bugün

bazı inanışlara göre insanoğluna yaratan tarafından ayrılan maddi manevi pay.
yüce allah'ın aciz * kullarına bahşettiği güzelliklerdir. başlıca rızıklar, en başta su, her türlü meyve, sebze ve yemeklerdir.
2:22 - O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın.

2:172 - Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin, eğer yalnız O'na kulluk ediyorsanız.
erzurumlu ibrahim hakkı uğruna çok güzel bir dörtlük yazmıştır.
" açılır bahtımız bir gün battıkça batmaz ya
sebepler halkeder hâlık kerem bâbın kapatmaz ya
benim hakka münaacatım rızk için değildir hâşâ
hüdâ rezzâk-ı alemdir rızıksız kul yaratmaz ya"
not: kesinlikle copy paste değildir. bu dörtlüğü unutamıyorum.
rızık, faydalanılan nimetler demektir. Bunun içine gıda maddeleri, hava, madenler gibi her şey girer.
Zamanla rızık kelimesi, yiyecek ve içecekler olarak anlam daralmasına uğramıştır.

rızık ve kuvvet arasında ters orantı vardır.
kuvvet arttıkça, rızkı bulmak zorlaşır; kuvvet azaldıkça, rızka ulaşmak kolaylaşır.
kuvvetli olmak rızka ulaşma kolaylığı sağlasaydı dünyadaki zayıf ve güçsüz canlıların yaşamaması gerekirdi.
bitkiler, hareket etmedikleri halde kökleriyle oldukları yerde beslenir.
aslan, kaplan gibi Kuvvetli hayvanlar, rızkını bulmak için koşmakta, zahmet çekmekte ve zaman zaman aç gezmektedir.
insanın en aciz zamanı bebekliğidir. Rızık diyemediği zamanlarda bile, rızkı ağzına verilir.
karıncalar, doymak için kaplan gibi günlerce gezinmez.
sadi şirazi rızık kuvvet ilişkisini şöyle açıklar:
"Ne karınca zayıf olmakla aç kalır, ne de arslan pençesinin ve kuvvetinin zoruyla karın doyurur. "
Ehli sünnete göre Helal de haram da olsa insanın yediği şeydir rızık.
Allahtan başka kimseden bekelenilmemesi gereken.
Allah ın nimetleridir.
Amma gerek nefsine, gerek evlâd ve taallukatına hayat malzemesini tedarik etmek Allah'ın vazifesidir. Evet madem hayatı veren odur. O hayatı koruyacak levazımatı da o verecektir. Yalnız, hükûmetin asker için ofislerde cem'ettiği erzakı askerlere taşıttırdığı, temizlettirdiği, öğüttürdüğü, pişirttirdiği gibi, Cenab-ı Hak da hayat için lâzım olan levazımatı küre-i arz ofisinde yaratıp cem'ettikten sonra, o erzakın toplanmasını ve sair ahvalini insana yaptırır ki, insana bir meşguliyet, bir eğlence olsun ve atalet, betalet azabından kurtulsun.

-Mesnevi-i Nuriye, rnk
şualar isimli eserden herbirimizin yiyeceği rızkın belli olması fakat tesadüfe bağlı gibi gözükmesi ile ilgili bir bölüm.

‘’rızık ise hayattan sonra nimetlerin en büyük bir hazinesi ve şükür ve hamdin en zengin bir menbaı ve ubudiyet ve dua ve ricaların en cem'iyetli bir madeni olmasından, suret-i zahirede mübhem ve tesadüfe bağlı gibi gösterilmiş. tâ her vakit rezzak-ı kerîm'in dergâhına iltica ve rica ve yalvarmak ve hamd ve şükür şefaatiyle rızık istemek kapısı kapanmasın. yoksa muayyen olsa idi mahiyeti bütün bütün değişecekti. şâkirane, minnettarane ricalar, dualar belki mütezellilane ubudiyet kapıları kapanırdı.’’

menba:kaynak
suret-i zahire: dış görünüş
mübhem:belirsiz
muayyen:belirli
şakirane:şükreder gibi
mütezellilane: kendi kusur ve aczini bilerek.
ubudiyet:kulluk

+plus isteyenlere;

"rızkın aşka lâyık bir sureti var; o da, şükür ile o suret görünür. yoksa ehl-i gaflet ve dalaletin rızka aşkları bir hayvanlıktır." (-mektubat, rnk.)
insanın rızkı pişmanlıktır.