bugün
- sözlük kızından gelin olmaz9
- vatandaşlık farkı alan otel20
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim17
- cumaya gidenlerin çok azalması23
- ayça tilki9
- bik bik'in balona binmesi34
- anın görüntüsü16
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız11
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım26
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı19
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
istiklal caddesi boyunca,birbirinden tamamen farklı müzik yaparak ne kadar zengin bir kültüre sahip olunulduğunu kanıtlayan müzisyenler.ve diğer sokakta müzik yapan insanların tümünün dahil edilebileceği grup.
bilgisayarın önünde sıkıntıdan patlar vaziyette otururken karamsar dünyayı bir anda şenliğe dönüştürebilen kişilerdir sokak müzisyenleri. mutluluğun müziğini yapan insanlardır.
yüksel caddesi'nde, özellikle akşamüstü karşılaşabilmenizin mümkün olduğu müzisyenlerdir.
yüksel caddesine bir anlam daha katan insanlardır. gönlünüz şenlenir.
yüksel caddesine bir anlam daha katan insanlardır. gönlünüz şenlenir.
eğer güzel müzik yapıyorlarsa, selam çakmadan, bir bozukluk atmadan geçmek olmaz önlerinden.
(bkz: gevende)
o müziği yaparken dünyanın en mutlu insanı olan insanlardır.
dilenseler bile sonucunda birşeyler üretiyorlar. *
dilenseler bile sonucunda birşeyler üretiyorlar. *
dünyanın hemen hemen her yerinde vardır bunlardan.
ankara'da yüksel'de vardır mesela. ara sıra karanfil'e de elinde sazıyla birisi gelir oturur.
istanbul'da istiklal'de rastlarsınız. ayrıca maltepe'de sahile inmek için girdiğiniz bir altgeçidin akustiğini kullanan zeki müzisyenlere de rastlarsınız.
sivas'ta 6 dil bilen, at çiftliği olan, ahşap oymacılık kursu veren ve sayamadığım nice marifeti olan bir cemal hoca, sırf zevk için oğluyla çıkar istasyon caddesine...
almatı'da ressamlar sokağında bir saksafon gönüllüsü caz'a doyurur sizi, yağmurlu bir havada. belki biraz geride alt geçidin ordaki gitaristleri de tercih edebilirsiniz.
güzeldir sokak müzisyenleri, sokakları da daha bir güzel yaparlar.
ankara'da yüksel'de vardır mesela. ara sıra karanfil'e de elinde sazıyla birisi gelir oturur.
istanbul'da istiklal'de rastlarsınız. ayrıca maltepe'de sahile inmek için girdiğiniz bir altgeçidin akustiğini kullanan zeki müzisyenlere de rastlarsınız.
sivas'ta 6 dil bilen, at çiftliği olan, ahşap oymacılık kursu veren ve sayamadığım nice marifeti olan bir cemal hoca, sırf zevk için oğluyla çıkar istasyon caddesine...
almatı'da ressamlar sokağında bir saksafon gönüllüsü caz'a doyurur sizi, yağmurlu bir havada. belki biraz geride alt geçidin ordaki gitaristleri de tercih edebilirsiniz.
güzeldir sokak müzisyenleri, sokakları da daha bir güzel yaparlar.
"sokak müziği yoktur, müzik sokakta da olmalıdır...
sokak oyunu yoktur, oyun sokakta da olmalıdır...
sokak sergisi yoktur, sergi sokakta da olmalıdır...
sokak sanatı yoktur, sanat sokakta da olmalıdır...
ve esasen;
sokak hayatı yoktur,hayat sokakta akmalıdır...
ama maaleef günümüzde hayat sokaktan dışlanmakta ve sokaklar tamamen ticari faaliyetlere peşkeş çekilmekteler..."
siya siyabend
bir üst geçitten geçerken duydum gelen müziği ilkin, merdivenleri çıktığımda kızıl saçlı, zayıf yapılı bir adam gördüm akordeon çalan, yanında sekiz-on yaşlarında küçük bir kız çocuğu içinde tek bozukluk dahi olmayan plastik bir bardak tutuyordu elinde; esen rüzgarın soğukluğuna inat yukarıda tutmaya çalışıyordu bardağı üstelik, sıkılmışa benzemiyordu, adamın yüzü gülmüyordu ama, öyle içten bir doğaçlama müzik yapamazdı zaten mutlu bir insan; öyle soğukta, çocuğuyla... insanların orada yapılan sanatın bir emek, bir alın teri, çoluğun çocuğun rıskı olduğunu anlamaları için o çocuğu oraya diktirenler utansın...
- memleket neresi?
+ romanya...
romanya yı hagi yle tanıdım ben, çingene deyince akla ilk gelen isimlerden; bir de akordeon sesini duyunca hep savaş gelir aklıma... müziğe işlenen dramlar, trajediler...
kim bilir neden göçtü geldi istanbul a, neden müzisyenlik yapıyor sokakta? çocuğu neden okulda değil? anne nerede? ne yapar?
bilmiyorum... senaryo yazmak kolaydır, bir de hayaller kurmak...
hayaller... akordeon eşliğinde dans eden çingene kadınları ateşin etrafında, rengarenk giysiler, boşalmayan kadehler; bir de yüzlerden eksik olmayan gülümsemeler...
gerçekler... gerçekler var... savaşlar var, sokakta yatan insanlar var; yersiz yurtsuz... metropol rüyasında kaybolan insanlar...
ama akordeon var, müzik var... ve yanımızdan geçen yüzlercesi dönüp bakmazken benim nacizane ilgime ve müziğini kaydetmek istememe karşın anormal şekilde sevinen bir müzisyen...
gerçekler var... türkçeyi fazla bilmeyen bir göçmen ve müziğin büyüsüne kendini kaptırmış bir adam... hiç sohbet etmesek bile çok güzel bir iletişim kurduk biz, o acılarını, ümitlerini döktü bana; ben de zevk aldığım ender şeylerden bahsettim, konuşmadan...
belki de michael haneke nin "iki insanın arasındaki en doğrudan iletişim yolu seks ve müziktir" demesinin nedeni bu...
hayaller var... belki de salt müziğe olan tutkusundan geldi istanbul a ve hayatta yapmak istediği tek şey bu, çocuğuyla mütevazi ve kendi içinde türlü güzellikler olan mutlu bir yaşam sürüyorlar...
gerçekler var... uzun süredir kendimi hiç bu kadar "hayatta" hissetmemiştim, romanyalının çaldığı doğaçlama müziği dinlerken; hüzünlü, derin...
sokak oyunu yoktur, oyun sokakta da olmalıdır...
sokak sergisi yoktur, sergi sokakta da olmalıdır...
sokak sanatı yoktur, sanat sokakta da olmalıdır...
ve esasen;
sokak hayatı yoktur,hayat sokakta akmalıdır...
ama maaleef günümüzde hayat sokaktan dışlanmakta ve sokaklar tamamen ticari faaliyetlere peşkeş çekilmekteler..."
siya siyabend
bir üst geçitten geçerken duydum gelen müziği ilkin, merdivenleri çıktığımda kızıl saçlı, zayıf yapılı bir adam gördüm akordeon çalan, yanında sekiz-on yaşlarında küçük bir kız çocuğu içinde tek bozukluk dahi olmayan plastik bir bardak tutuyordu elinde; esen rüzgarın soğukluğuna inat yukarıda tutmaya çalışıyordu bardağı üstelik, sıkılmışa benzemiyordu, adamın yüzü gülmüyordu ama, öyle içten bir doğaçlama müzik yapamazdı zaten mutlu bir insan; öyle soğukta, çocuğuyla... insanların orada yapılan sanatın bir emek, bir alın teri, çoluğun çocuğun rıskı olduğunu anlamaları için o çocuğu oraya diktirenler utansın...
- memleket neresi?
+ romanya...
romanya yı hagi yle tanıdım ben, çingene deyince akla ilk gelen isimlerden; bir de akordeon sesini duyunca hep savaş gelir aklıma... müziğe işlenen dramlar, trajediler...
kim bilir neden göçtü geldi istanbul a, neden müzisyenlik yapıyor sokakta? çocuğu neden okulda değil? anne nerede? ne yapar?
bilmiyorum... senaryo yazmak kolaydır, bir de hayaller kurmak...
hayaller... akordeon eşliğinde dans eden çingene kadınları ateşin etrafında, rengarenk giysiler, boşalmayan kadehler; bir de yüzlerden eksik olmayan gülümsemeler...
gerçekler... gerçekler var... savaşlar var, sokakta yatan insanlar var; yersiz yurtsuz... metropol rüyasında kaybolan insanlar...
ama akordeon var, müzik var... ve yanımızdan geçen yüzlercesi dönüp bakmazken benim nacizane ilgime ve müziğini kaydetmek istememe karşın anormal şekilde sevinen bir müzisyen...
gerçekler var... türkçeyi fazla bilmeyen bir göçmen ve müziğin büyüsüne kendini kaptırmış bir adam... hiç sohbet etmesek bile çok güzel bir iletişim kurduk biz, o acılarını, ümitlerini döktü bana; ben de zevk aldığım ender şeylerden bahsettim, konuşmadan...
belki de michael haneke nin "iki insanın arasındaki en doğrudan iletişim yolu seks ve müziktir" demesinin nedeni bu...
hayaller var... belki de salt müziğe olan tutkusundan geldi istanbul a ve hayatta yapmak istediği tek şey bu, çocuğuyla mütevazi ve kendi içinde türlü güzellikler olan mutlu bir yaşam sürüyorlar...
gerçekler var... uzun süredir kendimi hiç bu kadar "hayatta" hissetmemiştim, romanyalının çaldığı doğaçlama müziği dinlerken; hüzünlü, derin...
iş çıkışında çaldıkları güzel bir şarkı ile stresi biraz olsun alan kişiler.
ama adım başı olunca da sıkan kişilerdir.
ama adım başı olunca da sıkan kişilerdir.
tek başına klasik gitar çalan ve çingene hariç;her bireyine para atılması sevap-doğru ahlak sayılan bi topluluk
insanın hayat felsefesini değiştirebilecek niteliktedirler. elinize enstrumanınızı alıp "beni de alın" demek istersiniz. parayı bölüşmek istediğinizi düşünürler. üzülürsünüz.
Müziğini sokakta paylaşan müzisyenler. Buyrun, bu da sokak müzisyeni;
[http://www.youtube.com/watch?v=4WzwR3_vBM4&feature=related ]
[http://www.youtube.com/watch?v=4WzwR3_vBM4&feature=related ]
sanatın âlasını icra eden gönülleri zengin kişilerdir.
türkiye pek göremeyeceğimiz müzisyenlerdir hele bir yurtdışına gitmek gerek nasıl güzelirler nasıl kendileridirler. güzeldir dinlenilesidir.
türkiye'de sokakta görüldükleri anda uzaylı muamelesi gören müzisyenlerdir.
bir süre benim de arasında bulunduğum gruptur. her sokak müzisyeninin hayali bir gün albüm çıkarabilmektir ama bunu başarabilenlerin sayısı çok azdır. hayata dair güzel tecrübeler kazanırsınız.
güzel insanlardır genellikle.
çoğu ünlü sanatçıdan daha güzel enstrüman çalan kişi veya kişilerdir.
benim hala aralarında olduğum gruptur. albüm gibi bir hevesim yok. dostlarımızla, sarhoşlarımızla, boğaz köprümüz ile mutluyuz. bu güzel ortamı gidip sikik bir prodüktörün ellerine teslim etmek gibi bir niyetimiz yok.
Beyoğlu Belediyesi'nin artık sokaklarda "izin" almadan müzik yapmalarını yasakladığı insanlardır.
http://www.hurriyet.com.t...-sanat/haber/18503378.asp
http://www.hurriyet.com.t...-sanat/haber/18503378.asp
profesyonel hayat içerisinde amatör ruhu hatırlanmasına sebep olanlardır.
şu saatten itibaren sokak sanatının izinsiz icra edilmesinin yasaklanmasına tepki olarak içinde bulunduğum grup.
Yıllardır tek hayalim olan meslek. Sokaklarsa ağlamak istiyorum. Yalnızca gitarım ve ben olsun. Akşama kadar çalıyım seni , muzik sansınlar...
güncel Önemli Başlıklar