doğru kişi sanılan kişinin, aslında yanlışın ta kendisi olduğunun anlaşıldığı zamanda söylenmesi yerinde olan söz kümesidir.

(bkz: yanlış adama aşık olmak)

(bkz: doğru kişiyi bulduğunu sanmak)

Gözünde kaldı yaş. Bir cümle oluk oluk akıtırken yaşları bir cümle kuruturdu. Yüreğinde kaldı sevda. Sevilmemiş, ama sevmeye bir dokunuş kadar yakın. Yanlış bir yürek yanlış bir aşka gebe kaldı. Muhtemeldi tabi, imkânsız değil sadece "o değildi".

Sevmeye başlayınca. Boyut değiştirdi zaman, hayat. Sabah yalnız uyandığı yatak bile iki kat sıcaktı. Son düşündüğü ilk aklına gelen o olurdu. Ağlamamayı onun yanında erdem bilirdi. O bilmezdi ama o ne zaman baksa göz bebekleri ağlardı, o bilmez; Ellerine dokununca yüreği dümdüz bir güzde karların içinde yanar kavrulurdu. Ona "git" denildi "kalmak istiyorum" dedi. Niyeti kötü değildi sadece sevmek istedi ama o "o değildi" bilemedi. O sadece sevmek istemişti. ilk kez birinin ilki olmak onu mutlu eder sanmıştı. Hâlbuki sordu o kadar müsait misin diye. Dedim ya yanlış yürek aşka gebe kaldı.

Kimsenin suçu yok ki sadece o "o değildi". Yüreği yanlış anlamış. Kalbi sevmenin yeteceğini sanmış. Gözleri yanılmış onun yanında ağlamamak erdem değilmiş. Gözbebekleri meğer ezelden beri ağlarmış. Yatağın soğuk olması kıştanmış. Şimdiki gözyaşların sebebi klasik bir yalan işte, toz; O sandı pardon. Yanıldı, yanılmak istedi belki. Hastalıklı bir saplantı bile denilebilirdi. Git denildiğinde kalınır mıydı hiç. Ama kalınmazsa bu nasıl bir sevgi olurdu. Hele de kör kütük sarhoş ise kalp. isyanlardaydı bir kere kavaklar, yeller, meltemler. Muson rüzgârları esip alizelerde kalsa da gençlik tadını çıkarıp kovulana kadar kapısındaydı sevdanın. Bir daha nasıl bulur bu ten 17sini. Kovuldu hem de bağıra çağıra ama kımıldamadı kapının önünden. Bir gün diyordu bir gün sevecek. Oysa sevmeyecekti. "o sandığı" için kapısındaydı. Sonunda pes etti ev sahibi tamam dedi otur kapının önünde zaman zaman ona yemek getiriyordu. Tam sevilecekti yürek. Yolandan geçenler rahatsız etmeye başladı. Kaldırmaya çalıştılar. Kimseyi ilgilendirmiyordu yüreğin oturduğu yer ama herkes sokmuştu bir kez burnunu. Bir gün yürek oturduğu yerden yoldan geçenler tarafından yaka paça kaldırıldı. Yürek camdan içeri baktı ki içerde ev sahibin hemen yanında bir yürek oturmakta.

Şimdi daha net anlıyordu "o değildi". Peki, neden getirdi yemekleri. Neden ona anlattı günlerini neden dinledi. NEDEN&; evini hiç göstermedi ev sahibi, bu yüzdendi demek.

Yürek gövdesinde bir sıcaklık hisseti. Baktı ki kanlar içinde. Aşırı kan kaybı vardı ama bu aşırı üzüntü, kahır hali öldürürdü yüreği. Kan ağladı bir süre. Bir ihtimal olur ya ben buradayım dedi. Biraz daha bekledi kan revan için kapının önünde. Sonra zaman geldi. Hadi dedi gidiyoruz. Yürek de biliyordu artık o "o değildi" . Son kez çaldı kapıyı. Ev sahibi tarafından açıldı kapı. Yürek daha fazla zayiata vermek istemedi. " özür dilerim SENi O SANMIŞTIM" dedi. Ev sahibi kandan revandan bu rahatını bozan yürekten sıkılmış. "DEFOL" dedi. Ve zaman tarafından kimsenin bilmediği bir yere götürüldü yürek;

Yürek; yaşadıklarında hissettiklerin utanmıyor, yaşatılanlardan duydukların utanıyor. Utanç kanıyor anıları. Nasıl bir yerde ziyan olmuş ilki, nasıl ziyan etmiş yüreğini. Pişman değil ama yazık oldu işte sevdasına.

Ev sahibi hakkında da pek bir şey bilinmiyor artık. Tek bilinen kapının önündeki kan lekeleri hiç çıkmamış. Yürek öyle işinden akıtmış ki kanı kan hiç çıkmamış kaldırımdan. Gidin bakın hala o kaldırımda, o kapının önünde duruyor, nişan gibi
-seni o sanmıstım
+kim
-seri eksi oy veren ibne, gozundekı morluk icin uzugunum *
(bkz: çamlak çömlek patladı)
hep istemiştim
başımı omzuna yaslayacağım bir insan
ona ağlayıp
onunla gülmek
onunla doyup
ona açıkıp
ona susayıp
onunla bakmak
onunla görmek
her yere gitmek
herşeyi öğrenmek
aşka doymadan
mutsuz olmadan
beraber yaşayıp
beraber ölmek istemiştim

seni o sanmıştım
ne kadar da gençtim
masum ve güzeldim
şimdi çok yalnızım
seni o saamıştım
ne kadar da gençtim
senelerimi çaldın
şimdi çok yalnızım

en iyi seni o sanmıştım yıldız tilbenin seni o sanmıştımıdır.
(bkz: sözlerini de yazayım tam olsun)

hep istemiştim;
başımı omzuna yaslayacağım bir insan
ona ağlayıp, onunla gülmek
onunla doyup, ona acıkıp ona susayıp
onunla bakmak, onunla görmek
heryere gitmek, herşeyi öğrenmek..

aşka doymadan
mutsuz olmadan
beraber yaşayıp
beraber ölmek istemiştim.

seni o sanmıştım
ne kadar da gençtim
masum ve güzedim
şimdi çok yalnızım..

ellerin vardı, dokunmak için yandığım
gözlerin vardı, bakmak için delirdiğim
yüreğin vardı aşk için, olmadı..

önce farklıydık
aşkla bağlıydık
sevişirken ağlardık
sonra hep yalnız ağladım
beraberdik ama yoktuk!

seni o sanmıştım
ne kadar da gençtim
senelerim gitti
şimdi çok yalnızım..
sanmakla olmak arasındaki acı farkı damardan hissettiren şarkı...
Pişmanlık, hüzün ve çaresizliğin iç içe olduğu şarkı. Ama yapacak pek bir şey yok gibi..
- seni o sanmıstım.
* lütfen zorlastırma istersen faik.
- yok ya lisede bi kız vardı aynı sen.
* ne diyosun be
- bu kadar olur ama.
* ne karaktersizmişsin ıy.
- hastaydım ama..
bu kadar konuşur gibi söylenen bir şarkı daha görülmemiştir. hayır biraz hareket katın bari.
seni o sanmıştım
ne kadar da gençtim
masum ve güzeldim
şimdi çok yalnızım
seni o saamıştım
ne kadar da gençtim
senelerimi çaldın
şimdi çok yalnızım.
türkiyede sıkca karsılasan bi durumdur. (bkz: pardon filmi)
--spoiler--
yıldız tilbe'nin "seni o sanmıştım, ne kadar da gençtim, masum ve güzeldim..." diyen bi şarkısının olması. yıldız tilbe'nin haklı olması... senin o olmaman, aslında yıldız'ın da masum ve güzel olmaması, ama ona rağmen haklı olması... tühef.
--spoiler--

rabarabara adlı kullanıcının facebook sayfasında durumu özetlediği şarkıdır.
bu şarkıyı ne zaman dinlesem ağlayasım gelir, bir sigara yakarım.
ellerin vardı dokunmak için yandığım
gözlerin vardı bakmak için delirdiğim
yüreğin vardı aşk için, olmadı.
aslında hala ona aşık olmak.
sigara yaktıran şarkılardan.
https://www.youtube.com/watch?v=GO3E6KNCyho