair bir şey olmayan bir ittifakı solda birlik diye adlandırmak, bilimsel, siyasi namusa sığar mı?
Derya Sazak, 8 Mayıs tarihli Milliyet'teki köşesinde "Sol birlik" başlıklı yazısında şöyle diyor:
"CHP-DSP birlikteliğinin seçimden birinci parti çıkması halinde 12 Eylül askeri darbesiyle 1980'lerde kesintiye uğrayan Türkiye'nin klasik sağ-sol dengesi yeniden kurulabilir.
Deniz Bey, şimdi 'CHP'nin hakkının teslim edilmesini' bekliyor. Şimdi sola dönük umutları 'revize' etmenin zamanı. Sol birlik neden iktidar olmasın."
12 Eylül'ü ve solu böylesine çarpık değerlendirmek, gerçekleri böylesine tahrif etmek hiçbir aydına yakışmaz. 12 Eylül'ün bozduğu dengedeki "sol", Baykallar'ın, Ecevit- ler'in solu mu?
Baykallar'ın, Ecevitler'in bugün artık, o günlerdekinin bile çok çok sağında olduğunu görmezden gelmek körlük değil mi? Bunları görmezden gelip böyle bir gerici birliği, sol diye lanse etmek, kimin işine yarar, kendini solda gören herkes, bunun muhasebesini yapmalı.
*
"Solda birlik"in aktörlerine iyi bakın, tekrar tekrar bakın, hafızanızı zorlayıp düşünün.
Biri, DSP, daha bir önceki iktidar döneminde MHP'nin en iyi ortağıydı. Diğeri, linçlerden AB'ye, Kürt sorununa kadar her konuda faşist politikaları savunmakta MHP'yi geride bırakan bir çizgide.
Biri –DSP–, CHP'yle ittifak görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlanırsa, kontrgerilla şefi Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu'nun partisiyle birleşmeye hazır. Sol ve Mehmet Ağar?! Ne kadar garip değil mi? Diğeri –CHP– bünyesine devletçi bürokratları doldurmakla meşgul. Faşist söylemin yeni versiyonu Genç Parti'yi 'ittifak' için el altında bulunduruyor.
*
8 Mayıs tarihli Cumhuriyet'te Hikmet Çetinkaya yazıyor:
"?imdi solda birle?me zamanıdır. Elbet CHP çatısı altında. Altıok'un yanına güvercin yakı?ır, kırgınlıklar unutulur. Bir zeytin dalıyla iktidarın yolu açılır."
ilhan Selçuk yazıyor:
"Baykal tüm demokratik sol, sosyal demokrat ve devrimci solu, Atatürkçülük kavramında birleştirecek bir açılımı benimserse adını tarihe yazabilir..."
Yalan, yanlış, çarpıtma.
Kavramlar sorumsuzca kullanılıyor. Devrimcilikle Baykal'ın adının yanyana gelmesi hiçbir koşulda mümkün değilken, onları yanyana gösterip, solun değil, düzenin değirmenine su taşınıyor.
Neymiş? AKP'yi altedecekler!
Sonra? Sonrası yok.... Sonrası, AKP'yi altedip, AKP'nin uyguladığı ekonomik politikaların aynısını uygulayacaklar.
Müsteşarlıklara "imam hatip" mezunlarını değil, düz liseden gelenleri atayacak ama yine aynı politikaları uygulayacaklar.
"Solda birlik" söylemi, adlandırması da işte bu büyük aldatmacayı gizlemeye yarayacak.
Bizi imam Hatipliler değil, Robert Kolejliler mi sömürsün?
Ve bunun adı da "sol" iktidar olsun öyle mi?
Bu kabul edilemez ve biz "sol" üzerinden oynanan bu oyunu bozacağız.
*
Önceki seçimlerde YTP'nin kurucularından ismail Cem, partinin çizgisini soran gazetecilere "galiba demokratik soldayız" cevabını vermişti. Aynı soruyu, o zaman aynı partide olan Kemal Derviş: "Liberal sosyal demokrat" diye cevaplamıştı. Sonra hatırlanacağı gibi, ikisi de CHP'ye transfer oldular. Çünkü Baykal'ın bir ideolojisi yoktur. O devletçidir. Devleti savunmak için solcu, halkçı, milliyetçi, hangisi olmak gerekirse, onun ideolojisi de odur.
DSP'ye gelince, meclise taşıdığı milletvekillerinin MHP'ye geçtiği bir partiden sözediyoruz. iktidar için "hoşgörülü laiklik" deyip Fethullah'a göz kırpan, Osmanlı'yı savunan, ama aynı zamanda 28 Şubatçı da olabilen, MHP'yle "çok uyumlu" ortaklık yapabilen bir partiden sözediyoruz.
*
Burjuvazinin asıl tercihi -eğer pratik olarak mümkün olsa- tüm partileri "merkeze" çekerek, partileri ve tüm toplumu apolitikleştirmek, "ideolojisizleştirmek"tir. Fakat bunun toplumu yönetmekte büyük sorunlar çıkaracağını da bilirler. Halkın memnuniyetsizliğinin, taleplerinin düzen dışına çıkmasını engellemek için onları düzen içinde tutacak kanallar da olmalıdır. O kanallar da, kaçınılmaz olarak "sağ", "sol" gibi sıfatlar taşıyacaktır. Burjuvazi, DSP, CHP gibi partilerle, "sol"da ısrar edenler varsa, buyursun onlar için uygun gördüğüm sol da budur diyor.
*
Bugün ilerici, demokrat birçok aydın, "şeriata" karşı olmak adına, AKP gericiliğini geriletmek adına, CHP'yi tek kurtuluş, altına girilecek tek çatı olarak görmekte ve göstermektedir.
Kimileri bunu "ne yapalım elimizde daha iyisi yok" diyerek yapmaktadır. Bu çağrı ne kadar iyi niyetli yapılırsa yapılsın, ne kadar "gericiliğe karşı" bir öz taşırsa taşısın, yanlış hedef, yanlış adres göstermekte, böylelikle de solun güçlenmesinin, halkın mücadelesinin gelişmesinin önünde bir engel oluşturmaktadır.
Birincisi şudur; solla hiçbir anlamda ilgisi olmayan oligarşinin partileri "sol" olarak sunularak, kitleler nezdinde aslında "solun bir seçenek oluşturmadığı" düşüncesine yol açılmaktadır.
ikincisi; aslında CHP veya DSP'ye verilen destek, şeriatçılığın geriletilmesine hizmet etmemiştir bugüne kadar, bundan sonra da etmeyecektir.
CHP ve DSP, dincilikle, kimi aydınların sandığı gibi bir "karşıtlık ve uzlaşmazlık" içinde değildir. Tersine, gerek iktidar oldukları dönemlerde, gerekse de muhalefet olarak, oligarşinin bunları devrimci mücadeleye karşı kullanmasını hep onaylamışlardır.
*
Bu ittifak gerici bir ittifaktır.
Öylesine gericidir ki, esasında onlardan temelde bir farkı olmayan SHP bile, onlara "aşırı sol" gibi gözükmektedir.
Öylesine gericidirler ki, CHP ve DSP, geçen yerel yönetim seçimlerinde DEHAP'la işbirliği yaptığı için SHP'den özeleştiri yapmasını istemektedirler.
Öylesine gericidirler ki, 10 Aralık Hareketi'ne, başka sosyal-demokrat gruplara da kapalıdırlar.
*
Gönlü ve beyni solda olanlar, her seçimde "solda birlik" adına yaşanan sahtekârlıklar, soytarılıklar karşısında solun gerçek kimliğini savunmalıdırlar.
"Solda birlik" olarak pazarlanmak istenen ittifak, bir "birlik" olabilir, ama "solda" olmadığı kuşku götürmez.
CHP ve DSP arasında –bu satırların yazıldığı ana kadar hâlâ tam da kesinleşmeyen– birlik görüşmelerinin tek konusu, koltuk pazarlığıdır.
Bunun ötesinde ne politika, ne ideoloji tartışması yoktur.
Kamuoyunun "birleşin" baskısını istismar etme hesapları içindeki Baykal, mecliste yaptığı konuşmada son derece çiğ bir biçimde Ecevit övgüleri yapmış ve aralarında bir "ideolojik fark" olmadığını söylemiştir.
Bunu herkes söyleyebilir, mesela biz söylüyoruz; ama Baykal söyleyemez. Çünkü Baykal'a o zaman sorarlar; bugüne kadar niye ayrıydın?
Biz aralarında bir "ideolojik fark" olmadığını hep söyledik ve söylüyoruz; CHP çizgisini esas alan parti ve çevrelerin hiçbiri bu çizgiyle köklü bir şekilde hesaplaşmamıştır. Dolayısıyla aynı devletçi, orducu, gerici çizgide dönüp durmakta, iktidar koltuğuna oturdukları her dönemde de halka karşı en gerici, faşist politikaların uygulayıcısı olmakta hiç zorlanmamaktadırlar.
*
CHP-DSP ve aynı kategorideki başka güçlerin birliği "solda birlik" değildir. Bu yeterince açıktır kanımızca. Bu noktada daha önemli olan, bu birliği "solda birlik" olarak adlandıranların kendisi de solcu değildir, solda değildir. Onlar, niyetleri ne olursa olsun, objektif olarak, oligarşinin sahte solu sol gibi gösterme politikasına alet olmaktadırlar.

http://www.yuruyus.com/ww...ews.php?h_newsid=2992&;
(bkz: ananıda al git)
(bkz: sol yok ki birleşsin)**
alternatifi;

(bkz: Halkın Ortak ilerici Cephesi için Acil Çağrı)
http://www.halkevleri.org...ylem=yazi_oku&no=2558
birlik olursa, dirlik olur der büyüklerimiz lakin bunların birliği dirlikte getirmez. nedeni basittir hepsi kendi çıkarlarını düşünmekten devlet için çalıştıklarını unutmaktadırlar.
maskaralığın dik alası.
(bkz: turkiye de siyaset)