bugün

genellikle old school polisler değil de rejim polislerinde olan özgüvendir.

çocukken bi arkadaşım karakolun yanında oturuyordu da "oh ne güzel hırsızlık olmaz olay olmaz" diye iç geçiriyordum. simdi bakıyorum da allah korusun.

neyse efenim. bu özgüven öyle bir özgüvendir ki trafikte tartıştığı bi insana karşısında kendisini çeken bi kamera olmasına rağmen rahat rahat "kafana sıkarım" dedirtebilir. haberde gördüm de birkaç gün önce.

tabii bu rahatlığın sebebi de diğer her konuda olduğu gibi toplumsal faktörlerdir.

ilkokul mezunu bir adam düşünelim. gençlik kollarına da kayıtlı. yapabileceği hiçbir iş olmadığı için "bari polis olayım" diyor. sonra giriyor youtubea, büyük harflerle "işte bizim türk polisimiz" diye videolar görüyor. 2 milyon izlenmiş. altında da 15-16 yaşlarında cahil, eğitimsiz, taşralı çocuklar "kahraman polisimiz hepinize canımız feda" diye yorum atmış.

sonra bu polis arkadaşımız giriyor instagrama. hayatındaki tek misyonu memurla evlenmek olan üniforma fetişisti köylü kadınların açtığı "polis eşi" hesaplarını görüyor. bunlar öyle kadınlar ki kendini kocasının mesleğiyle tanımlayacak kadar varoşlar. (isteyen girip polis eşi polis karısı gibi kelimeler yazsın kaç bin hesap sayfa vs var)

akabinde bu hiçbir şey olamadığı için tek çare polis olan arkadaşımız uzaniyor koltuğuna, tavanı izliyor, aklına gün içerisinde youtube ve instagramda karşılaştığı manzara geliyor, suratına şuh bir gülücük yerleştirip kendi kendine diyor ki

"vay bee ulan ben neymişim?"

e haliyle çok doğal olarak ertesi gün haberde karşımıza çıkan bu tavırları kendisine hak görüyor.