bugün

bazı hatırlatmalarla başlamakta fayda var. daha önce de değinmiştim ama sözlüklerini yeni açan arkadaşlarımız için bir kez daha kusayım; ben de pantolon demesini bilirdim. henüz beynimdeki nöron yitimi o boyutlarda değil. fakat bu pantul meselesini "içlik" bağlamında ele aldığım için pantolon'u değil de, pantul'u kullanmayı yeğ tuttum. içlik giyen insanınki pantolon değildir, pantuldur artık.

gelelim esas meseleye... hep merak eder dururum, niçin içliğe içlik demiştir insanoğlu da pantolona "dışlık" dememiştir mesela. bu türden düşüncelerim yüzünden akademik kariyerim başlamadan bitti. olsun, yine de üzülmeyin siz. bundan sonra halk olarak aramızda anlaşalım, artık pantolon demeyelim, çok frankofon işi, dışlık diyelim gitsin derim ben. hem zaten ne olduğu belli değil, pantolon mu, pantelon mu, pantalon mu, pançaron mu, pantul mu, pontul mu, pontus rum cemiyeti mi? ne bu şimdi?

haa diyebilirsin ki şimdi oturduğun yerden "ağabeyciğim ben zaten içlik giyen bir insan değilim ki!" hemen onu da yanıtlayayım hazır iyice yaşar nuri'ya bağlamışken. bugüne kadar hiç içlik giymemiş olman bundan sonra da giymeyeceğini garanti etmez. olur da bir gün sen de gidilen bir piknikte, mangal partisinde bir akarsuya, bir dereye düşersin yanlışlıkla hiç beklemediğin şekilde içliği geçirirler o nazik popona. o yüzden neo'ydum dememeli içlik giyebilirim demeli...

şimdi fark ediyorum ki sözlük kariyerimde ilk defa sorunsallı başlık açmışım. ben de artık gerçek bir sözlükçü oldum. fiski içerek kutlamak istiyorum. neyse zaten hiç abdestim yok!