bugün

sizi bilmiyorum ama.bizim evde yılladır süregelen bir olaydır.

pazar günü saat 11 de dağılmış saçlar ve iki ayağımın sadece birinde olan yarım yamalak giyilmiş çorap ile burnuma doğru gelen kokunun izini sürerim. ve kokular beni mutfağa götürür. bazen sucuklu yumurta da yanında iyi gider.

pazar günü koşuya çıkanlara inat,
yaşasın sucuklu yumurtalı hayat!.
mutlu evdir. haftada 1 gün bile olsa evin tüm fertleri beraber kahvaltı yapar. çok güzel birşeydir insanın sevdikleriyle kahvaltı yapması, hem de çok.
Hele o çay karıştırırken çıkan ses...
Sıcak ve huzurludur.
Huzurlu ve keyifli bir pazar geçirmeye hazırlanan yuvadır.
Kızarmış ekmek te kokuyorsa, hele hele anne, mutfakta neşeli bir şarkı mırıldanıyorsa bir yandan.
Zaman dursun isterseniz.
Kahkahaların da eşlik ettiği kahvaltı sofralarıdır.
Pazar günleri evde olmayı özledim.Yapılır mı kardeşim bu ya.
Beni anında Çocukluğuma götüren anı.

Tavadan alınıp Yağı emilsin diye peçete üzerine dizilmiş paratesleri sıcak sıcakken kapar kaçardım. Anneannem de dilimin yanmasından korkup engellemeye çalışırdı. Dilim Yanardı ama buna değerdi. Patatesin Tadı öyle sıcakken ayak üstü yendiğinde daha bir güzel gelirdi.
Nisbet gibi...6 ayı geçkin yaşamadığım durum.
Huzurlu bir kahvaltının yaşanacağı evdir.
standart orta düzey bir ailedir. ufak hayatlarında patates kızartması onları mutlu eder. evet.
Gelecekte benim evimdir, inşallah.
içinde benim bulunduğum ve bulunacağım evdir.

Küçük bir dombili kavmi kuracağım ve göbişlerimisle pek musmutlu olacağız. ikindi kahvaltımızda portakal marmelatlı ve tarçınlı kurabiyelerimiz eksik olmayacak.

Belki iyi birer çocuk olabilirseniz hikayenin devamındaki arnavut böreğini bile duyabilirsiniz .
Eskide kaldı o güzel günler şimdi gurbette olunca insan o kokuya bile hasret kalıyor. Çocukluğumun en güzel hatıralarından birisi. O günler bir daha geri gelmeyecek en çokta o üzüyor insanı.