bugün

ne yazık ki gitgide çoğalan yapay birliktelik durumudur.

önce o arasın, ben hemen mesaj atarsam çok hevesli görünürüm soğur benden, ilgilenmiyormuş gibi yapayım da değerim artsın gibi lafları kullanıyorsanız üzgünüm ama siz de bu gruptansınız ve gerçek bir çift değilsiniz.

etrafımdaki insanlara bakıyorum da sürekli planlı hareket etmeler, taktikler çabalar filan. çok zeki sanıyorlar kendilerini. ne komik lan. sevgilin o senin koşullara göre mi sevecek seni. iki mesaj atınca senden soğuyacaksa ilgilendin diye sana olan ilgisi azalacaksa zaten o ilişki olmamış demektir.
ilişkide doğallık, samimiyet bunlar önemli şeyler.

yhaa ben çok ilgiye gelemiyorum ben de bağlanma problemi var soğuyorum biliyo musun össge diyosa da siktir edcen kardeş *.
strateji açısından olumlu, duygusal açıdan olumsuz etkileri vardır. kaçınılmaz olan ise, elinizdeki bütün taktikleri tüketip düşmanınızı köşeye sıkıştırdığınızda, onun sevdiğiniz insan olduğunu fark etmenizdir. lakin iş işten geçmiştir...
ne büyük yanilgidir. ama böyle yapmak lazım sanırım yoksa mutlu olunmuyor. herkes hesap kitap içinde yaşıyor iliskisini. hesapsiz kitapsiz seveyim dedim, olduğum gibi olayım, dümdüz olayim dedim olmadi. ne soyledigime degil de ona göre ne demek ona bakti. ben kararliyim savasmicam.
kendin olamamaktır kesinlikle. ve çevremdeki insanların %90 ı bu gruba giriyor. sadece sevgilileri ile değil arkadaşları ile aralarında bile öyleler. hani 'ben siklemiyorum dünyayı' gibisiden hareketler.
tAKTiK DANIŞMAN OLARAK aYKUT kOCAMAN'IN SEÇiLMESi HALiNDE KARŞI TARAF ARAMADAN ASLA KiMSE ARANMAYACAK VE BUNUN DOĞAL SONUCU OLARAK OSBiRE DEVAM EDiLECEKTiR.
bitmesin diye maymun olmak, ilgiyi bile kısıtlamaktır. öyle sürecekse sürmesin, istemez.
günümüz yapay aşklarının sonucudur.
ünlü ozan leonard ın söylediği gibi; love is not a victory march.
gerçekten aşık olduğunuz zaman isteseniz de yapamadığınız durumdur.

üniversitedeki ilk yıllarımda bir kıza aşık oldum. daha doğrusu olduğumu sandım. bir kaç ayda o kadar hızlı ilerledi ki her şey, bir baktım ki kız benim yerime planlar yapıyor. mezun olduğum vakit çalışacağım yerleri ayarlıyor, hangi şehirde yaşayacağıma karar veriyor bilmem ne. ben ezdirir miyim kendimi? çektim resti. dedim ki "planlarını bensiz yap, ben sana benim gittiğim her yere gel diyor muyum ki sen benden böyle bir şey istiyorsun?" haklıydım da tabi. o kıza çıkma teklifi de etmemiştim mesela. çünkü teklif yapan kişinin her zaman aciz duruma düştüğüne inanmışımdır. düşünsene, bir kıza gidip "seni seviyorum" diyorsun. aşkını belli ediyorsun. o kıza bütün kartlarını gösteriyorsun ve kaderini resmen ona teslim ediyorsun. böyle saçmalık olur mu?

ama oluyor işte. seneler sonra bir kıza aşık olduğumu anladım. başta kabul edesim gelmedi ama evet. kendimi yapayalnız hissettiğim bir dönemde, öz annemle babamla bile konuşurken içimin daraldığı, bunaldığım, arkadaşlarımla gezerken tozarken bile ruh gibi ortalıkta dolandığım bir dönemde, bu kızın yanındayken kendimi mutlu hissediyordum. onunla konuşmak, sesini duymak beni mutlu ediyordu. şimdi o kız için hayatımda başka hiç kimse için yapmadığım şeyleri yaparım. bir teşekkür bile beklemem. mutlu olsun yeter benim için. ben onun için en büyük aptallığı yaptım. ve şu an dünyada en çok istediğim şey, çıkıp karşısına: "seni seviyorum, sana aşığım. al bu yürek de senindir. eğer ki hislerim karşılıksızsa da öyle olsun. ben yine de senden başkasına aşık olamayacağım" diyebilmektir biliyor musun? ne taktiği, ne aklı, ne mantığı? akıllı adam aşık olmaz ki.
akıl karı değildir ama şu da var... bodoslama dalıp tüm zamanını onla geçirirsen, kendini anne-babası zannedip onun tüm ihtiyaçlarını karşılamaya kalkarsan, tüm enerjini ve zamanını ona harcarsan o zaman bitersin işte... er ya da geç soğur senden. biraz mantıklı hareket etmek lazım. tabii aşkın içinde ne kadar mantık olabiliyorsa...
kadınlardan soğuma sebebidir.
genelde bayanların görüşüdür. halbuki taktikle falan uğraşmayı gerektirmez. yapılacak en mantıklı şey oluruna bırakmaktır. zaten sevgiliniz sizi seviyorsa taktik kullanmanız gereken şeyleri yapmaz. sevmiyorsada hiiiiç mi hiç uğraşılmadan kapının yolu gösterilmelidir.
bütün saflar bu başlıkta toplanmış. cık cık.
ayrılmayı henüz baştan kabul etmiş çift zannı, yanılgısı.
malesef öyle, ilişkide kadın mı yoksa erkek mi bir tık önde olacak onu belirleme adına yapılan taktik savaşıdır.
Bir taktik savaşı olmasa da, yatırımdır aşk ilişkisi. Zaman yatırırsınız, emek yatırırsınız, özsaygı yatırırsınız ve karşılığında mutluluk beklersiniz. Mutluluğun gelmeyeceğini sezinlediğinizde de, derhal hisselerinizi geri alarak başka yatırım olanakları ararsınız.
maalesef böyle bir şey vardır hakket. alttan alınca başının etini yerler, sert çıkışınca üzülüp kırılırlar, hiçbir bok yapmayınca hiçbir bok yapmıyorsun derler, her boka karışınca her boka karışma derler. oğlum eyc of empayrıs bile daha kolay lan. mancınık ilen yardır gitsin. ne uğraşcaksın okçusuynan bokçusuynan. bu taktik meselesini aşmak istiyorsanız bir tavsiyede bulunayım. iki kaşı bir burnu olan herkesle sevgili olmayın işte. bekleyin, sabredin, uğraşmayın, sakin kalın, illa bir sevgilim olsun demeyin, yalnız kalın yıllarca belki, ama birisi olsun da kim olursa olsun demeyin. vallahi çok kötü bir şey lan o. en sonunda kafana uyan biri çıkınca hiç bu taktik savaşına gerek kalmayacak zaten. o anlayışlı olacak, sen anlayışlı olacaksın. o seni senden daha çok sevecek, sen onu ondan daha çok seveceksin. terazi dengelenecek. ama acele edince işte, böyle salaklıklar oluyor. zaman da önemli tabi. belli bir zamandan sonra taktiğe falan gerek yok. 3-5-2'de oynatsan, 4-4-2'de oynatsan o maçı kaybetmezsin.
sezon öncesi hazırlık maçlarını fazla tutmak lazım takım otursun, alışsın taktiğe. tabii pozisyonlara uygun özellikli adamları yerleştirmek de önemli.
yapilan en buyuk yanlislardan biridir.

sevgi- sevgililik yapilan bir sey degil,
olunan bir seydir.
Bu durumda Sevgililiği belki devam Ettirebilirsiniz ama sevginin ve saygının biteceği kesindir.
benim egom senin egonu döver üslubuyla yaklaşılıyor. böyle olunca mutsuzluğu çok uzakta aramamak demek.
(bkz: kazanamazsın bir ton da dayak yersin)