bugün

(bkz: protestant ethic and the spirit of capitalism)
kayserideki gelişme ve kalkınma hamlesinin, protestan ahlakına yorumlama saçmalığının tezleştirilmesi hadisesidir. bugün ülkede kapitalist bir ticari ve ekonomik sistem mevcut ancak bunun kaynağı olan protestan ahlakı asla ve asla girmemiştir. ancak ekonominin ve ticaret ahlakının islam ahlakından soyutlanması sonucu ekonomik sistemimiz ahlaksız kalmıştır.

ancak kayseri olsun bursa olsun konya olsun, anadolu şehirlerinin milli muhafazakar şekilde kalkınmasının temelinde, 80'den sonra toplumun temayüllerinin kendi özüne ve mazisine doğru yönelmesinin sonucu olarak siyasi istikrarın ve milli sermaye müteşebbislerinin ortaya çıkmasının yardımıyla oluşan bir amil bulunmaktadır.

bugün özellikle kayseri'nin her alanda kalkınmasının ahlakı kalvinizm saçmalığı yerine türk-islam kültürünün iç ve dış nizamında aranmalıdır.
puritanizm öğretileriyle alakalıdır bu durum.kapitalizme olan yansımasıysa; puritanizme göre insan zaten günahkardır, günahlı olarak doğmuştur. ve daha fazla günah işlememesi için sürekli çalışmalıdır. çalışan insan da zengindir ve tanrı bu yüzden zengini sever mantığıyla kapitalizm içindeki ruhunu kazanmıştır.
protestan ahlakı denilen düşüncenin nasıl da bir sekülerleşmeyle sonuçlandığı aşikardır. lakin bu sekülerleşme, "bakın ne kadar da geri kaldık, bırakalım şu dini işe güce verelim kendimizi" şeklinde olmamıştır. belki amaç bu cümlenin ifade ettiği ile aynıdır ama sunulanlar bu şekilde değildir.

protestan ahlakı, katolik düşüncesindeki kadercilik ve bu dünyanın önemsizliğine karşıdır. ama bunu da "bu dünya önemli hoca, bundan sonra günü gününe çalışıcam" düşüncesi ile vermez. özetle: "niçin vaftiz ediliyoruz? çünkü cennetten kovulan günahkar kullarız biz. bu yüzden tanrı bizi bu dünyaya boşuna göndermiş olamaz. bu dünyada yapabileceğimizin en iyisini yaparak, çok çalışmalı, daha çok çalışmalı ve tanrı'ya kendimizi bu dünyadayken affettirmeliyiz" demektedir. böylece vaftiz olayı da hikaye olur.

kelime anlamı benzeyen lakin esas mana olarak hiç alakası olmayan bir versiyonu için (bkz: arbeit macht frei)
temel degerlerinde, Türk düşmanlıgı yatan protestanlık ve garibi sömürmeyi ideal edinmiş kapitalizm, bize terstir abi. bizden uzak olsun,komşusu açken tok yatan bizden degil diyelim biz yine, iki günlük dünyada, garibi sömürüp, kanla, irinle beslenmeyelim. insanlıgımızla yasayıp, insanlıgımızla ölelim.
öncelikle karnı aç olan insan dini vecibelerini yerine getiremez düşüncesini aklimizin bir kenarina not edelim.

dünya üzerinde nerde suç işleniyorsa bunun sebebi açlik ve bunla beraber gelen doymamişlik ve aç gözlülük oldugunu bilmekteyiz.

çünkü cebinde para olan yahut gözü doymuş kimse ve kimseler düzenbazliğa ve suç işlemeye gereksinim duymaz ve tenezzül etmez.

diyelim ki açlıktan kadidiniz cikmiş bir halde cepte bin lira para olmadan sokaklarda sürttüğünüz vakit işin en kestirme yoluna gidersiniz. olandan gasp, darp hile ile tirtiklarsiniz.

niçin atiyorum etiler alarkodan dogmuş azilli bir gangster cikmaz da diyelim ki varoşlardan cikar sorusunun cevabi budur belki.

hristiyanliğin ilk günlerinden itibaren ahalinin iliğini kemiğini sömüren roma katolik klisesine karşi 15. yuzyilda mezhepler ortaya cikmiştir.

roma klisesi sekilci bir klise oldugu için ve teferruatta cok önem verdiği için üstüne üstlük o vakitler papa isa'nin gölgesi olarak görüldüğü için papaya gicik olan hükümdarlarin la deme haklari yoktu. hele bir la desinler papa ve ittifaklari tarafinlar önce afaroz edilip analarindan emdikleri süt burunlarindan getirilirdi.

işte bireylerin zenginlesebilmeleri için hümanizm ve matbaanin icadinin gaziyla insanlar yeni yollar aramaya başladi.

martin luther gibi insanlarin liderliğinde yeni mezhepler ortaya cikmiştir. bu mezhepleri kabul eden devletler hizla zenginleşmiş ve güclenmiştir.

anli sanli ispanya devleti bile katolikliğin ahalici el freni yüzünden gümbürdemiş ve çaptan düşmüştür.

bir kıyas yapmak gerekirse katolik ülkeler olarak ispanya, irlanda, polonya ile ingiltere, hollanda, abd'nin ekonomik ve askeri güclerini bir kiyaslayiniz.

bu suretle protestanlik ve kapitalizm ilişkisinin temel odaginin bireyi ve dolayli olarak toplumu zengilestirilmesinin ve dolayli olarak zengin bireyin daha kolay erdemli kişi olabileceğini görmektesinizdir.

bu arada ben misyonerlik yapmiyorum ha.. sakın bunu akliniza getirmeyin..

biz bu durumdan ne ders cikartabiliriz?

üzerine basa basa tekrar söylüyorum fert olmanin yolu ekonomik olarak bagimsizliktan gecer. sermaye birikimi olmadan anca kitleler olunur. ve bu kitleler ise ne yazık ki eğer mesleksiz kalirsa -sscb deki gibi herkese bir meslek politikasinin hakkını vermek gerekir- lümpen ve geri kalmaya mahkum oluruz.

bilmem izah edebildim mi?
her turk gencinin okunmasi gereken, hatta icinde onemli yerlerin altini cizip, not almasi gereken kitap. soyle sahane bir tespiti vardir mesela;

"yonetici" bir grup karsisinda "yonetilen" durumunda olan ulusal ya da dini azinliklar ya kendi istekleri ile ya da kendi istekleri disinda etkili siyasal mevkilerden dislanmalari, ekonomik yasama atilmalarina neden olur. bunlarin icinde en yetenekli olanlar devlet icinde bir ise yarama olanagi bulamadiklari icin, ihtiraslarini burada tatmin etme yolunu ararlar. bu durum, hic suphesiz, yonetici durumda olduklari galicya'nin tersine, rusya ve dogu prusya'da ekonomik alanda ilerleyen polonyalilar icin de gecerliydi. daha eskilerde xiv. ludwig'in idaresindeki fransa'da hugenotlar icin, ingiltere'deki non-konformistler ve quakerler icin ve iki bin yildan beri yahudiler icin gecerlidir."

issiz gucsuz aylak aylak dolasipta hic bir halta yaramadigi icin, toplum icindeki sosyal statu kazanmak adina milliyetcilik yapip, hicbir bok olamayip hicbir boka yaramadigi icinde vatan millet sakarya edebiyati yapan insanlar yerine, sabahin korunde sicak yatagindan kalkip kapali carsiya giden, el emegi ve goznuru ile turk kuyumculuk sektorune hizmet eden, ihracat yapan, bu ulkeye doviz getirip, aylak aylak gezip bos bos konusmak yerine vergi odeyen ermeniler bunun bir ornegidir.

genelde insaat sektoru ve firincilik ve tasimacilik ile ilgilenen karadenizliler (hepsine laz denmiyormus, iste rizeden otesi ardesen arhavi falan lazmis, zaten bu isten bi sikim anlamadim) buna bir ornek olabilir. ama tabi lazlar yasadiklari ulkeye cok cabuk adapte olan, yonetimle barisik ve asimilasyona acik oldugu icin turkleserek devlet erkaninda yer edinmistir o ayri mesele de ama yine de ornektir yani. gerci lazca yeryuzunden silindi, yazik oldu, asimilasyonun bedeli agir oldu ama lazlarin pek sikinde degil gibi.

Tasi taragi satip istanbullara gelen kurtler buyuk sehirlerde market isletmeciligi, tekstil, tasimacilik, turizm gibi alanlarda kendilerine yer edinmeleri, eglence sektorunde basi cekmeleri de guzel bir ornek olabilir buna.

kapkac, uyusturucu vs. kurtler tarafindan yapiliyor buna ne diyeceksin diye mesaj atmayin sakin, cok kotu kufrederim bak bastan soylemis olayim.
açıklamaya çalıştığı ruhun çözümlemesi yaklaşık 200 yıl önce marx ve engels tarafından sereperpe ortaya serilmiş olup onlar bunu protestanlıktan da koyu bir para ilişkisi olan yahudilik eleştirisiyle yapmışlardır.
anlamakta zorlandığım kitap. konuya şimdi girecek evet şimdi açıklayacak aha şimdi bahsedecek diye diye bitti lan kitap. sonuç : konuyu kaçıracak kadar malım demek ki yoksa bahsetmiştir bir yerlerde...
(bkz: minareyi çalan kılıfını hazırlar) .
max weber abımız bakmış kilise şu yasak bu yasak
hemen bir din kuralım demiş.
faize helal demiş.
öbür dünyada kazananlar bu dünyada tasarruf edip biriktirenler demiş.
dayı kapıtalızme yancılık yapmış.
Aynı babanın evlatları olduklarını söylemek zor olmasa gerek..
Kapitalizm din ustu bir kavramdir.

Kapitalistler protestanlik uzerinden prim sagladilar. Bu kotu bir sey de degildir. Fakat buradan cikan sonuc asla protestanlik kapitalizmi destekler olmamalidir. Kapitalizm de makyavalizmle baslayan dunku cocuk degildir. Dogada her daim var olan bir getcekliktir. Idrar gibi.

biraz yanlis yorumlaniyor. Cunku reformdan etkilenmedik. Laiklesemedik. Bir kemalist zirvasi olan anti turban kafasindaki laiklikten bahsetmiyorum. Ilk tasi gunahsiz olaniniz atsin diyen isa nin laikliginden sezar in hakkini sezar a tanri nin hakkini tanri ya verin diyen isa nin laikliginden bahsediyorum. Protestan ahlaki ve kapitalizm ruhu evet ortusmustur. Celismemistir. Fakat destekci ya da kardes degildirler.

Protestan kilisesi bugun liberal gozukse de ki bh genelde pastorlere baglidir sonucta bir patrikane ya da vatikan baskisi yok kapitalizmin temsili degildir.

Fakat katolik kilisesi tam anlamiyla kapitalistir. Vergilendirilen kazanc bes yuz milyar euro dur. Vatikan da faiz yenez diye bir sey yok. Bu yuzden protestan kilisesini yermeye gerek yok. Zaten boyle bir mesaj da yok. Herkese iyi geceler. Muzik dinleme saatim. Yeah.
iyi olan ne varsa Batı'dan; her şeyi batı başardı; gerisi hikâye... Gibisinden çok derin bir önyargı ve kibirle başlayan kitap.
görsel

Kibire bak ! koskoca osmanlı'daki bürokrasiyi, enderun mektebini nasıl açıklayacaksın o zaman ey kibir abidesi max weber?!
cennet (aynı zamanda para) az ilerde, koşarsan ulaşırsın, inanırsan başarırsın felsefesini benimseyen max weber’in başyapıtı. Ayrıca dürüstlük, dakiklik ve güvenilirlik gibi erdemlerin katıksız faydacılık için kullanılmıyorsa erdemli olmanızın bir anlamı olmayacağını belirtir. Evet.
protestanlığın bireysel vicdanı, bireyin tanrı ile aracısız ilişkisini vurgulaması, protestan kiliselerin cemaatin üstünlüğünü vurgulamaları ve ruhbanlık teşkilâtına hiç yer vermemeleri, nihayet protestanlığın ekonomik girişimi; burjuvazinin, kapitalizmin ve ekonomik zenginliğin gelişmesine teşvik edici rolü demokrasinin ortaya çıkışını olumlu etkilemiş olan faktörler olarak zikredilmiştir.