bugün

ergen gencin odaya kapanma sebebidir, ayrıca bu çocuklar eve gelmeden önce psikolojik hazırlık süreci geirmelidir aile bireyleri, aksi takdirde çocuk ,seri katilleğe varan bir bilinçaltının yaratıcısı olmuş olur. evlerden ırak
daha demin, koltukların kolçakları olarak tabir edilen ahşap kısımlarına, ağzından parmağı vasıtasıyla aldığı tükürükle ismini yazan tarzda çocuklardır kendileri.
"gel bakim bi sen" dedim, anası sevindi "bak ablan sana ders öğretcekmiş" dedi, aldım götürdüm mutfağa. kollarına cimdiriklerimle adımı yazdım, annesinin yanına usluca büzülürken ismimi ezber ediyordu.
vicuduna hükmetti, tükürük salgısını durdurdu sabi. hakkat çok şey öğrendi bu deneyimden, "abla sana ders öğretecekmiş" sözünü boşa çıkarmadım.
tiskinç şey..
(bkz: döv döv doyma)
evde hiç ellenmemesi gereken bir eşyayı ısrarla isteyen ve o eşyayı işaret ederek ağlarken, suratları gargamel'e benzeyen çocuklardır.
misafir çocuğu falan değil tam bir....velet. şeytanın küçüğü gibi bişey bu. bi ara evin altını üstüne getirirken inşallah bu evden cenaze çıkmadan giderler diye düşündümdü.
sürekli ağlayan ağladığı için de sussun diye her istediğini yapmak zorunda kaldığınız sümüklü, pasaklı, büyümüş de küçülmüş iğrenç bir çocuktur. sürekli odanızda bir şeyleri karıştırırken yakalarsınız onu ama misafir diye dövemezsiniz de allah o an peygamber sabrı verir.
tabağına konan her türlü pasta böreği yer, gözü doymaz bunların. azman gibi düz duvara tırmandığından mıdır nedir, gelip bir daha pasta isterler. en sevimli halinizle, gıcıklığına "ablacım kalmadı pasta. kök var yer misin?" dersiniz. burda yüzünüzün selena kıvamında olması şarttır. genelde pısar, hımpff der giderler ama cin gibi yüzünüze bakıp "ben gördüm, buzdolabında var" diyebilenleri çıkar. işte onları tuttuğunuz gibi oyun oynamaya götürün. yüzüne top atın, yanlışlıkla ayağına basın, üstüne düşün. öyle ki çocuk eve giderken harabeye dönmüş olsun. annesi "ablayla ne güzel oynadınız. bir dahakine daha erken gelelim" dediğinde ağlama krizi gelsin. bundan iyisi şamda kayısı. evet.
ikiyüzlüyüm evet.
annesi arkasını dönünce pisliğe bakar gibi bakıp hem aşağıladım o misafir çocuğunu hem de korkuttum.
hatta elimi de uzattım dövecek gibi.
çocuğunun dehşet saçan bakışlarından olacak anne dönüp baktı bana, ama karşısında tatlı tatlı gülüp, çocuğun saçını okşayan beni görünce çocuğuna yabani muamelesi yaptı.
oh olsun.
çocuğa ayrı anneye ayrı gıcığım zaten.
ya kardeşim eve hayırlı olsuna gelmişsin, bak ev yeni, eşyalar yeni...
yani temizlik hakim o evde.
iki dakika ilgilen çocuğunla. *
almış eline böreği gezerek yiyo, dökülüyo işte her yere.temizliği önemsemiyosun bari nimettir, üstüne basılır de...yok nerdee!
ben de mutfağa hazırlarım o zaman çocuğun tabağını (çocuk nerden çıktı ya, şeytan o)
ama neden mutfak?
anne yok yanında, sen ve o yalnızsınız.
dayak mı?
kesinlikle hayır.
daha kötü bir şey biliyorum.
pasta!!!
sözünü dinlemedi mi, al pastasını tabağından.
evet, kötüyüm.
bide kazık kadar çocuğu getirmezler mi, ulen evlen desen evlenmem demez o derece.
ben bilmiyorum sanki pasta yesin, sonra da defolup gitsin diye getirdiğini.
sevimlisi de ayrı dert.
(resmen çenem düştü)
aman nasıl tatlı bir bebek, eller yumuk yumuk, oh misler gibi kokuyor.
alırsın kucağına seversin, seversin, seve...
e tamam ama yeterli bu kadarı bana.
o kadar tabağı sen hazırlayacaksan, çay servisi yapacaksan sorun değil severim ben bebeği sen gidene kadar da, resmen bana iteledi bebeği.
ay bu kusuyooo diye anasına bırakıp bebeği arkana bakmadan kaçacaksın.
sonra çay, pasta, türk kahvesi vs.
unutmadan o kadar yorulcan ki, gece deliksiz bir uyku bekliyor seni.
hadi kolay gelsin.
çocuk dediğin sevimsiz olur mu?

Olur hanım abla, olur bey amca. Çocuk dediğin Boğmaklık da olur, Kapı arkasında çimdik partisinin öznesi de olur tek lafıyla oha cüce mi lan bu da dedirtir, adama kafayı da yedirtir!

garip bi şey çocukluk. "Çocuk dediğin 5 yaşından sonra gitsin evden ergenliği bitince gelsin abla" derdi kardeşim haklı lan. Dökülen süt dişleri, bi çirkinleşme, bi hayal aleminde yaşama, bi bilgiçlik, o bebeklikten çıkıp küçük kadın küçük adam halleri, bi cücük kadar aklıyla kafasının içinde kırk tane tilki dolaştırması, o kırk tilkinin de hiç birinin kuyruklarının birbirine değdirmeden manevralar yapıp adamı daraltması da cabası. Hele de misafir çocuysa vay anam vay. hayır kendi çocuğun, yeğenin, kuzenin olsa vururum kıçına kıçına (yaparım abi. Öyle gördük büyüklerden biz) da misafir çocuğuysa iş zor be usta.
o dişler sıkılır, el yanda yumruk olur, misafirin ve anne babanın görmediği yerde dili ön dişlerle ısırıp "lan kodum mu yığarım seni" hareketini yaptırtır falandır filandır. küfür etmeden küfür bombalarını içinde içinde patlatırsın...

"susadımmm beannn Susadım anneaaa" dedi bi gün bu sevimsiz.. Anneden kaş göz işaretiyle hadi kızım ilgilen bakışını yakaladım. "Az dedikodu yapta veledine bi hizmetçi tut be alla alla" nidalarıyla söverken anasına zorla kalktım. Ama kemal amcanın kızının düğününde kayınvalidesinin taktığı bileziği anında çıkarmasını ayıpladım ben de. Ayıp bozdururken ay iyi ki takmışlar diyeceksin ama. terbiyesiz. Kulağı atıp dedikodunun orta yerine gittim zorla mutfaga.

Arkamdan illaki halılara basacam diye zıplaya zıplaya geldi. (burası denizmiş meğersem nihahah) Elini mutfak tezgahının üstüne koydu gözlerini iyice belirtti, tezgahın üstündeki eskiden ve tadı muhtemelen anaların suyla açıp kola diye çocuklarına zorla içirdikleri pekmeze benzeyen asidi kaçmış bilmem kaç günlük kolayı gördü ve o kendince o soğan cücüğü boyuyla çakallık yaptı.
"kola varsa kola da içebilirim ki ben. Evet içerim. Karnım kola istedi"
Sabırrr...
"aaa çocuklar kola içmez ki özgecim. miden delinir sonra hasta olursun"
"mide mi? Ehe. annem dolaptan çıkarıp veriyo bana evde kola. içiyorum ki ben kola. Karnım ağrımıyo ki hiç"
"al iç o zaman poff"
"nuko teyze sen deli misin?"
"değilim, teyze de değilim ben"
"bence aynı bizim ordaki deli teyzeye benziyosun sen oha ne o yerdeki?"
"Halı"
" eheh o nasıl halı bizim evdeki halılar öyle değil ki"
"Poffff bela mı mısın lan?( iç ses kibarimdır) peluş gibi bişi işte."
"peluş mu ehe. ohaaaa ayı mı ki o peluş olsun"
"Hayır koyun aq" ( zıvanadan çıkıyorum evet.)
"Ohaaaa koyunu kesip halı mı yaptınız"

Anlat hadi. Bu çocuğa gel de yerdekinin ifil ifil bastın mı yumuşacık olan halının ne olduğunu anlat. anlatamazsın! 1500 tane neden niçin niye ki soruları gelir ardından. sana da Daralar gelir, boğulursun. Alnının ortasında 3. göz kıvamında sivilce çıkar kabuğuna çekilmek istersin"

"Sizin ev markete ne kadar yakın di mi"
"hıı evet apartmanın altında"
"ohaaa benim canım da cips istedi ki"

Ene senin dökük dişlerinin pembeliğine ben. B.kyiyen çocuk dedik çakal karlosun soyundan çıktı. Markete çok mu yakınmış da canı da cips istemiş de. Bak bak alakaya bak, Olayı bağladığı yere bak. Manevradaki ustalığa bak, kabiliyete bak! Tebrik etmek istedim bu amaze zeka küpünü yalayıp yutmuş veledi. Gel yanıma dedim; "ben gelmeyi bilmiyorum ki" dedi.

En son odam çekilirken ben, "anneee içerdeki teyze koyunu kesmiş ve o na halı dedi ehehe" dediğini duydum. Her şeyi başa sardık. arka fonda dipteyim sondayım menopozdayım diye bi ses gerisini hatırlamıyorum bayılmışım...
evden kovmak istenen, her şeyi didik didik eden çocuklar.
nefretlik olurlar helede annenin hadi x ablanın, y abinin odası git beraber oturun sana bilgisayardan oyun açsın sen de sıkılma demesiyle ev sahibi kişisinin çileden çıkma halidir.
Kabus gibidir, bir de ruh haliniz sıkkınsa zaten hepten katlanılmaz olurlar.
tutup bikaç tanesini balkondan atsan ibret olsa diye düşünmeden edemiyo insan. *