bugün
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım24
- evlilik12
- artificialintelligence11
- erkeğe ne hediye alınır10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi18
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- anın görüntüsü21
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- uzağı göremeyen insan19
- bir şarkı sözü der ki10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- sözlük kızlarının don renkleri10
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- patiswiss11
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı12
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu9
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- türkiye işçi partisi9
1950li yıllarda iki toplumbilimci merrill m. flood ve melvin dresher tarafından hazırlanan dilemma, aslen bir bulmaca şeklinde sunulur. bulmacayı çözmeden önce olay neymiş ne değilmiş bir görelim:
farz edin ki totaliter rejimle yönetilen bir toplumda yaşıyorsunuz. ve bir gün tüm şaşkınlığınız içerisinde tutuklanıyorsunuz. sebep olarak da smith adı verilen bir adamla devleti bölme planları yaptığınız gösteriliyor. tabi böyle bir şey yok, smith'i tanımıyorsunuz bile. lakin sorgu esnasında çok acı bir şekilde anlıyorsunuz ki adamların derdi gerçeği bulmak değil. ilgilendikleri tek şey "birini mahkum etmek".
ve akabinde aşağıdaki seçenekler sunuluyor size:
1. eğer smith itiraf etmez ama siz ederseniz ve onun aleyhinde konuşursanız özgür bırakılacaksınız. bu esnada smith, anlaşmaya yanaşmayan kişi ise 10 yıl hapis cezasına çarptırılacak.
2. eğer smith itiraf eder fakat siz etmezseniz durum tam tersi yaşanır. siz 10 yıl yerken smith özgür kalır.
3. oldu da her ikiniz itiraf ettiniz; 5er yıl cezaya çarptırılırsınız.
4. yok, ikiniz de sessiz kalmayı tercih ettiniz; 1 yıl içeride kalır sonrasında özgürlüğünüze kavuşursunuz.
son olarak, size sunulan teklifin aynısının smith'e de sunulduğu söyleniyor. fakat sizin smith ile iletişim kurma şansınız yok. ayrı hücrelerde kalıyorsunuz. ve smith'in ne yapacağı hakkında en ufak bir fikriniz bile yok.
şimdi, tek derdiniz, hapiste geçireceğiniz zamanı hangi şekilde en aza indirebilirsiniz sorusunu cevaplamak. itiraf etmek ya da etmemek. problemin amacını daha iyi kavramak için onur, şeref, delikanlılık, insan hakları vs. gibi konuları unutun. çünkü sorun bunlarla ilgili değil. aynı zamanda smith'e yardım etmeyi de aklınızdan geçirmeyin. problem, sizin için en iyi olanın açık ve net bir biçimde ortaya konulmasında...
soru: en kısa sürede bu delikten nasıl çıkarım? itiraf ederek mi, etmeyerek mi?
ilk bakışta, problem sanki smith2in cevabı bilinmeden çözülemeyecekmiş gibi duruyor. lakin bu tam bir yanılsama oyunu. probelmin çok açık bir çözümü var: smith naparsa yapsın, itiraf etmelisin. bu çözüm, aşağıdaki şekilde haklılığını kazanıyor:
1. smith ya itiraf edecek ya etmeyecek.
2. diyelim ki itiraf etti. o zaman, sen de itiraf et ve 5 yıl hapis yat. aksi taktirde, 10 yıl yatmak zorunda kalacaksın. bu yüzden senin için en iyisi itiraf etmek.
3. diğer yandan, diyelim ki smith itiraf falan etmedi. o zaman da itiraf etmek yine senin hayrına. zira direk özgürlüğüne kavuşacaksın. itiraf etmez ve sessiz kalırsan da 1 yıl yiyeceksin (smith gibi)
4. velhasılı kelam, itiraf etmen en iyisi. yani smith naparsa yapsın hapisten en kısa sürede çıkmanın yolu konuşmaktan geçiyor.
buraya kadar her şey güzel. lakin işin içinde bir hinlik var. smith'e de aynı teklifin sunulduğunu hatırlayalım. eh o da öküz değildir, bizim hesapladığımız şekilde kendisi için en iyi olanı o da düşünecektir ve itiraf etmeye gidecektir.
böylece, hem sizin hem de smith'in itirafı durumunda her ikiniz de 5er yıl yiyeceksiniz. lakin tam aksini yapmış olsaydınız, yani her ikiniz de sessiz kalsaydınız 1er yıl ile kurtulacaktınız.
işin hinliği de burada yatıyor işte. rasyonel yollarla izlenen çıkarlar sonunda her iki taraf da hüsrana uğruyor. dilemmayı dilemma yapan şey de buradan çıkıyor.
farz edin ki totaliter rejimle yönetilen bir toplumda yaşıyorsunuz. ve bir gün tüm şaşkınlığınız içerisinde tutuklanıyorsunuz. sebep olarak da smith adı verilen bir adamla devleti bölme planları yaptığınız gösteriliyor. tabi böyle bir şey yok, smith'i tanımıyorsunuz bile. lakin sorgu esnasında çok acı bir şekilde anlıyorsunuz ki adamların derdi gerçeği bulmak değil. ilgilendikleri tek şey "birini mahkum etmek".
ve akabinde aşağıdaki seçenekler sunuluyor size:
1. eğer smith itiraf etmez ama siz ederseniz ve onun aleyhinde konuşursanız özgür bırakılacaksınız. bu esnada smith, anlaşmaya yanaşmayan kişi ise 10 yıl hapis cezasına çarptırılacak.
2. eğer smith itiraf eder fakat siz etmezseniz durum tam tersi yaşanır. siz 10 yıl yerken smith özgür kalır.
3. oldu da her ikiniz itiraf ettiniz; 5er yıl cezaya çarptırılırsınız.
4. yok, ikiniz de sessiz kalmayı tercih ettiniz; 1 yıl içeride kalır sonrasında özgürlüğünüze kavuşursunuz.
son olarak, size sunulan teklifin aynısının smith'e de sunulduğu söyleniyor. fakat sizin smith ile iletişim kurma şansınız yok. ayrı hücrelerde kalıyorsunuz. ve smith'in ne yapacağı hakkında en ufak bir fikriniz bile yok.
şimdi, tek derdiniz, hapiste geçireceğiniz zamanı hangi şekilde en aza indirebilirsiniz sorusunu cevaplamak. itiraf etmek ya da etmemek. problemin amacını daha iyi kavramak için onur, şeref, delikanlılık, insan hakları vs. gibi konuları unutun. çünkü sorun bunlarla ilgili değil. aynı zamanda smith'e yardım etmeyi de aklınızdan geçirmeyin. problem, sizin için en iyi olanın açık ve net bir biçimde ortaya konulmasında...
soru: en kısa sürede bu delikten nasıl çıkarım? itiraf ederek mi, etmeyerek mi?
ilk bakışta, problem sanki smith2in cevabı bilinmeden çözülemeyecekmiş gibi duruyor. lakin bu tam bir yanılsama oyunu. probelmin çok açık bir çözümü var: smith naparsa yapsın, itiraf etmelisin. bu çözüm, aşağıdaki şekilde haklılığını kazanıyor:
1. smith ya itiraf edecek ya etmeyecek.
2. diyelim ki itiraf etti. o zaman, sen de itiraf et ve 5 yıl hapis yat. aksi taktirde, 10 yıl yatmak zorunda kalacaksın. bu yüzden senin için en iyisi itiraf etmek.
3. diğer yandan, diyelim ki smith itiraf falan etmedi. o zaman da itiraf etmek yine senin hayrına. zira direk özgürlüğüne kavuşacaksın. itiraf etmez ve sessiz kalırsan da 1 yıl yiyeceksin (smith gibi)
4. velhasılı kelam, itiraf etmen en iyisi. yani smith naparsa yapsın hapisten en kısa sürede çıkmanın yolu konuşmaktan geçiyor.
buraya kadar her şey güzel. lakin işin içinde bir hinlik var. smith'e de aynı teklifin sunulduğunu hatırlayalım. eh o da öküz değildir, bizim hesapladığımız şekilde kendisi için en iyi olanı o da düşünecektir ve itiraf etmeye gidecektir.
böylece, hem sizin hem de smith'in itirafı durumunda her ikiniz de 5er yıl yiyeceksiniz. lakin tam aksini yapmış olsaydınız, yani her ikiniz de sessiz kalsaydınız 1er yıl ile kurtulacaktınız.
işin hinliği de burada yatıyor işte. rasyonel yollarla izlenen çıkarlar sonunda her iki taraf da hüsrana uğruyor. dilemmayı dilemma yapan şey de buradan çıkıyor.
Sonradan Smith'le tutuklu adam arasında geçen dialog:
- Ben senin bunu düşüneceğini düşünmüştüm.
+ ben de senin bunu düşüneceğimi düşüneceğini düşünmüştüm.
Sonra ikisi de 5 yıl yerler.
- Ben senin bunu düşüneceğini düşünmüştüm.
+ ben de senin bunu düşüneceğimi düşüneceğini düşünmüştüm.
Sonra ikisi de 5 yıl yerler.
paşa paşa yatarım ama çıkınca o Smithi bulur hayatını sikerim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar