bugün

gizlidir. bilinmez o an.
sıcacık bedenini saran kollarınız, ensesinden parfümünün kokusunu alan burnunuz ondan uzaklaşıp da karşısına dikilip tekrar ona bakmaya devam ettiğinizde içinizde hala sarılmanın verdiği huzur kalır. sonra gece biter, evlerinize çekilirsiniz. sonra bir şeyler olur bi de bakmışsınız ki aradan aylar geçmiş. hala sigaranız onsuz yanarken ona son defa sarıldığınız o köşebaşı gelir aklınıza. ne olduğunu nasıl bu kadar zamanın geçtiğini nasıl bu hale geldiğinizi anlayamazsınız. zaten sigaranız da söner kültablasında öyle kendi başına. siz sadece anılarda yaşarsınız artık o huzuru...
hiç bırakmak istememek gibi ilginç hisleri de yaşatır. artık aynı elin elinize dokunmayacağı hissine kapılmak daha da öte gidip başka elleri tutacağı düşüncesinin kafaniza ok gibi saplandığı dakikalar da ardı sıra takip eder bu sarılmayı. oysa ki henüz teninize temas etmeyen fakat hayallerinizde gelecek diye adlandırdığınız günlerinizin gözlerinizden sıvı hale gelmesi için yeterli bi an olacaktır. olayı istemesenizde dramatikleştirmek zorunda kalırsınız. tabi size kız mı erkek mi yok diye aptalca düşüncelerle o güne getiren aklınıza lanet etmenizi gerektiren bir veda yaşayabilirsiniz bu olay sonrasında. yani demem o ki sevgiliye hep son sefer sarılır gibi sarılın. sevgili gitmezse de zaman gider...
sarılmamayı tercih ettiğim konudur neticeye etkisi olmayacağı bakımından .

acının daha fazlasına sarılmanın ne alemi var .

allah kimseye bu acıları yaşatmasın zira dünya misket kadar oluyor ve bir süre hayalet moduna giriyorsunuz .

bu tip risklerin olduğunu bilerek ilişkiye başlamak kişinin kendisi için hayırlı olacağı düşüncesindeyim .

balonu patlaya bileceğini göz önünde bulundurarak sevmek gibi örnekle .

hatta göz önünden ayırmamak mümkünse .
Son olduğu bilinmez genelde.