bugün

agbardii, erduvaaan, egonomi çogh guzel!

bunların hepsi dıj güclerin oyunu...
hatırlar mısınız osmanlı da kanuni sultan süleyman dönemini?
hani şu muhteşem yüzyıl diye bize yutturulan ama aslında çürüme yozlaşma ve çöküşün yüzyılı olan kanuni dönemini.
yobazlığın ve cehaletin osmanlının çöküşünün temeli kanuni döneminde atılmıştır.

kanuni döneminde yaşayan divan edeebiyatının en büyük şairlerinden fuzuli bürokrasiyi, rüşvetçiliği ve yozlaşmayı yeren kâfiyeli nesir tarzında Şikâyetnâme 'yi yazmıştı.

Selâm verdim rüşvet değildir deyü almadılar.

Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler. Gerçi görünürde itaat eder gibi davrandılar ama bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler.

Dedim: - Ey arkadaşlar, bu ne yanlış iştir, bu ne yüz asıklığıdır?

Dediler: - Bizim adetimiz böyledir.

Dedim: - Benim riayetimi gerekli görmüşler ve bana tekaüt beratı vermişler ki ondan her zaman pay alam ve padişaha gönül rahatlığı ile dua kılam.

Dediler: - Ey zavallı! Sana zulüm etmişler ve gidip gelme sermayesi vermişler ki, daima faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin.

Dedim: - Beratımın gereği niçin yerine gelmez?

Dediler: - Zevaittir, husulü mümkün olmaz.

Dedim: - Böyle evkaf zevaidsiz olur mu?

Dediler: - Asitanenin masraflarından artarsa bizden kalır mı?

Dedim: - Vakıf malın dilediği gibi kullanmak vebaldir.

Dediler: - Akçamız ile satın almışız, bize helaldir.

Dedim: - Hesaba alsalar bu tuttuğunuz yolun fesadı bulunur.

Dediler: - Bu hesap, kıyamette sorulur.

Dedim: - Dünyada dahi hesap olur, haberin işitmişiz.

Dediler: - Ondan dahi korkumuz yoktur, katipleri razı etmişiz.

Gördüm ki sualime cevaptan başka nesne vermezler ve bu berat ile hacetim kılmağın reva görmezler, çaresiz mücadeleyi terk ettim ve mey'us ü mahrum guşe-i uzletime çekildim.
Dünya üzerinde hangi makam hangi mevkide olursa olsun kim bir kuruş rüşvet alıyorsa yiyemeden geberir umarım.
Allahın sevgili kulu ya hepsi...
Bütün hırsızlıklar allah rızası için...

Doğal hiyerarşi üzerine kurulu bir inanç sistemi belli aralıklarla savaşa gider talan eder ve çöle döner... böylece üretmeden geçinir...

zaman geçer, talan edilen topraklarda bilimsel atılım gerçekleşir...

artık hiçbir güç organizasyonu oraları talan edemez...
mecburen talan anlayışı içe döner, artık hedefte kendi insanın vardır...

allah bizimle der ve talan edersin...