bugün

dünyanın en iyi grubudur.
kanada'nın can ciğer gruplarından biri daha, teknik death metal yapmaları da ayrı bir efsane durum yaratıyor, hele ki perdesiz bass çalan bir bassist olması grupta ayrı bir ilgi. davulcuları da sanırım despised icon'ın davulcusuydu.
harika bir henryk sienkiewicz kitabıdır. çok gerçekçidir, hıristiyanlara yapılan işkenceler kitapta çok başarılı yansıtılmıştır. içindeki aşk hikayesiyle de bir karakterin değişimi çok güzel gösterilmiştir.

kitap okurken insanın beyinindeki sinema devreye girer ya, işte bu kitap o sinemada harika gözüküyor.
death ile birlikte en sevdiğim gruplardan biridir. teknik death metal icra ederler. gerek enstürman kullanımları gerek soundları muhteşemdir.
rasputin coverının hastası olduğum grup.
kanımca metal müziğin en underrated kalmış grubu. neden mi? fazladan kaliteli işler yapıyor da ondan! günümüz dinleyicisinin müzik anlayışının üstünde müzik icra ettiklerinden gariplerin "bünyeleri" kaldıramıyor müziklerini, bu duruma şaşmıyorum doğrusu. o değil de bu adamları 2004-2007 dönemindeki kadrosuyla dinleyemedim ya ona yanıyorum, benim için all-star bir kadroydu...

şunu belirtmeliyim ki her elemanının aşmış teknik anlayışıyla enstrümanlarını çalmasıyla bir kez daha "kanadalıların" metal-rock müzikteki gelişmiş kültürlerinin olduğu gerçeğini fark ettim. sahi, rush gibi bir efsane vardı! üzülerek söylüyorum ki rush da quo vadis gibi müzikleriyle orantılı olarak hak ettiği değeri görememiş bir grup...

bu kanadalılar da amma bedbahtmış arkadaş! amerika'dan çıksalardı el üstünde tutulurdu halbuki...

uzatmayayım: bu grubu dinlememiş adam "death metal" dinliyorum demesin. ayrıca "chuck" gibi bir müzik adamına duydukları saygıdan ötürü de saygımı kazanmış bir grup.
arapcasi "fe eyne tezhebun"dur. Nereye gidiyorsun seklinde turkce karsiligi vardir, ama anlami daha derindir.
aziz petrus'un yola hz. isa'yı görüp sorduğu soru. Lâtinceden türkçeye "nereye gidiyorsun" deyu çevrilir.

"quo vadis, domine?"