bugün

Fransa cumhurbaşkanı Sarko'nun türkiye'ye karşı izlediği onur kırıcı, hiçe sayıcı, söylem , tutum ve davranışları uzun zamandır zaten devam ediyordu. Ama bugünlerde fransa'daki türk mevsimi nedeniyle Abdullah Gül'e karşı ağır saygısızlığını yeni öğrenmiş bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Fransa'daki türk mevsimi etkinliklerini başlatmak üzere Paris'te Grand Palais Müzesi'ndeki "Bizans'tan istanbul'a: iki kıtanın limanı" adlı sergiyi açmak üzere paris'e gittiğinde sarko, ülkemize karşı alerjisini ortaya koymak için sergi ziyaretini bir fırsat olarak olarak değerlendirmiş ve Türkiye Cumhurbaşkanı'na son derece nezaketsiz ve kaba bir şekilde davranmıştır.

Sarko, kerhen katıldığı sergi açılışında Cumhurbaşkanı Gül'ü ağzında sakız çiğneyerek karşılamıştır. Üstelik sakız çiğnediğinin fark edilmesine ayrıca özen göstermiştir. Muhteşem sanat eserleriyle dolu muazzam sergide ilgisizliğini yansıtan tavırlarla sadece 12 dakika kalmış ve ayrılmıştır. Çıkışta ise alışılagelmiş olduğu üzere resmi deftere anlamlı bir şeyler yazması gerekirken sinirlenmiş gibi gösterişli hareketler yaparak hiç bir şey yazmamış sadece imzasını atmıştır.

Bununla da yetinilmemiş Fransa Uluslararası ilişkiler Enstitüsü tarafından sayın gül'e verilen yemeğe hiç bir Fransız bakanın katılmamış olması açık bir saygısızlık ve bilinçli bir küçümseme jestidir.

Ağzında sakız çiğneyerek Türkiye Cumhurbaşkanı'nı aklınca küçük düşürmeye yeltenen Sarkozy, esasında adabı muaşeret kaidelerine saygısızlığı ve terbiye noksanlığıyle, hem Fransa'yı hem de Fransa Cumhurbaşkanlığı makamını küçük düşürmüştür. Gönül isterdi ki Abdullah Gül Sarko'nun bu terbiyesizliğine karşı basın mensuplarının bizzat önünde " Fransa cumhurbaşkanının başka bir ülke cumhurbaşkanını nasıl karşılaması gerektiğini bildiğini sanırdım. Siz beni yanılttınız" diyebilsin. Diyememiş gül... Ama bundan da acısı bu durumda en hassas tutumu takınması gerekli olan kişi olan Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun bu olayı protesto etmek yerine olaydan hemen sonra koşa koşa Paris'e gitmesidir. Aramızda siyasi geçmişi bakımından Abdullah Gül'e sıcak bakmayanlar olabilir. Ama onun uğradığı hakaret şahsına değil Türkiye Cumhurbaşkanlığı makamınadır. Dışişleri bakanı davutoğlu'nun tavrı ise Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini koruyan ve Trük Millietini temsil eden Cumhurbaşkanı Gül'e karşı yapılan hakaret ve küstahlığı onaylamaktan başka bir anlama gelmiyor. Bu tutumuyla Fransa'ya verdiği yegane mesaj "türk hükümetine karşı sıfır bedelli politika uygulayabilirsiniz" dir. Bu da "Türk hükümetinden karşılık ve tepki görmeden ona her istediğiniz hakarette bulunabilirsiniz" ile aynı anlama gelmektedir. Yazık gerçekten.
ab'nin bizi asla istemediğinin fiziksel şekilleridir.