bugün

Aslında hiç sevememektir sevmeyi sevmek. Perdeler açıktır, kapılar aralık. Işıklar odayı doldurur ve seni seven insanlar bir adım ötede sevilmeyi bekliyordur parıldayan gözlerle. Bir güleryüzünle mutluluk dolan yüzleri görüyorsundur onlara her bakışında. Ama sen sevemiyorsundur. Öyle bir sevemiyorsundur ki; sevemediğine üzülecek, parçalanacak ve hatta aralık kapılar ardında kapandaymışsın hissine kapılacak kadar çok seviyorsundur onları. Sevgi dolmanın ihtiraslarına duyulan özlemdir işte bu sevememek. Sevmeye duyduğun bu aşırı özlem, sana sevmeyi sevdiriyordur..
(bkz: aşka aşığım ben leyla ya değil)
önemli bir olgu. hayat öyle güzel.
"Varılacak nokta önemli değil, biz yolculuğu seviyoruz"dur.
Sevmeyi seven bu insanlar bir silüeti sever ama karakteri kendi inşa eder bilmeden tabi.. yarattığı bu bütüne hayran kalır. Çok iyi niyetli olduğundan fazla canı yanmaz. Gerçekleri farkedince kendine yeni bir silüet bulur. Sonra tekrar...
tek platonik aşıklar için geçerli olan bir durum değildir.
ben sevmeyi seviyorum, çünkü sevdikçe kendimi bir birey olarak görebiliyorum.
çünkü var oluşumuzun, insanlığın amacı bir nevi de budur. kalbimizde "sevgi" yi bulundurarak yaşayabilmek.
bazı insanlar hissettikleri duyguları yaşadıklarından daha çok sever ve benimserler.
biz aşık olmayı değil aşkı severizdir belki bu.
evet, öyledir. insanlar geçicidir kısacık ömrümüzde.
tecrübeler hislerle sabitlenir, sonra anımsatır bizlere iyiliği ya da kötülüğü!!!
güzel bir aşk romanı okurken iki aşık arasında geçen diyalogları okurken yüzünüzü istemsizce bir tebbessümün kaplaması hali.
(img:#1882535)