bugün

dejavudur. çıldırtma derecesinde olabilir. adama 'lan bi tuhaflık var' dedirtir.
Tum gay ya da lezbilerin kendilerine defalarca kez sorduklari soru.
Aşırı sessiz zamanlarda yatakta uzanırken kalbin atışıyla yatağın titremesini Deprem oluyor zannetmek.
sadece bana olur zannederdim.
sonra tv de duydum hastalığımın adını.
huzursuz bacak sendromu.
aslında bir yandan da zevkli bir şey ama uyutmuyor meret.
insanlar arasında herkes tarafından bilinen ve konuşulmayan o kadar çok şey vardır ki, bu yüzden çoğu durumları başkalarının da yaşamış ya da yaşıyor olacağını tahmin etmeyiz/edemeyiz. unutmamalıyız ki yaşadığımız şeyleri yer, mekan, zaman farklı olsa da bir çok insan yaşadı.
yani sözün kısası sana ne oluyorsa başkasına da olmuştur, oluyordur veya olacaktır.
gözlük takınca herkes bana bakıyor hissi.
göğüsle boğaz arasında boşluk varmışcasına bi çıplaklık hissi.
giyiniksin ama ruhun çıplak kalmış gibi oluyor. çarşafa bürünsen bile o çıplaklık hissi olurmuş gibi, farklı bir şey.
herkese oluyor sanıyordum, bir arkadaşıma bahsettim öyle bir sey olmadığını söyledi.
o gün bu gündür sadece bana mı oluyor hissini zaman zaman yaşıyorum.
Paranoyaya bağlatan histir. Bazen öğle saatlerinden sonra düşünce patlamaları eşliğinde beynin sağ ve sol lobunda alın kortekslerinde yanma hissi gibi bir histir. Herkeste olur mu ki? Diye sordurtur bu his.
Yolda yürürken acaba takip ediliyor muyum diye çaktırmadan arkaya bakmak.
Minibüslerde sadece beni mi sıkıştırıyolat tarzı fikirlerdir.
Genelde tekil değil bir çok kişiyi vurur.
Herkese olan histir.
Aynaya bakıp Bi kaç saniyeliğine kendinizi tanıyamamak yabancılaşmak özünden ve akabinde ben kimim sorusu.
ikindi uykusundan sonraki o ağızdaki bok tadı.
ne artı oy ne de eksi oy alıyorum, acaba sadece beni mi oylamadan geçiyorlar yoksa herkesi mi?
Her zaman kendini değersiz hissetmek bana mi oluyor sözlük?
işerken titremenin gelmesi.
yok bir de 0-13 yaş aralığında görülüyor böyle şeyler...
Ayak serçe parmağımı her ay düzenli olarak kapının kenarına vurmam.
yakın geçmişte bıraktığınız kişilerin fotolarını görünce oluşan boşluk hissi. Sonra bir de ben hangi ara yeni yaşantıma ayak uydurdum süreci var.
anlamsız ama gerçekten anlamsız kuvvetli bir hafıza efendim. en olmayacak şeyleri en ufak ayrıntısına kadar hatırlamak.
yıllar geçsede aşk acısı çekmek.
tüm insanların aslında birar sahtekar olduğunu bilmek.
Sözlüğün ve sol frame'in sürekli benim hayatıma oynuyor olması.

Ne yaşıyorsam o sıralar, sözlükte o akım başlıyor.

Sevgilimden ayrılırım sol framede;

(bkz: sevgiliden ayrılmak)
(bkz: sevgiliden ayrıldıktan hemen sonra)
(bkz: sevgiliden ayrıldığın gün)
(bkz: sevgiliden ayrıldıktan 2 gün sonra çöken hüzün)

Platonik aşık olurum sol frame;

(bkz: platonik aşk)
(bkz: birini çok sevmek)
(bkz: platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları)
(bkz: boku yemek)

Sigarayı bırakmaya karar veririm sol frame;

(bkz: sigarayı bırakmak)
(bkz: sigara içenlerin amele olması)
(bkz: sigara içenlerin akciğerleri)

Bu şekilde defalarca oldu, 4 yıldır yazmamın tek sebebi bu sanırım resmen sol frame benimle konuşuyor.

Sadece bana mı oluyor yahu merak içindeyim.
-rüya görürken uyanıp ihtiyaç giderdikten sonra rüyaya devam etmek.

-görülen rüyayı sabah hatırlamaya çalışırken tamamen unutmak.

-rüyada herhangi bir yazıyı okumaya çalışınca uyanmak.

-rüya görürken rüyada olduğunu anlamak

ulan hep böyle şeyler oluyo bana. var mı bana da oluyo diyen. yakında astral seyahate çıkacam onla.
una dokununca yumuşmak, mayışmak, böyle tuhaf bi şey olmak.