bugün
- şarap içip entry girmek8
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar11
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz17
- icardi190513
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- galatasaray30
- ali koç12
- kocaeli de ders basan veli9
- hadise'nin külotla marş söylemesi27
- allah neye benzer14
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi22
- fenerbahçe30
- albay kemal11
- fenerbahçe taraftarı13
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar10
- anın görüntüsü10
- bütün pitbullar uyutulmalı17
- son 22 yılın özeti12
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- sinovac mı biontech mı12
- sözlük yazarlarına acı ama gerçek bir şey söyle9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- kulaklığını paylaşan erkek cuckold mudur8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fettullah gülen'in ölmesi16
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi19
- bu gece intihar edeceğim47
- ateist ve deistler bunu açıklasın12
- karısının onlyfans açmasına izin veren erkek11
- düğün yapmak akıl dışıdır11
- allah intikam sahibidir15
- fenerbahçe amblemindeki ot11
- kur an çevirisi yapmanın haram olması34
- mauro icardi23
- ülkemde başı açık tavuk is te mi yo rum8
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen15
- dilan dere ile evlenmek11
- müslümanların anadili arapçadır13
- sevgiliyle uyumak13
- kadın vücudunun olağanüstü bir tasarım olması8
- emre belözoğlu15
- sözlüğün en iyi yazarı olmak11
- mert hakan yandaş16
- abberrline9
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray17
- israil'in refahta sivil çadırlarını vurmasi27
- fenerbahçe'nin gs'nin balonunu patlatmış olması20
- astrolog meral güven20
- galatasaray ın verilmeyen penaltısı9
en büyük endişe kaynaklarımızdan biri de eğitim meselesidir. bunu yeni bakan, eski bakan, daha eski bakan demeden konuşmamız lazım.
bazen eğitimcilerle karşılaşıyorum.
geçen gün bir kıdemli müfettişle laflıyorduk. koskoca müfettiş benim gibi bir vasıfsız elemanla ne konuşur?
havadan sudan.
derken bir gaflette bulundu: halkın cehaletinden, kaba saba davranışlarından yakınmaya başladı.
benim normal olarak kendimi bu yakınılan cahil halktan ayırarak onu onaylamam gerekiyordu. ama dolmuşum demek:
"100 senedir halkını eğitemeyen bir eğitim sistemini sorgulayacağımıza, eğitemediğimiz halkın eğitimsizliğinden yakınıyoruz."
biraz bozuldu. ben de kendimi durduramadım:
"çocuğa okulda değerler eğitimi verilemiyor.
çocuk ailesinden ve çevresinden hangi değerleri alırsa ona göre şekilleniyor.
okulu sevmiyor. okul ona hayatın zıddı gibi görünüyor.
orada haylazlık yapabildiği kadar mutlu oluyor, yaşadığını hissediyor.
verilen eğitimi tam alan bir zümre ise kendi toplumuna, ülkesine düşman oluyor. fırsatını bulup kaçmak için kıvranmaya başlıyor.
ülkenin en iyi okulları (lise ve üniversiteleri) göçmen kaçakçısı gibi çalışıyor; dışarıya mamul madde halinde iyi eğitilmiş, kalifiye eleman yetiştiriyor.
geriye eğitilememiş ve ülkeden kaçamamış olanlar kalıyor.
onlara bakınca biz de aman ne kötü şeyler, ne cahiller diyoruz.
bu olur mu?
halkını eğitemeyen, nasıl eğiteceğini de bilmeyen bir eğitim sistemi olur mu?"
kıdemli müfettiş bir müddet dinledi.
lafın kötüye varacağını anlayınca kesmeye çalıştı.
ben durmadan, aşağı yukarı bunları söyledim. geçmişte farklı zamanlarda bu konuları hem gözleme, hem düşünme imkânı bulduğum için, konuşmaya kalkınca su gibi gitti.
sustuğumda müfettiş içinden yarabbi şükür der gibi baktı. hiçbir yorum yapmadı. hemen de ağırlığını koyarak lafı değiştirdi.
ona göre, bu mevzular bizim -hele benim gibi sade bir vatandaşın- konuşacağı şeyler değildi.
bu ülke büyük bir ülkeydi, her şeyin bir yetkilisi vardı ve yetkililerimiz günü gelince her müşkülü çözerlerdi.
bize düşen sadece onları oylarımız ve alkışlarımızla desteklemek, ama hiç karşı gelmemek, hiç eleştirmemekti.
müfettiş de böyle eğitilmişti ve bu kadar biliyordu: büyüklerimizi saymak, küçüklerimizi sevmek!
ama bu şekilde bir yere varamayız. diyeceksiniz: çok şey değişti ve değişiyor.
mesela birkaç yüz senedir hocalar öğrencileri dayakla adam etmeye çalışıyordu. şimdi bu kalktı. eğitimcilerimiz finlandiya modelini, danimarka modelini çalışıyorlar.
proje okullarımızda bu modelleri hayata geçiriyoruz.
ben de derim ki: değişen sadece kabuk, öz değil.
eskiden hocalar öğrencileri dövüyordu, şimdi öğrenci velileri ve akrabaları hocalara meydan dayağı atıyor.
bu bir gelişme sayılmaz.
ister finlandiya modeline geç, ister hollanda modeline. mesele model değil Mesele ruh.
eğitimin bir ruhu olmaması, bu ruhun topluma geçmemesi, çocuğun ve gencin bir değerler kargaşası içinde kaybolması, eğitimin toplumda bir karşılığı olmaması, eğitimli kişinin eğitimsizin ayakları altında bırakılması ve eğitimin çoğunun bir vakit kaybı olması vs.
tahlil'in şahaneliği... yazar, selim gürselgil farkıyla!
bazen eğitimcilerle karşılaşıyorum.
geçen gün bir kıdemli müfettişle laflıyorduk. koskoca müfettiş benim gibi bir vasıfsız elemanla ne konuşur?
havadan sudan.
derken bir gaflette bulundu: halkın cehaletinden, kaba saba davranışlarından yakınmaya başladı.
benim normal olarak kendimi bu yakınılan cahil halktan ayırarak onu onaylamam gerekiyordu. ama dolmuşum demek:
"100 senedir halkını eğitemeyen bir eğitim sistemini sorgulayacağımıza, eğitemediğimiz halkın eğitimsizliğinden yakınıyoruz."
biraz bozuldu. ben de kendimi durduramadım:
"çocuğa okulda değerler eğitimi verilemiyor.
çocuk ailesinden ve çevresinden hangi değerleri alırsa ona göre şekilleniyor.
okulu sevmiyor. okul ona hayatın zıddı gibi görünüyor.
orada haylazlık yapabildiği kadar mutlu oluyor, yaşadığını hissediyor.
verilen eğitimi tam alan bir zümre ise kendi toplumuna, ülkesine düşman oluyor. fırsatını bulup kaçmak için kıvranmaya başlıyor.
ülkenin en iyi okulları (lise ve üniversiteleri) göçmen kaçakçısı gibi çalışıyor; dışarıya mamul madde halinde iyi eğitilmiş, kalifiye eleman yetiştiriyor.
geriye eğitilememiş ve ülkeden kaçamamış olanlar kalıyor.
onlara bakınca biz de aman ne kötü şeyler, ne cahiller diyoruz.
bu olur mu?
halkını eğitemeyen, nasıl eğiteceğini de bilmeyen bir eğitim sistemi olur mu?"
kıdemli müfettiş bir müddet dinledi.
lafın kötüye varacağını anlayınca kesmeye çalıştı.
ben durmadan, aşağı yukarı bunları söyledim. geçmişte farklı zamanlarda bu konuları hem gözleme, hem düşünme imkânı bulduğum için, konuşmaya kalkınca su gibi gitti.
sustuğumda müfettiş içinden yarabbi şükür der gibi baktı. hiçbir yorum yapmadı. hemen de ağırlığını koyarak lafı değiştirdi.
ona göre, bu mevzular bizim -hele benim gibi sade bir vatandaşın- konuşacağı şeyler değildi.
bu ülke büyük bir ülkeydi, her şeyin bir yetkilisi vardı ve yetkililerimiz günü gelince her müşkülü çözerlerdi.
bize düşen sadece onları oylarımız ve alkışlarımızla desteklemek, ama hiç karşı gelmemek, hiç eleştirmemekti.
müfettiş de böyle eğitilmişti ve bu kadar biliyordu: büyüklerimizi saymak, küçüklerimizi sevmek!
ama bu şekilde bir yere varamayız. diyeceksiniz: çok şey değişti ve değişiyor.
mesela birkaç yüz senedir hocalar öğrencileri dayakla adam etmeye çalışıyordu. şimdi bu kalktı. eğitimcilerimiz finlandiya modelini, danimarka modelini çalışıyorlar.
proje okullarımızda bu modelleri hayata geçiriyoruz.
ben de derim ki: değişen sadece kabuk, öz değil.
eskiden hocalar öğrencileri dövüyordu, şimdi öğrenci velileri ve akrabaları hocalara meydan dayağı atıyor.
bu bir gelişme sayılmaz.
ister finlandiya modeline geç, ister hollanda modeline. mesele model değil Mesele ruh.
eğitimin bir ruhu olmaması, bu ruhun topluma geçmemesi, çocuğun ve gencin bir değerler kargaşası içinde kaybolması, eğitimin toplumda bir karşılığı olmaması, eğitimli kişinin eğitimsizin ayakları altında bırakılması ve eğitimin çoğunun bir vakit kaybı olması vs.
tahlil'in şahaneliği... yazar, selim gürselgil farkıyla!
gezi olaylarını yazmış...
kimin eli kimin cebinde
kim kimi napmış
olayın altında yatan ne
içyüzü dışyüzü tersi düzü
hepsi burada nokta com;
kimin eli kimin cebinde
kim kimi napmış
olayın altında yatan ne
içyüzü dışyüzü tersi düzü
hepsi burada nokta com;
ergenekon'un ergenekon olduğu zamanlar, islamcı camiadaki ergenekoncuları teşhir etmiş bir abimiz;
http://yazarselimgurselgi...azar-selim-gurselgil.html
http://yazarselimgurselgi...azar-selim-gurselgil.html
yeni kitabı dolaşıma çıkmış olan bir abimiz;
http://yazarselimgurselgi...lim-gurselgil-kitabi.html
http://yazarselimgurselgi...akliselimin-icaplari.html
http://yazarselimgurselgi...lim-gurselgil-kitabi.html
http://yazarselimgurselgi...akliselimin-icaplari.html
(bkz: altüst oluşun sebepleri)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar