rüya

bir türlü göremediğim ve görmekte istemediğim olay. geçenlerde bundan çok zaman önce bir rüya görmüştüm ben de evet. mutlu olduğumuz hayatımızda yokluğunu hissettiğimiz herşey aslında rüyalarımızdadır. rüyalar da mutlu olmak istemediğimden hiç rüya görmek istemem.

yapılan araştırmalara göre; Erkekler, erkekler hakkında daha fazla rüya görür imiş. Bir erkeğin rüyalarında gördüğü karakterlerin yüzde 70'i erkektir.

lan yoksa sizin bu sabaha karşı gördüğünüz rüyalar, sizi gidi pis oğlancılar sizi.*
kadınlarda ise durum eşittir. ayrıca erkekler rüyalarında genelde hep agresiftirler.

ayrıca inanlar horlarken rüya görmezler. (bkz: nrem)

yaşarken gördüğün ikinci hayatım.

bilinçaltının beyaz perdesidir. tek seyircisi vardır.

Az önce makale kıvamında yazdığım güzelim entry nin babamın aramasıyla yarıda kalıp silindiği lanet başlık. Gitti nobel ödülü.

sürekli aynı ya da tek tip rüyalar görmek insanın psikolojisini bozar.
yıpratır.
paranoyaklaştırır.
ve ben artık rüya bile görmek istemiyorum.
gözümü kapattığım anda rüyama girenler öldürüyor beni.
ama uyandığımda, yaşıyor oluyorum.
her acıya rağmen.

en doğru en güvenilir rüyalar,sabah ezanından önce görülen rüyalardır.

bazen çok saçma olabiliyorlar...

gerçekleştirmenin yolu uyanmaktır.

genelde nasıl başladığı hatırlanmayan şey.

geçirdiğimiz gün içerisinde aldığımız kararlara yön verebilen beyin ekran koruyucusu.

bazen o kadar gerçekçi olur ki,
bunlar şu an beynimde olanlar mı yoksa uykuda mıyım diye sorgulatır insanı.

seçtiklerine uyanıkken, merhamet ettiklerine uyurken gösterir.

gerçek hayatta gerçekleştiğini düşündüğünüzde son derece komik ve anlamsız olan zihin oyunları. insan beyninin kendi içindeki 5 duyusal parçaları birleştirip anlamlandırarak size sunması, kişinin bilinçaltının uykuda kişiye yansıması. anlamlandırmaya çalışan falan oluyor onu yapmayın, çünkü o daha komik.

Hayattan daha gerçek olan anlarin bilinç altı kahvesi.

Gerçek olmayan fakat olmasını bilinçsizce istediğimiz her şey rüyadır.

Bazen gormemek daha guzeldir.

Bilinçaltim... ah sen yok musun sen. Her gun ayri sorunsal.

Gerçek olmayanlardır. Gömdüm sizleride onunla birlikte. Gelmeyin artık, yoksunuz hiç biriniz. Artık istesenizde olamazsınız.

Bir tür bilinçaltı istifrasıdır.

rüyaları kalktığım anlarda hatırlayamıyorum neredeyse 4-5 yıldır.nedeni nedirki acep?

Freud'a gore iki çesit ruya vardir:

biri kisi uyku esnasinda acikirsa veya bu tip bir ihtiyaç duyarsa uyku bolunmesin diye devreye girer, kisi ruyasinda yemek yiyor veya mesela su içiyor olur. Bu durumda ruya uykunun bekçisi olarak tanimlanabilir.

Ikinci çesit ise, psikanaliz yapildigi taktirde kisinin bilinçaltini açiga veren ruyadir. Bu ruyalar kisinin beyninin gun içinde veya hayati boyunca kaydetmis oldugu farkli his, duygu, veya anilarin olusturdugu ruyalardir. Lakin kisi bunlari net sekilde gormez, çunku ruya bunlari "sembolik" sekilde ifade eder.

(bkz: Psikanalist)

Baska bir inanisa gore ise ruya yine iki kisma ayrilir:
- Seytani ruyalar (yalan ve karmasik): bunlari zaten tanimlamaya gerek oldugunu sanmiyorum.
- Dogru ve gerçek(salih) ruyalar: Bu ruyalar bu inanisa gore tanri'dandir, ve yine bu inanisa gore gelecegi yansitirlar veya gelecege dair uyarilarda bulunurlar.

(bkz: rüya tabirleri)

koca bir günü mahvedecek derecede vurucu olabiliyor bazen.
sırf tekrar aynı şeyleri görmemek için sabaha kadar uyutmayabiliyor.
yaşamaktan korktuklarını gerçekmişçesine yaşatabiliyor.
özetle; tüm günümü düşünmeden boş boş bakarak geçirmeme sebep olan. nasıl inandıysam.

Bir türlü entry i tamamlayamadığım başlık.
Sigmund Freud ve Carl Jung' ın işi gücü bırakıp uğraştığı şeydir.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25046609/