bugün

mel ginson'un signs filmi. izledim. çipil gözlerim masraf saydı.
şahan gökbakarın herhangi bir filmi. otobüste gözlerim yanıyordu amk.
recep ivedik serisi varken signs bir başyapıt kalıyor.

Muhtemelen ivedik'ten kötülerini de seyretmişimdir çünkü her iyi bir film için on tane kötü film çekiliyor ama düşündükçe midemi bu kadar bulandıran başka film hatırlamıyorum.
(bkz: Monty Python and the Holy Grail)

imdb puanı 8,3. git ekşiye methiyeler düzerler.

ama en ufak bir tereddüdüm yok, hayatım boyunca seyrettiğim en kötü film. daha doğrusu seyredemedim ki çok sabırlı bir sinemaseverim.

kafam basmadığı için, alt kültüre ait olduğum için, aptal olduğum için olabilir. elim ayağım titriyor aklıma geldiğinde.
The blair witch Project.
(bkz: süper ajan k9).
sinemada karambole girmiştim süper ajan k9 ilk yarı bitmeden koşarak çıktım.
(bkz: the dreamers) dün izledim gördüklerimi görmeyin diye izlemeyin.
(bkz: sabit kanca)
Bu kadar rezalet bir film izlemedim hayatımda. Çenesini embesil gibi yamultarak konuşan, komik olmayan espriler yapan bir karakter üzerine kurulmuş saçma sapan bir filmdir.
Bu listede mehmet ali erbil filmleri başı çeker.
sanırım adı köpekbalığı istilası idi. havadan yağan köpekbalığı bir esas oğlanı yutuyordu. aradan yarım saat geçince adam daha önce aynı köpekbalığının yutmuş olduğu oğlunun hoşlandığı kızla beraber elektrikli testereyle karnını deşip içinde çıkıyordu.

ben bundan daha deneysel bir film görmedim hayatımda.