En ön bataryada olmaktır. Ne olduğunu anlamadan, tek mermi atmadan şalterlerin inmesidir. Çok koyar lan adama.
sayılmaz deyip tekrar ayağa kalkıp savaşılmalıdır.
Israil için savaşıliyorsa cennetle mükafatlandirilir.
Silahın icat olduğu ve mertliğin bozulduğu modern diye öve öve birilemeyen dünya şartlarında olabilecek durum. hatta bu durum bir kaç kişi ile bile sınırlı kalmayıp, hiç bir insan evladına acımadan ve savaşmanın şeref ve haysiyetini bünyesinde barındırmayan ülkelerin kullanacakları atom bombası ve kitle imha silahları ile binlerce insanın 15 saniyede öldürülmesidir.

Ancak bir gün gelecek binlerce insanın kanının döküldüğü toprak parçaları beş para etmeyecek ve o gün insanlar nasıl bir hüsranda olduklarını çok iyi anlayacaklardır lakin her şey için çok geç olacaktır.
acemilik ya da beceriksizlikle değil düşmana göre konumla ilgiliş olan vahim olay.
kantır'da silah alana kadar öldürülmek kadar kötü değildir.

tam dörde bastın ikiye basacakken öldürülmek kadar üzücü bir şey yok.
Ferdinand 'dan hallice bir durumdur.
nazım'ın güzelce açıkladığı durumdur.

diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,                               
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz  belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
erken boşalmaya benzer, boş yere savaşa gitmişizdir.
9.saniye'de vurulmadığına şükretmesi gereken şahıstır.
(bkz: hakan şükür ün güney kore ye attığı gol)
acaba bugün mü yarın mı sonumuz gelecek diye yaşamaktan yeğdir.
tuvalete ekmek ağzında giren savaşçının askerin her neyse artık yaşadığı trajik durumdur.