bugün

alıpta beğenmemesi var bide...
romantik bir eylem.
Her bulusmamizda illa ona birseyler alip gotururdum eski sevgilime o da mahcup olurdu hediyeler icin. Mutlu olsun diye ugrasirdim hep ama olmadi.
ayrılınca deli gibi pişman olmaktır.
Çok severim, almak hazırlamak,benden bişeyler katmak.. gönderdiğim hediye gidene kadar heyecandan çatlarım. Bahsederken utanırım..
çok zor bir seçim. ayrıca hediye niye alıyorum. söyle istediğini alayım. niye ben strese giriyorum? eskiden sorardık ne alayım diye bir şeyler söylenirdi, şimdi ise kimsenin bir fikri yok. lütfen hediye zamanı ne istediğini açık bir mesaj ile belirtin arkadaşlar.
Bu konuda Sorun yasayan erkek arkaslar varsa victoria's secret der gecerim.

Eger yeniyseniz parfum, yok asmissaniz mevzulari, don falan alin gitsin amk...
Öyle sıradan ilişkilerse çok çok özel şeyler yapılmamalı ki özel şeyler sıradanlaşmasın.
Sevgili kızsa kolaydır. Ama erkekse zorlayabilir. Malum erkkeeeeek bu.
Büyük problem. Tabanca almayı düşünüyorum. Dıkşın Dıkşın.
görsel
Kullanışlı ve sağlam hediyeler olmalı yıllar geçse bile göz ardı edilmeyecek bir şey olmalı.
Sevgilinin zevklerini tam olarak öğrenmeden girişilmemesi gereken olay. Sonra karşınızda mecburiyetten sağol cnm ya diyerek zoraki gülümseyen bir surat görünce üzülürsünüz.

(bkz: böyle şeylere gerek yok Mike)
keşke düşündüğüm hediyeyi verme fırsatım olsaydı diye iç acıtan başlık.
Doldur viskimi sebastian.
bir kişinin sevgilisine, sevgililer gününde ya da özel günlerde ya da onun beklemediği bir anda, hoşlandığı, ilgisini çekecek, sıradan olmayan, ilginç bir hediye almasıdır. ayrıca sevgiliye-hediye. com’dan keyifle yapılabilecek olan eylemdir.
Pahalı bir şey almamak gerekir,çünkü yarın öbür gün ayrılınca geri verme ihtimali yüksektir.ondan sonra bu hediye bir sonraki sevgiliye verilir, bu döngü böyle devam eder.
başlı başına bir sorun teşkil eden eylem. kız ve erkek arasında da çok büyk farklar vardır. gerek hediye alımı gerek hediye verimi gerekse beğenilme kısmı tamamen farklıdır.

kız için erkeğin hediye alması kız için "ya fiyatı önemli değil" şeklinde aktarılsa da aslında tamamen fiyat üzerine kuruludur. kendi çiçek bahçenizden çiçekçi gibi bir demet yapsanız bile çiçekçiden para verip aldığınız çiçekler daha değerlidir. halbuki sorsanız emek verdiğin şeyler daha önemli derler.

diğer bir husus ise hediye beğenme sorunu.

misal:

e: canım bunu sana aldım, umarım beğenirsin.
k: canım aşkım çok teşekkür ederim. (hediye açılır)
E: nasıl? beğendin mi?
K: ya bu enine çizgili.
e: nasıl yani.
k: ya bu kilolu gösterir.
e: ben sana çok yakıştırmıştım.
k: ya hiç zevkimi bilmiyorsun, off yaaaa.

ama hediye alan erkek olduğunda.

k: aşkııım sana hediye aldım.
e: ne gerek vardı canım, çok teşekkür ederim. (hediye açılır)
k: nasıl beğendin mi?
e: çok güzel aşkım, çok teşekkür ederim. renkleri de çok şeymiş. şey. sarı kırmızı.
k: ne güzel işte aşkım, giy bir sana çok yakışacak.
e: tamam aşkım sonra giyeyim ben bunu.
k: beğenmedin sen bunu.
E: yok aşkım gerçekten çok güzel, teşekkür ederim.
k: yok yok sen beğenmedin.
e: vallahi beğendim
K: giymiyorsun ama beğenmedin sen.
E: ya beğendim diyorum gerçekten beğendim.
k: ya bir hediye alıyorum onu bile beğenmiyorsun. off ya!

gibi. devam edebilir. ulan fenerli adama sarı kırmızı hediye alıp trip atan Kezbanlar var amk. bu gözler bunu da gördü.
düşünülmüşse en güzel harekettir.
sırf, doğum günü yılbaşı ya da sevgililer günü diye hediye almak, zorunlu almaktan başka bir şey değildir.
bir kağıt parçası bile hediye olabilir, düşünülmüşse.
Çokkk zor bir şey. Hele de ilişkinin uzun bir mazisi yoksa ve karşıdaki insan çok ayrıntılı olarak tanınmıyorsa. Kendi zevkine göre alsan olmaz, karşıdakinin ne seveceğini kestiremezsin, hiçbir şey yeterince güzel ve özel gelmez, hepsi çok sıradandır... zaten hediye almak başlı başına zor bir işkence sevgileye alınan hediye daha bir zordur. en iyisi ondan istek listesi alıp seçim yapmak
araba almayı bir kenara koyarsak... hoş olmayandır. nasıl hoş olmaz? evet lisede, üniversite'de aldık, keyifliydi. o zaman onu gerektiriyordu, iki binli yılların başında bir gümüş künye modası vardı mesela. şimdi alsan olur mu? adama gülerler... o vakitler erkekler için güzel bir hediyeydi. ama küçüktün, küçüktük. yaş aldıkça bu durumdan rahatsızlık duymaya başladım. hani karşımdaki kişinin bu özel gün, kesinlikle iyi bir şey almalıyım fikriyle boğulması hoşuma gitmez oldu. aynı şey benim içinde geçerli, neden özel gün diye kendimi zorlamalıyım? bunlar kapitalizmin haydası huydası demeyeceğim, sadece içten gelmiyor. içten gelmeyince de eğreti duruyor. onun yerine özel günü, özel kılacak tavrı takınsan, ne bileyim hadi hayatım kalk yemeye gidelim, hadi çay içelim desen, bir dilim pasta yesen daha keyifli. bunun makuliyetle ilgisi de yok, sadece daha sıcak. hani bir şey eksiktir, ya da istiyordur kadın/erkek gider alırsın o ayrı. ama bugün evlilik yıldönümümüz ve ben sana 500 liralık çanta almak istedim demek hoş olmuyor. ne kadar kazanırsan kazan. maddi şeyler ne kadar çoğalırsa duygu o kadar azalır, bir de zorunluluk eklenirse o ilişkiden artık hayır gelmez.

bunu erkeklere dayatmamalı, hani cidden bir çiçek bari alsın dememeli. bırak içinden gelmiyorsa almasın. zorla sevgi mi gösterilir? yemişim öyle çiçeği, hediyeyi zorladıktan sonra. arada aşk yoksa neylesin leyla araba'yı? di mi? di...

zorlamak yerine yol verin, baktınız olmuyor en iyisi sen selamet ben selamet diyin. diyin ki adam olsun eşşoğlu, azcık hissetsin!
arabaları seviyorsa model araba alınabilir örneğin; gayet hoşlarına gider. ya da sevdikleri filmin oyuncağı, maketi vs olabilir.
alınca ne gerek vardı der, almayınca seninde bir gerekliliğin kalmaz.
onun en beğeneceği, en beğenerek kullanacağı, yüzünde hep tatlı bir tebessüm bırakacak hediyeyi almak kadar insana huz veren bi şey var mıdır? o sizin sevgilinizdir, sizin aldığınız bir hediyeyi kullanması, her kullanışta sizi hatırlamısını sağlamış olmanız büyük başarıdır ve bu çok hoşunuza gider.
''biz de bilirdik,
yare, menekşe almasını,
lakin dostlar açtı,
yedik menekşe parasını.''
(bkz: sevgiliye hediye alıp da veremeden ayrılmak)