bugün

istenen ve arzulanan türkiye'dir. ancak benim umudum yok. rte gider, fge gelir. paralel gider, dikey gelir. çünkü ülkemiz ve insanları cahil. kötüyü hatalıyı hemen bulur yada doğururuz. sonrasında ise hemen suçu dış mihraklara atarız. halbuki dış mihraklar bizim kendi yarattığımız sorunları kullanırlar. yani biz sorunlar, çıkmazlar yaratmazsak onlar yaratamaz kolay kolay yada kullanacakları zayıf bir noktamız olmaz.

umarım azda olsa herkesin duygularına tercüman olmuşumdur.

edit: burada anlatılmak istenen bunların harici geri kalan partilerle yola devam değil. bazı aptallıkları yapmayıp (örneğin sırf müslüman diye akp ye oy vermek, cemaatler peşinden koşmak) bu tür aptal oluşumlara izin vermez ve kendimizi eğitim eğitimli bir toplum olursa o zaman bir aydınlanma yaşayacağımız daha doğrusu aydınlanma yaşarsak bu olguların oluşmasına fırsat vermeyeceğiz demek istedim. bu saydıklarım çok göz önünde olanlardı. akp gitsinde refah partisi gelsin istemem tabi. yunanistanda nasıl ateistler başa gelebiliyor? çünkü Yunanistan da din ve iman kimsenin partiye oy verirken kriteri değil (en azından çok büyük bir çoğunluğun).
emel sayın'ın rüyalar şarkısını hatırlatmıştır.
(bkz: özlemle beklenen)
elimizde kalanlara bakalım. mhp, bbp, hdp, hüdapar, saadet. ulan yine bi boka benzemedi türkiye. evet.
bunlarin gitmesi ile turkiye deeerin bir rahatlamaya girecektir. gerci en iyisi sosyalizmdir vessalam.
belki mhp'li olabilir ama. belki o da.
Hayaldi, gerçek olamadı.
öyle bir dünya yok maalesef.
Ve mhpsiz.
gideceklerin yanına bir kaç parti daha eklenirse bildiğin ütopyayı oluşturacak durum.
dostum türkiye demişsin ama bu bildiğin hollanda.
(bkz: halk arasında avrupa ülkesi denir)