bugün

askerle, askerlikle, silahla en çok muhatap olan türk insanının asker sevgisini gösteren karşılaşmadır.

her türk asker doğar, türkler süper savaşır, eyvallah... karakol basılsın 15 asker şehit edilsin. vah vah, çok üzüldüm; ama ertesi gün programım var, ne yapayım, allah rahmet etsin. aferin, böyle işte. anasız babasız büyüyecek çocuklar, dul kadınlar, belki de oğlunun ölümüyle iyice hayattan kopan yaşlı anne babalar. allah rahmet eylesin, ne diyeyim; bu kadar yani? yapma be kardeşim, al silahı dağa çık demiyoruz da; bari bu kadar yapmacık olma. yalandan zırlayıp ertesi gün göbek atma. askerine en çok sahip çıkması gereken ülke türkiye'yken, böyle saçmalıklar yüzünden onlarla ilgilenecek vakitleri bile kalmıyor insanların, ya. başka ülkede olsa 10 gün gazetelere haberlere konu olurdu.

çünkü hiçbir ülkede madonna'nın 50 yaşına girmesi manşet olacak bir haber değil. yaa.
millet olma bilincinin yavaş yavaş tam törpü kurbanı olduğunu gösteren durumdur. millet dediğin şeyin ortak sevinçleri ve ortak üzüntüleri olur.
ülkece yas ilan edip, toplu seferberlikle elimzdeki tüm mühimat ile dağlarda savaşa gitmemiz gerektiğini bize hatırlatan önerme ya da başka birşey. ben de bir m-16 av tüfeği var onu alacağım.

(bkz: ak ile karayı karıştırmak)
(bkz: sanal ironi uygulaması)
marmara depremi'nin meydana geldiği sıralarda az ötedeki laila'da eş zamanlı olarak deli gibi eğlenen insanları akıllara getiren durum. bu ülkede ateş düştüğü yeri yakar arkadaşım, bu böyledir. sen bile klavye başında kuşkusuz mutlu değilsin şehitler adına ama taş çatlasa 2-3 gün sonra tamamen unutacaksın. milletimizin kahrolası karakteristik özelliği de bu balık hafızalılıktır işte.