bugün

elem verici garabet içinde sürünmektir.

şimdi arkadaş,

futbolun ilk doğduğu yıllarda ne televizyon var, ne bilgisayar var, ne de bu benzeri akıllı telefonlar vs,vs var. adamlar n'apcak, ya kahvede dumanaltı olacaklar ya da stadyumlara, hipodrumlara doluşup zaman geçirecekler. e tabi böyle olunca da tribünleri dolduran insanlarda elbette takımlara karşı bir hayranlık uyanıyor. bi taraftarlık vaziyeti oluşuyor tabi.

şimdi öyle mi?

zilyon tane sosyal platform, iç gıdıklayıcı teknolojik ürün var elimizin altında. aç tv yi film seyret, aç ps yi football manager oyna ne bileyim, aç telefonu milleti gıdıkla, taraftarlık da neymiş? hele şu bi futbol takımı için birbirini kesenler var ya, onlara tüm kılım zaten. elime verseler susuz, sabunsuz zikerim, o kadar.
1014 yılında olmaktan daha iyi bir durumdur. teknolojinin sayesinde en azından şike yapanları gayet net öğrenebiliyoruz ve mahkemede ceza aldırabiliyoruz.
para babasının kara para akladığı bir kuruma aptalca bağlanmaktır.
(bkz: aidiyet)
o kadar meşekkat varken zaten ilgilenemediğimden, gerçekliğini kendiliğinden sağlamış alaycı ifade.
ılık olmayan insanlar, bide bunların ılıkları var, yani taraftar olmayanları.
aptallıktır.

oysa ki ne güzel hobiler var. yapsanıza koduklarım...
bütün gün caddede karı-kız kovalamak,
bonzai,esrar minimum bütün maddeleri kullanmak vb. şeyler varken taraftarlığa sallayan zihniyeti anlamak mümkün olmasa heralde.
dünyada insanların en büyük hobisi olan 'taraf olmak' fiilini küçümseyen insanlar da varmış demek ki.
içinde dışarıya ne şekilde atacağını bilemediği enerjiyi en kolay yoldan bulan insan durumudur. Düşünmeye, iş yapmaya, çalışmaya ve emek harcamaya gerek yoktur. Hönkürmen kafidir.